8

4K 404 258
                                    

"Kuroo-san!" Kuroo hızlı adımlarla yürürken adını duyunca durup arkasına baktı. Kenma'nın sınıfında olan -adını hatırlayamadığı- çocuktu seslenen.

"Kenma'nın yanına mı gidiyorsun?"

"Evet."

"Peşine takılabilir miyim? Yalnız başıma gitmek istemiyorum da." Kuroo başını salladı. Yan yana yürümeye başladılar.

"Daha erken gelmek isterdim ama dediğim gibi yalnız gelmek istemedim. Şey, o nasıl?"

"Pek iyi sayılmaz. Olacak ama. Yani..öyle umuyorum."

Başka bir şey konuşmadılar hastaneye gelene dek. Odaya girdiklerinde Kenma Fukunaga'yı görüp şaşırmıştı.

"Fukunaga?"

"Selam."

"Selam. Gelmene şaşırdım." dedi içinde tutmayarak. "Yani nasıl olsa mesajlaşmıştık.."

"Yine de görmek istedim seni. Zaten iyiyim yazıp duruyordun, gerçekte nasıl olduğunu söylemediğini de biliyordum."

Kenma bir şey söylemedi. Nedense (!) çok baskı altında hissediyordu.

Kuroo koltuğa yerleşirken "annen nerede?" diye sordu çocuğa. "Sigara içmeye gitti." yanıtını alınca başını salladı.

"Ne kadar kalacaksın hastanede?"

"Belirli bir kiloya gelene kadar buradaymışım. derken burdan kaçmak istediğini hatırladı yine.

"Sana ders notlarını atmamı ister misin? Belki çalışırsın."

"Çalışacağımı sanmıyorum."

"Atsan iyi olur. Derslerinden geri kalmasın." diye araya girdi Kuroo. Fukunaga başını salladı.

"Gerçekten şu durumda derslerin kafama girebileceğini düşünüyor musun?"

"Denersin en azından. Geri kalmaman gerek, yoksa bu seneyi tekrarlamak mı istersin?"

"Umrumda değil. O kadar yaşamayı düşünmüyorum."

"Başladın yine."

"Unuttuğum bir an mı var ki?" diye mırıldanıp başka yere çevirdi.

"Fukunaga, benim hakkımda hiç konuşuyorlar mı?"

"İlk birkaç gün konuştular. Birkaçı ziyarete gelmeyi düşünmüştü ama kimse gelmedi sanırım." Kenma 'gelmediler' anlamında başını salladı.

"Peki ne konuştular?"

"Bazıları bayağı üzüldüklerini söylüyordu, bazıları da..saçma olduğunu. Onlar salak olanlar zaten, tahmin edersin ki. Başka da bir şey yok işte."

"Anladım. Teşekkürler. Geldiğin için de.."

"Sonra tekrar gelirim ama artık gideyim. Biliyorsun kardeşimi okulundan almam gerek. İstediğin bir şey olursa mesaj at, tamam mı?" Kenma başını sallayınca el sallayarak odadan çıktı çocuk.

"Yemeklerini yedin mi?"

"Evet." Kuroo tam sevinecekti ki, çocuk konuşmaya devam etti. "Ama sonra çıkardım."

"Ne? Yedikten sonraki ilk on beş dakikada tuvalete gitmen yasak. Ayrıca kapıyı kapatma iznin de yok zaten. Nasıl çıkardın?" Sinirlenmişti ama sakin kalmaya çalıştı.

"Yere kustum. Kahvaltıya börek koymuşlardı, annem bildiğin ağzıma tıktı. Yutmak zorunda kaldım ama..dayanamadım." Dayanamadım derken titreyen dudağını fark etti Kuroo. Kızmayacaktı çünkü zaten üzülüyordu ve daha fazla üzülmesine sebep olmak istemiyordu. Hem, kızmak ters tepebilirdi.

"Peki diğer öğünlerin?"

"Onları yedim."

"Güzel. Bak bu da bir ilerleme."

"İlerlemek istemiyorum Kuroo." derken burnunu çekmişti. Gerçekten kafasındaki ses öyle şeyler söylüyordu ki, tek dileği ölüp kurtulmaktı.

"Sana söz veriyorum, her şey daha güzel olacak. Mutlu olacaksın Kenma. Hepsi geçecek, inan bana." Belki olmayacak bir şeyi vadediyordu ama olması için elinden gelenin fazlasını yapmaya çabalayacağı için tereddüt etmiyordu söz verirken.

Kafam çok güzel. Bir bölüm yazıp üç bölüm atıyorum ŞDMCĞSCMŞSCM

promise || KuroKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin