95. Bölüm

230 9 0
                                    


'Aylin bütün eşyaların odanda Toygar getirdi sağolsun sen istersen bir duş al kendine gel hem Melahat hemşire sana yardımcı olur ne dersin?'

"Peki"

Dedikten sonra ikiside birlikte Aylinin öncelerde kaldığı odasına gelmişlerdi her şey yerli yerinde duruyordu .
Eşyalar sanki hiç burdan birisi ayrılmamış gibi yerleştirilmişti bile.
Aylinin gözleri yaşlarla dolarken içindeki tarifsiz üzüntüyü gözyaşlarıyla akıtmaya başlamıştı.
Kolundaki çıkık hala düzelmemişti bu yüzden Mertin işe aldığı yeni yardımcıları Melahat hemşire ona yıkanmasında yardımcı olmak için banyoya götürdü.
Melahat hemşire 45 yaşında bir kadındı.
Saçları biraz hafif beyazlarla kaplanmaya başlasada siyah saçlı , mavi gözlü bu kadında bir anne şefkati duyuluyordu.
Aylini koruyup kolluyor onu hiç incitmemeye çalışıyordu.
Tıpkı kendi evladı gibiydi onun için Aylin.
Aylinin bu sarsıntılı döneminde ona yardımcı olmaya çalışıyor aynı zamanda durumunun hiç iç açıcı olmadığınıda biliyordu.
Aylin psikolojik olarak hiç iyi bir durumda diyildi.
...
Banyo bittikten sonra Melahat hanım bir güzel giyindirdi Aylini saçlarını tel tel taradı uzun zamandır bir anne gibi onu böyle sevgiyle saran eller olmamıştı üzerinde hiç .
Saçlarınıda kurulayıp topladıktan sonra birlikte aşağıya salona indiler .
Aylin hiç konuşmuyor ,yemek yemiyor hatta sadece soru sorulduğunda cevap veriyordu oda zorakiydi .
Bu halleri içine kapanması Merti çok üzüyor kafasından neler geçtiyini bilmemek deli ediyordu.

'E..Aylin sen özlemişsindir benim yemeklerimi? Ne istersin söyle ben hemen yaparım'

" Canım yemek yemek istemiyor Mert"

'Ama bak yemezsen iyleşemezsin biliyorsun daha kolhnda iyleşmedi hem dünde yemek yememişsin Melahat hanım söyledi böyle olmaz hadi kırma beni söyle bir şeyler hep birlikte yiyelim '

"İstemiyorum dedim siz yiyebilirsiniz ben yalnız kalmak istiyorum odama çıkıcam"

'Ama Aylin bak...'

"Mert lütfen acıkırsam söylerim söz "

'Tamam ama acıkman uzun sürerse sözümden dönerim haberin olsun.'

Yavaş ve yorgun adımlarla teker teker kalkarken merdivenleri Melahat hanım hemen yanına geldi.
Ama pek uzun sürmedi bu ziyareti onuda yanından gönderip yalnız kalmak istediyini bildirdi Aylin.
Odasına çıktı dolaplara baktı evde hiç bir şeyi deyiştirmemişti Mert işine geliyordu bu durum zaten ne anlamı kalmıştıki nefes almanın kim için?
Ne için yaşıyorum diye sordu kendisine cevaplar bulunamayınca tek çare gitmekti onun gözlerinde banyoya girdi.
Çekmecenin ilaç olan kısmına baktı eline ne geçerse aldı götürdü yatağa
Önce aynaya baktı sonra hoşcakal dedi kendine ...hoşcakal..bana yaşamı çok gören kader bak istediyin oldu gidiyorum hemde aonsuzadek .
Eline aldığı hapları ağzına doldurdu.
Ama işler istediyi gibi gitmedi Mert girdi bir anda odaya elinde ilaç kutularını görünce çılgına döndü resmen.
Hemen aldı attı hepsini daha yutmaya kalmadan çıkarmak zorunda kalmıştı Aylin ağzındakileri yutamamıştı henüz.
İste hayat bir kere daha izin vermemişti gitmesine oyun daha devam ediyor demişti bir yerlerden.
Peki bu oyunda kim kazanıcak , kim kahbedicek, kim gülüp , kim üzülecek bunlar belirsizdi .
Hayat ona kal diyorsa kesin bir bildiyi vardı çünki hayat gitmesi gerekenler için kapıyı her zaman açık bırakırken,
Kalması gerekenler içinse sonuna kadar kilitlerdi o kapıları.

'Aylin ...sen..sen ne yapıyorsun delirdinmi ?!!ya çıldırıcam ya bu ..bu ne demek sen kendini nasıl öldürmeye çalışırsın '

"Neden izin vermedin niye yaşıyorum ya bırakta öleyim zaten ölüyüm ben görmüyormusun"

'Sen ölemezsin ya olmaz ben buna izin vermem sen ölürsen bende ölürüm Aylin yemin ederim 1 dakika bile düşünmem gelirim peşinden hadi madem kararlısın gel içeli hadi ver şu ilaçları içelim birlikte ölürsekte beraber ölürüz bu kadar'

"Saçmalama Mert bırak şunları lütfen senide kaybedemem ben"

'Sen beni kaybedemezsin ama ben seni kaybedersem yaşarım sanıyorsun öylemi'

"Bak tamam özür dilerim bırak artık şunları yere affet beni"

'Söz ver Aylin bana söz ver bir daha böyle bir deliliye kalkışmıycaksın yalnız o zaman inanırım sana'

"Tamam ya tamam bak söz veriyorum yeter artık bırak elindekileri sana benim yüzümden bir şey olursa ben kendimi affedemem"

'Olmuycak ne aana , nede bana kimseye hiçbir şey olmuyucak'

Edebiyat Öğretmenim (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin