1

11.7K 590 548
                                    

Gözlerini kocaman açmış, karşısına bakakalan Kenma'yı fark edince hemen "ne oldu? Kenma!" diye telaşla konuşmuştu.

"Ben..iyi hissetmiyorum." Elini kalbine koydu, nefes alamıyor gibi bir hâli vardı. Birkaç saniye geçti geçmedi, yere yığıldı.

"Siktir siktir siktir!! Kenma! KENMA BENİ DUYUYOR MUSUN!" Elleriyle çocuğun başını tuttu ve kucağına koydu.

"BİRİ HOCAYI ÇAĞIRSIN, AMBULANS ÇAĞIRIN! Kenma, uyan lütfen! KENMA!"

İki gün önce

"Yesene" Annesinin getirdiği meyve tabağına bakıp omuz silkti. Tabak buraya geldiğinden beri en az dört kere 'yesene' demişti Kuroo. Bağırmamak için zor tutuyordu kendini.

"Kenma, bırak şunu da bana bak." Kenma istemeye istemeye kalemi bırakıp Kuroo'ya baktı. Konuşmak istemiyordu.

"Daha ne kadar itiraz edeceksin?"

"Neye?"

"İyi değilsin Kenma. Hasta olduğunu kabul edip yardım alman gerekiyor." Kenma dik dik baktı çocuğun suratına. Sürekli bu konuyu açmaya çalışıyordu zaten, ama o kesinlikle istemiyordu bunu.

"Ne desem boş, değil mi?" Kenma yanıtsız bıraktı onu. Sussun istiyordu.

"Gözümün önünde eriyorsun bildiğin. Hiçbir şey yapamıyor olmak-"

"Bir şey yapmak zorunda değilsin Kuroo. Ödevi boşver, yardım falan istemiyorum. Evine git." Kuroo sinirle güldü.

"Ne zaman konuyu açsam susturmaya çalışıyorsun beni. Neyi bekliyorsun, ölmeyi mi?"

"Sana ne."

"Kenma sana yalvarı-"

"Tanrım!" Kenma sıkıntıyla böldü onu. Gerçekten başı öylesine ağrıyordu ki, şu an tek yapmak istediği uyumaktı. Kuroo ayağa fırladı, Kenma'yı kolundan tutup çekiştire çekiştire aynanın karşısına geçirdi.

"Bırak beni."

"Hayır." Kenma'nın tişörtünü kaldırdı ve sinirle konuştu. "Kendine bir bak Kenma! Neredeyse bütün kemiklerini sayabiliyorum. Göz altlarına bak, çökmüş yanaklarına, kupkuru dudaklarına bak. Hatta.." Elini Kenma'nın saçlarından geçirip avucunu neredeyse dolduran saçları gösterdi. "Şuna bak! Ayrıca üstünde üç kat kıyafet olmasına rağmen buz gibisin, donuyorsun ama hâlâ tedavi olmayı reddediyorsun. Ölmek mi istiyorsun?" Sinirle konuşurken çocuğun gözlerinin dolduğunu fark etmemişti. Gerçekten o kadar gerilmişti ki..

Kenma sinirle ellerini savurdu çocuğun. Gözyaşlarını elinin tersiyle silerek de bedenini itti. "Çık odamdan. Çık git lanet olası! ÇIK GİT!" Çocuğu itekleye itekleye kapıya kadar süreklemişti.

"Kenma, özür dilerim. Çok özür dilerim bir anlık sinirle oldu. Yapmamam gerekirdi biliyorum. Ken-" Kapı yüzüne kapatıldı. Yaptığının ne kadar boktan bir şey olduğunu biliyordu ama sinirini kontrol edememişti.

"Kenma, kapıyı aç lütfen." Bir şeyin kırılma sesi gelmişti. Ayna olduğunu varsaydı. Şimdi çocuğun hıçkırıklarını duyabiliyordu. Onu ağlatmak istememişti. Kalbinin titrediğini hissetti. "Kenma." diye fısıldadı. Yere çöküp sırtını kapıya yaslamıştı. Gitmeye niyeti yoktu içeri giremeyecek olsa da.

HEY GUYS IT'S ME AGAIN. UR FAVOURITE PERSON😌🥰

Yayımlamak için sabahı bekleyemedim, çok ciddiyim. Sizi özledim şdmcğsmcos harbi sadece birkaç gün olmasına rağmen bi eksiklik hissettim hep

Bu kurgu diğerlerinden daha farklı, mental konulara değinmeye çalıştım. Aslında bu kitabın birilerini tetikleme olasılığından çok korkuyorum yalan yok, ama yine de yayımladım çünkü aslında amacım birilerini tetiklemek değil, (umuyorum ki) yardımcı olmak. yani eğer yeme bozukluğu yaşayıp okuyan biri olursa. Tabii ki tetikleyici şeylere değinmek ve onları öne çıkarmak zorunda kaldım. çünkü yapmasam kenmanın hissettiklerini size yansıtamazdım hiç. gerçi şimdi de ne kadar yansıtabilmişimdir bölümlerde bilemiyorum ama umarım istediğimi elde ederim.

Ek not: Yeme bozukluğu yaşayan herkes aşırı zayıf olmak zorunda değil

Diğer iki kurgumdan beri yanımda olan veya beni bu kurguyla tanıyan herkese hoşgeldiniz diyorum ve sizi çoook seviyorum 💞💞

promise || KuroKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin