Umbrella Academy Number 8

108.Bölüm

Uyandığımda sabah olmuştu,Klaus yanımdaki koltukta uyuyordu. Ayağa kalktım ses çıkartmadan kapıyı açıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde Diego,Luther,Allison ve Five birşeyler konuşuyordu.

Alice: Günaydın.

Five: Günaydın bitanem.

Diego: Günaydın kardeşim.

Allison: Günaydın canım.

Luther: Günaydın,nasılsın?

Alice: İyiyim.

Birden Klausun sesi duyuldu,hızlıca merdivenlerden iniyordu.

Klaus: Çocuklar Alice yok! Gitmiş,yok! Kahretsin uyumamalıydım.

Five: Sakin ol,o burada.

Klaus: Tanrıya şükür!

Allison: Annem kahvaltıyı hazırlamış,hadi gelin.

Hep birlikte yemek masasına oturduk. Annemin bizim için hazırladığı kahvaltı tabaklarına bakakaldım,çok güzel gözüküyorlardı. Bir yandan yemek yiyor bir yandan da konuşuyorduk.

Luther: Vanya nerede?

Allison: O hâlâ uyuyor,biraz başı ağrıyormuş.

Luther: Anladım.

Diego: Plan yapmalıyız.

Five: Tek istediğim şey sevdiğim kıza zarar gelmemesi. O yüzden Alice güzelim,sen bizimle olmayacaksın. Klaus ve sen güvenli biryerde bekleyeceksiniz. Biz o şerefsizi yakaladığımızda seni almaya geleceğim.

Klaus: Çok romantik, ağlayacağım yapmayın.

Diego: Plan yapmamız lazım.

Luther: Bunları daha sonra konuşalım olur mu? Biraz kafamız dağılsın.

Five: Luther haklı.

Diego: Peki.

Five: Odaya gidelim mi Alice?

Alice: Olur.

Five ile birlikte odama gittik,birsüre sohbet ettik.

Alice: Ben bir lavaboya gidip geleyim.

Five: Tamam.

Odadan çıktım ve öylece koridorda yürümeye başladım, birden durdum. Ben nereye gidiyordum? Hatırlamayı çalıştım fakat bulamadım. Dışarı çıkıyordum herhalde,merdivenlerden aşağı indim ve askılıkta duran hırkamı alıp dışarı çıktım. Birsüre öylece sokaklarda yürüdüm. Garip bir ses geliyordu sanki,sesi tam duyamıyordum. Çok dalgındım,uzun birsüre yürüdükten sonra bir bank gördüm,yürümekten yorulmuştum. Banka oturdum ve manzarayı seyretmeye başladım. Birkaç dakika sonra müzik sesi gelmeye başladı,bu melodi bir yerden tanıdık geliyordu sanki. Müziğe odaklandığımda anladım. Telefonum çalıyordu! Hemen telefonu elime aldım ve kimin aradığına baktım,Five arıyordu. Telefonu açtığım an Five bağırmaya başladı.

Five: Alice! Neredesin sen!? Kaç saattir seni arıyorum,tuvalete gideceğim diye çıktın 3 saattir yoksun! Neredesin güzelim sen!?

Alice: Tuvalete mi?

Five: Alice şakanın sırası değil,neredesin!

Alice: Bilmem.

Five: Ne demek bilmem!? Alice beni çıldırtmayı mı çalışıyorsun?