41.Bölüm

2K 154 99
                                    

~1 hafta sonra~

Five hâlâ ortalıklarda yoktu,umudum her geçen gün azalıyordu. Beni terkedip gittiğini kabullenmem gerekiyordu artık.

Allison: Alice,yemeklerle oynamayı bırakıp yer misin artık?

Alice: Aç değilim.

Diego: 1 haftadır doğru düzgün hiçbirşey yemedin.

Yavaşça Diegoya döndüm,buruk bir şekilde gülümsedim ve konuşmaya başladım.

Alice: Sevdiğin insan 1 haftadır ortalarda olmasaydı sende yemek yiyemezdin.

Hepsi sustu ve daha fazla üstelemediler,masadan kalktım ve odama geri çıktım. Kitaplığımdan bir kitap aldım ve okumaya başladım. Kitabı okuyordum ama hiçbirşey anlamıyordum,çünkü onun nerede olduğunu ve neden beni bırakıp gittiğini düşünüyordum. Düşünceler beni bunaltmaya başlayınca kitabı bıraktım ve aşağı indim.

Klaus: Kanka,iyi misin?

Alice: Evet.

Vanya: 1 hafta sonra ilk defa aşağı indin.

Alice: Belki de kabullenmeliyimdir.

Luther: Bence de,elbet geri gelecektir.

Alice: Hayır Luther,asla geri gelmeyeceğini ve beni bırakıp gittiğini kabullenmeliyim.

Allison: Alice saçmalama neden böyle birşey yapsın?

Alice: Belki de ona ayak bağı oluyordum,ya da benden sıkılmıştı.

Diego: Böyle düşünmemelisin.

Alice: Herneyse,kek yapmak isteyen var mı?

Klaus: İşte benim kankam! Hadi gidip yapalım.

Klaus ile mutfağa girdik ve kek yapmaya başladık,bir süreliğine unutmuştum en azından onu.

~1 Ay sonra~

Artık evin içinde konuşulmamaya başlanmıştı. Sanırım beni üzmemek için konuşmuyorlardı,beni terkettiğinden emindim artık. Aklıma geldiğinde kalbimdeki boşluğu hissediyordum,ama ona çok kızgındım. Bana hiçbirşey demeden çekip gittiği için sinirliydim ona. Bana bunları yaşattığı için asla affetmeyeceğim onu. Evdekiler benim delirdiğimi düşünüyor artık,eskisi gibi değilim. Daha içine kapanık,suskun ve acımasızım. Onlar bana acımıyorsa,kalbimi kırabiliyorlarsa ben neden acıyayım ki? Fazla konuşmuyordum zaten. Odamdan pek çıkmıyordum,arada bir Klaus ve Vanya yanıma geliyordu. Konuşmak istemediğimi anlayınca gidiyorlardı. Zaman böyle ilerliyordu,günler geçtikçe umutlarım tükeniyordu. İçimden " O asla geri dönmeyecek Alice,buna alışsan iyi olur" diyordum. Abime gelecek olursak,o da benimle konuşmayı çalışıyordu ama ben konuşmuyordum. Bir süre sonra pes ettiler,bende kendi halimde takılmaya başladım. Koca dünyada kendimi yalnız hissediyordum,hiç böyle hissettiniz mi? Bu nasıl bir his biliyor musunuz,siz üzgünken ve kalbiniz kırıkken,gün geçtikçe ölürken kimsenin farketmemesi. Birisi yaşadıklarınızı farketsin ve elinizi tutup sizi kaldırsın istersiniz,ama bu hiçbir zaman olmaz. Ben artık pes ettim,ne birinin beni bu karanlıktan çıkaracağına ne de Fiveın geri döneceğine inanıyorum. Hiç başınıza geldi mi? Sevdiğiniz kişi birden ortadan kayboldu mu? Eğer böyle birşey yaşadıysanız ve tek dostunuz oysa beni anlayacaksınız. Hergün odamdan çıkıyorum ve aşağı iniyorum,gözlerim etrafta onu arıyor,ama o hiçbir zaman orada olmuyor. Herkes onun birgün geri geleceğini söylüyor. Benim inancım kalmadı bu yalana,onun geri dönmeyeceğini biliyorum. Dönse de hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. Her sabah yaptığım gibi mutfağa girdim ve kendime kahve yaptım.

Diego: Bugün nasılsın?

Alice: Aynı,değişen hiçbirşey yok.

Klaus: Bak ne diyeceğim,bugün klübe gidelim mi?

Diego: Klaus saçmalama.

Bir an duraksadım ve Klausa dönüp konuşmaya başladım.

Alice: Güzel fikir,hadi gidelim.

Klaus: İşte bu! Hadi kızım hazırlan,akşam coşuyoruz vuhu!

Bir ay sonra ilk defa gülümsedim ve kahvemi alıp masaya oturdum.

Diego: Sen gülümsedin mi?

Alice: Sanırım evet.

Klaus: Bir çocuk yüzünden kendini bu kadar üzmemelisin kanka.

Diego: Klaus! Ne demiştik? Birdaha böyle şeylerden bahsetmeyeceğiz.

Alice: Sorun değil Diego,Klaus haklı.Neyse ben hazırlanayım gidelim.

Klaus: Tamam kanka.

Diego: Alice gitmeyeceksin herhalde?

Alice: Gideceğim tabi ki.

Klaus: Hadi hızlı ol,beni bekletme bebeğim.

Diego: Bende geliyorum seni yalnız göndermem.

Alice: Pekâlâ.

Odama çıktım ve dolabımı açtım,siyah bir kot pantolon ve siyah bir kazak alıp kapağı kapattım,hızlıca giyinip aşağı indim.

Alice: Hadi gidelim.

Klaus: Tamam,Diego gelmek istediğine emin misin?

Diego: Alicei seninle yalnız bırakamam,başınıza birşey gelir.

Klaus: Hadi ama kanka! Ben onu koruyabilirim.

Diego: Sarhoş olduğunda hiçbirşey yapamazsın aptal!

Alice: Kapatın çenenizide gidelim artık.

İkiside sustu ve klübe gittik,çok güzel müzikler çalıyordu. Bir masaya oturduk ve sipariş verdik,Diego çok gergin gözüküyordu.

Alice: Biraz rahatlasana.

Diego: Burası güvenli değil,ne işimiz var burada?

Klaus: Eğlenmeye geldik dostum.

Alice: Senin de kafa dağıtmaya ihtiyacın var.

Diegoya içkilerden birtanesini uzattım.

Diego: Teşekkürler ben almıyım.

Alice: Peki sen bilirsin.

Daha fazla üstelemedim ve içmeye başladım,Klaus ile şakalaşıyorduk. Birden Diego elimdeki bardağı aldı.

Alice: Hey! Geri ver onu.

Diego: Çok içtin,daha fazla içemezsin.

Alice: Bu seni neden ilgilendiriyor?

Diego: Sen benim kardeşimsin! Başına kötü birşey gelmesini istemiyorum.

Klaus: Birşey olmaz,bardağını geri ver kanka!

Diego: Kapa çeneni!

Alice: Bardağımı ver Diego.

Diego: Hayır kardeşim,hatta şimdi eve gidiyoruz.

Alice: Hadi ama! Eğlence yeni başlıyor.

Diego: Çok sarhoşsun Alice,eve gidiyoruz. Hadi Klaus.

Klaus: Ben gelmesem,şuradaki kız çok hoş.

Diego: Sana kalk dedim!

Diego kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı,ayakta bile zor duruyordum. Yürüyemediğimi farkedince beni kucağına aldı,üçümüz birden eve geldik. Diego birden durdu.

Diego: Hassiktir!

Umbrella Academy Number 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin