VA 41

1.2K 32 9
                                    

25 Mayıs 2015 Pazartesi.

Sıkıcı bir pazartesi günü daha. Bu dönem gece okulu başladığı için Jason'la ve Diman'la pek görüşemiyoruz. Onlar gündüz biz gece derslere giriyoruz.

Hava her zamankinden daha sıcaktı. Camdan bakınca alev alev tutuşan bir güneş gördüm. Bulutlar yerini güneşe vermiş bir tane bile ortalıkta gözükmüyordu. Yağmur'a o kadar alışmıştım ki böyle havalar beni sarmıyordu.

Dışarı çıkmak yasak odada yapacak bir şey yok dün pazar olduğu için uykumu almıştım şimdi de uyuyamıyorum bu yüzden. Lisa desen şimdi mışıl mışıl uyuyordur.

Jason ders'te her halde. Diman da beni ilgilendirmiyor. Stefan ve Candice de nerede kim bilir. Uyuya da bilirler birlikte.

Bella da kendi odasındadır. Bir tek ben yalnız başınayım. Niye yalnız kalıyorum neden kimseyi benimle kalması için yollamadılar onu da anlamadım. Acaba ömür boyu yalnızlığa lanetlendim mi ben.

Biraz saçma olduğunun ben de farkındayım ve siz de alıştınız tabi ki klişe cümleler kurmama.

Artık takmıyorsunuz :)

Tamam şaka yaptım. Her zamanki gibi ben en iyisi başımdan geçenleri deftere dökeyim. Sonuçta yapacak önemli bir şey yok.

Yattığım yataktan yavaşca kalkıp defterimi koyduğum çekmeceni açtım. Defterimi elime alıp şöyle bir baktım. Hiç değişmemişti. Elime bir de kalem aldım.

Sandalye çekip oturdum. Defterin son yazılan sayfasını açıp devam ettim.

"25 Mayıs 2015-sıkıcı pazartesi.
Meraba günlük. Nasılsın diye soracağım ama malesef cevap veremeyeceksin. Gördüğün gibi aynıyım hiç mi hiç değişmedim. Aynı Rose Hathaway. 7 sinde nasıl 70 inde de öyle.
Değişmemi de bekleme zaten. Kimse beklemesin. Buyum işte. Aynı tip aynı güzellik aynı siyah saçlar aynı siyah giysiler. Aynı akıl aynı komiklik :)
Bir tek değişen hislerim.
Jason'a karşı birazcık değişmiş ola bilirim.
Daha yumuşak daha sıcakkanlıyım belki de.
Kendimi öyle hissediyorum.
Ama daha fazlasını kesinlikle düşünmüyorum.
Saçma olacak ama ben aşık olmak istiyorum. Hani gördüğün zaman titrersin ya öyle. Öyle biri de henüz karşıma çıkmadı.
Unutamayacağım biri olmalı hayatımda. Hafızamı kaybetsem bile aklımdan kazınmayacak birisi.
Her nefes aldığımda aklıma gelicek sadece bir defa görmek için günlerce yol gitmek isteyeceğim birisi.
Sesini duymak için bin takla atacağım birisi. Yok işte öyle birisi yok.
Ben böyle şeyleri ancak sana söylüyorum bak. Kimse bilmiyor. İkimiz arasında büyük bir sır.
Ermandın gidişinden sonra akademide güller açtı sanki. Bir tek diken var o da müdüre Allison. Siyah simsiyah diken.
Batınca fazla yakan.
Zehirli dili ilk geldiği günden beri her kezi kendinden soğuttu.
Bana zevksiz olduğumu söyledi.
Sana ne ya zevksizsem zevksizim sana kalmış. Belki ben böyle yaşamayı seviyorum böyle giyinmeyi böyle süslenmemeyi. Kendime bakmıyorum açıkcası hiç bir zaman fazla süslü birisi olmadım. Ve bu da ona batıyor.
Gel gelelim Dmitri'ye eskisinden daha iyi davranıyor bana. Daha yakın yani. Keşke zamanında böyle davransaydın bay Belikov belki o zaman aramızda bir şeyler ola bilirdi.
Candice ve Stefan sevgililer dedim ya Candice uzun bir zaman Stefanı benden kıskandı. Nedenini gerçekten bilmiyorum. Stefanla biz ateş ve barut gibiydik. Nasıl o sonuca gelipte kıskanmış aklım almıyor. Sonraysa duyduk ki Stefan buna açılmış bu da ona.
Bella tesadüf soucunda aramıza katıldı. Bizi müdire belasından kurtardı. Yasak kütüphaneye girmiştik bir gün. Aynı koruyucu yüzükden yapmaya.
Benim ve Lisanın vardı. Jason Diman Candice ve Stefana da yaptık. Doğrusunu söylemek gerekirse Lisa ve Diman yaptı biz seyrettik.
Keyifliydi. Tam sonlara doğru Müdire haber tutmuş sanki koridorlarda gözüktÜ. İçeri gireceği sırada Bella geldi ve Kraliçenin akademiye geldiğini onu görmek istediğini söyledi. Ve cezadan bu şekilde kurtulduk.
Bellayı da aramıza aldık. (Bella-Kristen Stewart) bugünlük bu kadar. Hoşcakal. "

Vampir Akademisi SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin