BAL GİBİ
14.Bölüm
Ilgazların evindeki o harikulade akşam yemeğinden sonra ne mi oldu? Anlatayım..
Evden gayet 'örnek bir çift' gibi ayrıldıktan sonra arabaya binip Lara yoluna doğru kaptırdık kendimizi. Ben içimden acaba beni nerde öldürecek, nereye gömecek, leşimi köpekler bulup kemirmeye başlamadan polisler beni umarım bulur diyerekten minnoş bir cenazeyle hakkın rahmetine kavuşmanın hayallerini kuruyordum ki ( kuruyor muydum? Bana da bak resmen ölümümün hayalini kuruyorum ) Ilgaz bastı gaza.. Ama nasıl basmak! Kökledi resmen! Dünyanın sonu yokmuşçasına hızlı kullanıyordu!
"Dalga mı geçiyorsun sen benle ha? Oyun mu oynuyorsun aklın sıra?"
Ne diyeceğimi bilemedim. Ağzım korkudan kupkuru kalmıştı. Sahra çölü de neydi yanında heheyt!
"Bb-be-ben-"
Tabi ki tamamlayamadım. Nasıl tamamlayabilirdim ki? Hakkaten yemek yerken benim aklımdan ne geçiyordu acaba? Ilgaz'la o evden hiç çıkmayacak mıydık? Akşam olan her şeyin Ilgaz'ın olgunlukla karşılayacağını 'aman canım nolacak alt tarafı ailemin önünde beni itin g*t*ne soktun soktun çıkardın' diyeceğini mi bekliyordum? Almayacak mıydı bunun intikamını? Burnumdan fitil fitil getirmeyecek miydi? Tabi ki getirecekti! Hem de en kallavisinden!
"Kapa çeneni! Sesini bile duymak istemiyorum!"
Aha bu sefer resmen sıçtım! 22 yıllık hayatımın son gecesiymiş bu meğer! Haydi Allah rahmet eylesin bana. İyi kızdım vesselam! Arkamdan fatihalarınızı eksik etmeyin aman diyim! Çok ihtiyacım olacak öteki tarafta!
Yok mümkün değil, Ilgaz sakinleşmiyordu! Daha da basıyordu gaza -daha ne kadar basabilecekse- derken..
Olanlar oldu!
Gözlerim yerinden bir meridyen fırlamışken biz havada taklalar attık! Giderken beni tek yollamamış yarim de yanımda gelmişti!
O bizim kaaa-vuşmalarımııız ah yaaarim! Maaah-şeeree kaaa-alldııı!!
THE END!!
Ahh tabi kii.. Neyse kii.. Şükür ki.. Sonumuz böyle olmadı!
Daha yaşayacak günlerim varmış meğer! Yani canım kayınvalidem sağolsun varmış!
Neyse bugün ölmedik kısmet yarına artık!
Ayy ne diyom ben. Töbeler olsun! Allahım sen yoksay yine beni. Bakma bu şuursuz kulunun laflarına!
Şöyle ki;
Yemekten sonra eve dönüş yolunda yukarıdaki senaryonun olacağı gözümün önünden film şeridi gibi geçerken resmen 180 derece dönüş yaptım masada! E daha ölmek için çok gençtim canım! Yani tahmin edersiniz ki tükürdüğümü azcık da olsa yalamaya başladım! Ama azıcık!
Hadi ama ne azı, neyin azı?! Bukelamunlar benim kadar renk değiştirmiyor, rüzgar gülleri benim kadar dönmüyordur!! Tabi bunda Ikizler burcu olmamın da katkısı yadsınamaz..
"Ay efendim şaka yaptım ben! Bir aya düğün mü yetişirmiş hiç? Dimi ama? Hem Ilgaz'ın işleri çok yoğun bu ara. Malum sezon açılıyor. Bizim düğün kışa kalsın bence!"
Ilgaz'ın kulağına eğilip "Kışa kadar bir şekilde ayrıldık der sıyrılırız merak etme" dedim.
Kayınvalidemse benim aksime epey heveslenmişti bu işe. Vazgeçeceğe benzemiyordu!
"Aa olur mu ama kızım? Kışa daha çok var! Bizim hayta bizden gizli nikah kıymaya vakit bulmuş madem! Düğünü de yapabilir pekala!"
Ilgaz boğazına öküz oturmuşçasına öksürmeye başladı! Usul usul (!) sırtını yumrukladım ben de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL GİBİ #Wattsy2020
Teen Fiction"Gülme Garantili Romantik Komedi" desek de inanmayın a dostlar. Zira hayatı, 6.7 imdbli gerilim filmi tadında ilerleyen bir Balım Özdemir'imiz var. Tabi Antalya'nın gelgitli havaları da işin içine karışınca.. Neler oluyor neler! Aslında her şey o gü...