BAL GİBİ
11. Bölüm
Duşumu alıp saçlarımı kuruttuktan üstüme alelade bişeyler geçirip Deniz ve Ceyda'yı da koluma taktıktan sonra yürüdüm bizim meşhur simit sarayımıza..
Açken ben ben değilim!! Snikers'ın da reklamını yaptıktan sonraaa.. (Yanlış anlaşılmasın snikers sponsorum falan değil.. Hem ben kiiimm koskoca snikers kim ?? :P Ne yani sponsor olarak kimseyi bulamadılar bana olacaklar he mi? Oldu cınım.. Görürsem söylerim.. Amaaann ne saçmalıyom ben.. Şu paranteze bak maşallah.. Bi paranteze insan bu kadar çok şey yazar mı? Yazmaz!! Yazmamalı!! Ama söz konusu ben olunca tabii.. Aaa hala parantez içinde yazıyorum.. Çık şurdan Balım çık!!)
Heh geldim dostlar aranıza.. Az daha gelmesem parantez içinde boğulup kalacaktım zaten.. Bak hala parantez diyorum!! Unut Balım parantezi!! UUU-NUT!!
Evet.. Ne diyodum? Hah! Buldum! Simit Sarayı.. Açlık falan işte..
2. katta her zaman oturduğumuz yere gidip kurulduk iskemlelerimize.. Deniz ve Ceyda birer simit ikişer de üçgen peynir söylediler.. Ben ne mi söyledim? Deniz ve Ceyda'nın ikisinin birlikte söylediklerini tek başıma söyledim.. Nasılım ama? Süperim.. Evet evet gerçekten süperim.. 90 kilo olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum.. Ne emin adımı ?? Roberto Carlos baldırlarıyla ilerliyorum..
Bakmayın öyle.. Dün öğlenden beri hiçbir ŞEY yemedim ki.. Sen git elin Ayşe'sini Fatma'sını bırak bakıyım 21.5 saat aç.. Gör bak onlar neler neler yiyo.. Benim 2 simitim 4 üçgen peynirim hiç kalır hiç!!
Siparişler gelene kadar camdan geleni geçeni dikizliyordum ki.. Bi tane kamyon geldi önümüze ve benim tüm manzaramın içine etti!! Tam da biscolata reklamlarından fırlamış da Antalya'ya yolu düşmüş bir DAŞ geçiyorken önümden!! Hey Yarabbim!! Tam sırasıydı yani dayı sağolasın!! Belki de kısmetimi kapattın haberin yok!! Nasıl yaşayacaksın bu vicdan azabıyla hı!? Nasıl?!
Kamyona şöyle bi göz gezdirdim.. Üstünde ARTIK YAĞ DEPOLAMA yazıyordu..
"Ben zaten hiç yağ depolamıyom ki canısı" dedim kendi kendime.. Deniz'le Ceyda bana dönüp "ne dedin?" bakışları attılar.. Demek ki içimden değil dışımdan söylemişim.. "Hiç yaa.. Şu kamyonda ARTIK YAĞ DEPOLAMA yazıyor ya.." diye kısa ama anlamsız bi açıklama yaptım.. "Kızım orda ARTIK YAĞ DEPOLAMA değil "ATIK" yağ depolama yazıyo! Nerenle okuyan Balım?!" diye dalga geçince Deniz salaklığıma doymayayım diye geçirdim ve içimdeki salakların bayrak sallayanı Balım'a teşekkürlerimi (!) ilettim..
"Ayy Balım sen cidden çok gerginsin.. Biraz rahat ol beybisi.. Bak gerginlikten saçmalamanın finish'ine doğru hızla ilerliyosun yani!"
Ters ters baktım Ceyda'ya.. Haklıydı.. Gergindim.. Hem de fazlasıyla..
Ilgaz'ın teklifini onu ailesinin önünde rezil etmek için kabul etmiştim.. Ama aklıma hiçbir şey gelmiyo ki.. Deniz'le Ceyda'ya söylesem kesin bulurlar bişeyler ama.. Yok.. Bunu kendim halletmeliyim..
Aslında biraz düşününce.. Yani mantıklı tarafım arada sırada beni yokladığında -ki bu çok nadir olur- Ilgaz'a haksızlık ettiğimi düşünüyorum.. Acaba yapmasam mı ? Çocuk neticede geldi gayet samimice özür diledi benden.. Hem de özür dileme özürlüsü olmasına rağmen.. Hem ayrıca o beni babamın yanında hiç rezil etmedi ki.. En ufak bi pot bile kırmadı.. Sol tarafımdaki şeytan Balım "Ama bunlar sana para teklifi etmeden önceydi" diye bas bas bağırdı..
Ben böyle kendi içimde ikiye ayrılıp boğuşurken siparişlerimiz gelmişti bile.. Amaaann salla Balım dedim kendi kendime..
"Açken sen sen değilsin unutma"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL GİBİ #Wattsy2020
Teen Fiction"Gülme Garantili Romantik Komedi" desek de inanmayın a dostlar. Zira hayatı, 6.7 imdbli gerilim filmi tadında ilerleyen bir Balım Özdemir'imiz var. Tabi Antalya'nın gelgitli havaları da işin içine karışınca.. Neler oluyor neler! Aslında her şey o gü...