BAL GİBİ
26. Bölüm
Fonda It's a Lovely Day çalıyordu. Gözümde biriken yaşları salıvermemek için zor duruyordum. Antalya'dan gidişim böyle olacakmış meğer! Ne Alime ne Ceydama ne Denizime veda bile edemeden, gizli saklı, saçma sapan bir evcilik oyunundan kaçarak, sevdiğim adamı gerimde bırakarak!
Ah be Antalya! Kalbimi bırakıyorum sana, iyi bak ona!
***
Otogarın önünde servisten inmemle birlikte cehenneme selam çaktım a dostlar! Mahşer gibi bi sıcak ama nasıl!!
Antalya'dan gideceksem Grönland'a falan gideyim bari de gidişime değsin yani!
Çok sıcak anacımm çoook!!
İçeri girsene ne bakıyon bön bön!
Shut up Şukufe!
Şukufe'nin haklı serzenişine ayak uydurup otogarın içine girdim.
Tek tek seyahat firmalarının önünden geçiyordum lakin bomboş bakıyordum zira nereye gideceğimi bilmiyordum ki! Hadi ama aklıma estiği gibi aldım çantamı çıktım, uzun uzun plan mı yaptık sanki! Hem başım ağrır zaten benim, düşünüp kuramam öyle biliyosunuz.
Aman yaa dedim ne acelem var ki alırım biraz sonra, önce bir karnımı doyurayım! Ee acıkan yer ayrı acıyan ayrı! Yoksa ne diye cenaze evinde helva dağıtılsın ki? Tatlı yiyelim ölünün arkasından tatlı konuşalım diye mi? Kör ölür badem gözlü olur hesabı. Ahh ne iyi kadındı rahmetli, her sabah kedilere süt verirdi (kedileri ciyak ciyak kovalayan kadını diyorlar), ah ne tatlı enerjik amcamızdı, top oynayan çocuk gördü mü dayanamaz oyuna girerdi (toplarını keserdi demek istiyor) bla bla bla.. ah be insanoğlu ne karmaşık bir varlıksın! Çözecem çözecem tekrar dolaşıyorsun!
Ay ne diyorum ben yine?? İçimde boş konuşma düğmesi açık kalmış gençleer, sooorry!
Ne diyordum? Heh acıkmak! Sağıma soluma öyle boş bakışlar atarak büfelere doğru seğirtiyordum ki. O da nesi!
"Elis!"
Vallaha da Elis billaha da Elis!!
Allah'ım sana geliyorum!!
Gözünüzde canlandırın şimdi. Otogarın ortasında zinciri boşalmış danalar gibi koşan 1.72 boyunda bir kız. Sanki çölde susuz kalmış da lıkır lıkır önünde su içen bir Bedevi görmüş içtiği şişenin son yudumuna yetişmeye çalışıyor! Ah be Elis, çöldeki vahamsın!!
Duygu boşalması yaşıyorum bakmayın öyle.
"Sen nerdeydin yaa nerdeydiiinn!!" deyip kocaman sarılırverdim.
"Balım?"
Elis'le tanışmadınız tabi. Hemen anlatıyorum. Elis benim zumba derslerinden arkadaşım! Bizim üniversitede ekonomi okuyordu, benden iki yaş büyük. Çok akıllı bir kızdır. Aynı zamanda yoga eğitmeni. Ne zaman içim daralsa işin içinden çıkamasam hep bi kahve içmeye davet ederim o da kırmaz koşa koşa gelir. Deniz anamla Ceydoşum yol arkadaşlarımsa Elis de akıl hocamdır. Ve şu içine düştüğüm cenderede ona danışmanın hiç aklıma gelmemiş olması pes yani! Benim aklı beş karış havadaki arkadaşlarıma kulak verene kadar Elis'e bi alo deyiverseydim ya!
Neyse demek ki kısmet bugüneymiş!
Yine kocaman sarılıp "Seni Allah çıkarttı karşıma!Napıyorsun, nereye gidiyorsun?"
Kalakaldı tabi kız!
"Balım?! Canım napıyorsun yaa, korkuttun beni" deyip gülüverdi.
Kız haklı az biraz korkutmuş olabilirim. E yani biri size ölümden önceki son çarenizmiş gibi davransa siz de ürkersiniz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL GİBİ #Wattsy2020
Novela Juvenil"Gülme Garantili Romantik Komedi" desek de inanmayın a dostlar. Zira hayatı, 6.7 imdbli gerilim filmi tadında ilerleyen bir Balım Özdemir'imiz var. Tabi Antalya'nın gelgitli havaları da işin içine karışınca.. Neler oluyor neler! Aslında her şey o gü...