Vampir Akademisi Savaş

VA 45

12 Haziran 2015-Cuma. Akademi.

Gece: 02:00.

Kapı tıkırdatılıyor galiba ya da benim kulaklarım çınlıyor. Ama çınlamak böyle olmaz ki.

Yataktan kalkmaya halim yok ne zamandır burada bu şekilde uyuyorum haberim yok. Dönüşüm aşamasındayım. İlk önce midem bulanmaya başladı yediğim şeyler dokundu şimdiyse gözlerim yerinden çıkacak gibi kalbimin durduğunu hissediyorum ve damarlarımda kan yok sanki. Bazen beynime tarif edilmez acı saplanıyor ve kurtulmaya çalışıyorum. Bir süre bağırdıktan sonra sakinleşiyorum. Daha sonra yanma başlıyor tüm bedenim alev almış şekilde yanıyor. Buz gibi suyun altında duruyorum geçmesi için. Dişlerim yer değiştiriyor sanki. İki dişim uzanmaya başladı.

Gözaltlarım morardı ve göz rengim değişmeye başladı.

Gün işığı içeriye girmesin diye perdeleri kapalı tutuyorum.

En küçük çıtırtı bile kafamın zonklamasına yetiyor.

Bunları düşünürkene çalan kapıyı unuttum.

Her kimse artık gitmiş olmalı.

Dmitri: Rose benim açar mısın kapıyı?

Dmitrinin sesini duyuyor gibiyim. Ya da gibisinden fazla o şu anda kapımın önünde.

Yavaşca doğrulamaya çalıştım ama sadece çalıştım. Üçüncü kalkışımda başarıp ayağa kalktım. Vampir olunca güçlü olunmazmı ya ben neden zayıf düşüyorum.

Kapının önüne gelip elimle kilidini açtım. Kapıyı açtığımda her zamanki siyahlığıyla Dmitriyi karşımda gördüm.

Rose: oo kimleri görüyorum. Siz buralara uğrarmıydınız ya?

Hafif gülümseme yolladım.

Dmitri: demek ki uğraya biliyor muşum. Kaç gündür dışarı çıkmıyorsun hadi üzerine bir şeyler al da gel bir az dolaşalım.

Rose: dolaşacak halim yok ki kapıya kadar ne zorlukla geldim.

Dmitri: düşersen ben tutarım merak etme.

Rose: peki o zaman bekleyin.

Dmitri: tamam.

İçeri girip üzerime incecik bir hırka aldım.

Ayakkabılarımı giyip anahtarlığımı ve telefonumu alıp çıktım.

Kapıyı kapatıp Dmitriye döndüm.

Rose: hadi gidelim.

Yürüyerek yatakhaneden çıktık.

Rose: nereye gidiyoruz?

Dmitri: en çok sevdiğin yer neresiyse oraya :)

Rose: tamam Parise gidelim en çok orayı seviyorum.

Dmitri: Akademini kast etmiştim :)

Rose: Akademinin Parisine gidelim o zaman :)

Bir süre anlamamış gibi baktı.

Rose: tiyatro salonuna yani :)

Dmitri: tiyatro salonu ve Paris ne alaka diye sormayacağım :)

Rose: siz gülümsermiydiniz mi ya?

Dmitri: nasıl yani?

Rose: yani her zaman citti citti takılırsınız ya ağır abi gibi bana bulaşmayın keserim falan gülümsediğinizi görünce şaşırdım :)