2x5

2.4K 289 138
                                    

Neredeyse yarım saat olmuştu, kimseden çıt dahi çıkmıyordu. Kenma tavanı izliyordu, Kuroo'nun boş bakışları sevgilisindeydi, çocuğun anne babası ise sadece onun konuşma başlatmasını umarak bekliyorlardı. Ah,bir de Bokuto vardı. Koridorda Akaashi'yle konuşup haber veriyordu.

Kimse bilemiyordu ne diyeceğini. Aslında hepsinin aklında tek bir soru vardı. 'Neden yaptın?' diye sormak istiyorlardı ama hepsine o kadar zor geliyordu ki bunu demek.

Kenma ağlama isteğiyle dolup taşmıştı ama odanın boşalmasını bekliyordu gözyaşlarını atmak için. Gerçi, kimsenin çıkacağı da yoktu. Dayanabildiği kadar dayanmaya çalışıyordu bu yüzden.

"Bayan Kenma...bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?" diye olabildiğince kibar bir şekilde sordu Kuroo. Dayanamıyordu bu sessizliğe.

Kadın kocasına baktı önce. Adam başını sallayınca ayağa kalktılar. Kendileri de istiyorlardı onunla konuşmak ama aynı zamanda biliyorlardı ki onlarla konuşamadığı her şeyi Kuroo'yla konuşabiliyordu.

Dışarı çıktıklarında Kenma gözlerini kapattı. Tamam, oda tamamen boşalmış sayılmazdı ama yine de ağlayabilirdi artık.

Konuşmak için yalnız kalmak istemişti ama ne söyleyecekti ki? Onu incitmeyecek şekilde konuşmak istiyordu fakat aynı zamanda bağırıp çağırmak istiyordu. Şimdiye kadar bir kere bile ciddi şekilde bağırmamıştı çocuğa, ama şimdi bunu yapmak istiyordu ve bu istek onu kötü hissettiriyordu.

Kenma gözyaşları akarken ses çıkarmadığı için ağladığını henüz fark edememişti Kuroo. Ancak başını kaldırdığında görebildi. Şimdi ne yapmalıydı? Ne diyerek onu iyi hissettirebilirdi?

Doğrusu, artık bu sorunun bir yanıtı olduğunu düşünmüyordu. Kenma hayatından vazgeçecek dereceye geliyorsa onu nasıl yaşamaya istekli biri haline getireceğini bilemiyordu.

"Lanet olsun!" Elinin tersiyle gözlerini ardı ardına silerken bu iki kelimeyi de defalarca tekrar etmişti. Ağladığından dolayı ağrısı daha da artmıştı ama öyle öfkeliydi ki kendine, bunu umursayamadı bile.

"ÖLMEYİ BİLE BECEREMİYORUM!" Bir anda bağırmasıyla Kuroo'nun gözleri kocaman açıldı. Sevgilisinin olduğu çukur öyle derindi ki, onu çekip çıkarabilecek miydi, bilemiyordu.

"Lanet olası bir intiharı bile beceremiyorum!" Bedeni titriyor, hatta hıçkırıklarıyla sallanıyordu. Kendine duyduğu nefret onu her saniye daha da dibe sokarken buna engel olmayı istediğinden emin değildi. Artık devam etmek istemiyordu.

"Kahretsin! Kahretsin!" Sağlam koluyla yatağa vuruyor, bağırıp lanet ediyordu. Bu normal değildi. Sinir krizi geçiriyor olma ihtimaline karşı hemen kapıdakilere haber verdi Kuroo. Konuşmak isteyip tek kelime bile söyleyememişti, hatta daha da kötü bir hâle gelmişti çocuk.

Hemşire gelip çocuğa sakinleştirici bir iğne yaparken Bokuto şoktaymış gibi duran Kuroo'yu alıp çıkardı odadan. Kuroo'nun daha kötü olmasının sebebi Kenma'nın hâlâ ölmek istiyor oluşuydu. Bazı insanlar vardı, intihar edip ölmediklerinde hayatlarında bir ışık bulup yaşamak isterlerdi. Kenma öyle değildi işte, belki hiç olamayacaktı da..

"Yapamayacağım, onu iyileştiremeyeceğim." Parmaklarını saçlarının arasından geçirmiş, canının yanacağı kadar sıkı tutuyordu. Hiçbir işe yaramamak onu deli ettiği için sürekli ne yapabileceğini düşünmesine rağmen bir çözüm yolu bulamıyordu.

"Kuroo, her şeyi sen yapamaz-"

"YAPMAK ZORUNDAYIM!" Sesi boş koridorda yankılanmıştı. Bokuto üzgünce baktı arkadaşına. Tanıştıkları günden beri çocuğu ilk kez böylesine yıkılmış hâlde görüyordu ve bu onu çok endişelendiriyordu.

"Ben yapmazsam kim yapacak?" Gözleri yaşlarla dolarken sesi de güçsüzleşmişti tabii. Bu cümleyi söyleyişi öyle bir acı yaymıştı ki etrafa, Bokuto bile kalbinde bir ağırlık hissetti.

Üstündeki yük saniyeler, dakikalar geçtikçe artıyordu sanki. Sevdiği çocuk içeride yatarken o burada bekledikçe kendine yükleniyordu, yapabileceği en basit şey bu olduğu için. Büyük bir hataydı bu. Kendi iyi değilken bir başkasını nasıl iyileştirebilirdi ki..

Gece bölümü✋🏻

Kenma'yı doğru düzgün konuşturucam inşallah

promise || KuroKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin