15. Bölüm

1K 102 63
                                    

Hellooooo

Sizi çok özlemişim vallahi

nav haftamı soracak olursanız bok gibiydi

Eee sizden ne haber özlediniz mi beni bakayım???

Hemen bölüme geçelim o halde

🌵🌵🌵

Üşümeye başladığım için hırkama iyice sarıldım. Kaç saat olduğunu bilmiyordum ama çok uzun süredir evimizin karşısındaki parktaki banka oturarak çocukları seyrediyordum.

Ellerime göz attım. Yaralarım artık kabuk bağlamıştı ve sargıları çıkartmıştım. Sonrasında bu yaralar bana hatırlatmıştı...

Efeyi. Yediğim iftirayı. Büşrayı. Elayı. Efeyi. Efeyi. Ve tekrar efeyi. Kızın onu öpüşünü. Sarılışını...

-Kızım ne yapıyorsun ya niye ellerine bakıyorsun yoksa dua falan mı ediyon?

Dik dik Ahmet'e baktım.

-Ay pardon valla dua ediyorsan dikkatini dağıtmayayım.

-Ya oğlum ne saçmalıyorsun tabiki dua etmiyorum ellerime bakıyorum sadece

Ahmet. İşte bu kişicik benim çocukluk arkadaşım. İlk ve tek 'gerçek' arkadaşım. Size söylemiştim erkekli bir ortamda büyüdüm diye. Yoksa siz bunu sadece aile ile mi sınırlı sandınız? Tabiki de sadece aile ile sınırlı değil.

Ahmet aynı zamanda babamın üniversite arkadaşı olan Süleyman amcanın oğlu. Ve biz doğduğumuzdan beri hep yanyanaydık. Ona bir şey olursa ben korurum kollarım bana bir şey olursa o beni korkuyup kollar. Ahmet'i severim yani. Ve gerçekten güvendiğim bir insandır kendisi de.

-Niye bakıyon ki yani durduk yere şimdi?

-Ya durduk yere bakıyom. Uff ne bileyim işte.

O sırada Ahmet bana doğru hareket etti ve aynı benim yaptığım gibi ellerime baktı.

-Aboooovvvv kızım bu ellerin hali ne yok artık.

- Ahmet sakin ol ve zılgıt çekmeyi kes sen Doğulu değilsin ve bir şey olmadı voleybol oynarken işte tırnaklarım kesti falan.

Söylediklerimden tatmin olmuşa benzemiyordu. Bana gözlerini kısarak dik dik bakmaya başladı. Ben de ona aynı şekilde bakmaya başladım. Bakmayı ilk kesen Ahmet olmuştu elbette.

-Ya kahretsin yine kaybettim şu göz kırpmama oyununu

Bu çocuğun büyümesi lazımdı gerçekten.

-Yana kay bakayım sen niye saatlerdir buradasın? Bir misafirlerinle ilgilenmek yok.

Bugün sabah gelmişlerdi daha bizim evimize ve 3, 4 gün yatılı kalacaklarını söylemişti Meral teyze. Öyle yatılı geziler düzenlerdik birbirimize. Bu bir aile geleneğiydi galiba. Ve misafir eden kişi misafirini pikniğe çıkartırdı. Ve bu şekilde karşılıklı prosedürler tamamlanmış olurdu.

-Canım sıkıldı hava kapalı ya hani. O yüzden biraz hava alayım dedim o sırada yana kaymıştım ve Ahmet de benim yanıma oturmuştu.

-Hümeyra sence de çok eğlenceli ve heyecanlı değil mi ya?

-Ne çok eğlenceli ve heyecanlı değil mi?

-Yarın babamızgilin üniversite arkadaşını görücez o tabiki.

-Yani? Bunun eğlenceli olan tarafı ne Ahmet?

-Ne bileyim işte. Eğlenceli yani.

-Bence senin o eğlencen 1 haftalık izin alarak okulu asmandan kaynaklanıyor ama sen bilirsin tabi.

🌵ÇÖL ÇİÇEĞİ🌵~Çeyrek Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin