Yatakta yan yana fakat birbirlerine değmeden sırt üstü yatıyorlardı. Odadaki tek ışık kaynağı bugün astıkları ışıklardı, onların da pek etkisi olduğu söylenemezdi. Ama böyle güzeldi.
Neredeyse yarım saattir çıt bile çıkarmamışlardı. Sadece nefes sesleri duyuluyordu. İkisi de garip hissediyordu çünkü. Sarıldıktan sonra da konuşmadan yatmışlardı böyle zaten.
Bundan sonra nasıl davranacaklardı? Arkadaş olarak devam mı edeceklerdi yoksa sevgili gibi mi olacaklardı? Bu konuşulacak bir şey değildi aslında. İçlerinden geldiği şekilde davranıp karşı tarafın da öyle yapmasını umacaklardı.
Kenma yorgundu, gözleri kapalıydı. Şimdiye kadar uyumamıştı ama artık dayanamayacaktı. Kendini uykuya bıraktı.
Kuroo onun uyuduğunu fark edince yorganı yavaşça üstlerine örttü ve arkasını döndü. Uyumak istiyordu ama gözünü kırpmak bile zor geliyordu. Kenma'nın yaptığını düşünmeden duramıyordu. Tamam, hastaneden çıktı diye iyileşmiş değildi ama önceden kusmazdı da. Yani..bildiği kadarıyla.
Bu sefer de kusmaya alışmasından çok korkuyordu. Yeme bozuklukları çok kolayca birbirinin yerini tutabiliyordu ve bunun yaşanmasını kesinlikle istemiyordu. Gerçekten çok yol kat ettikten sonra en başa dönerse onu nasıl kurtaracaklarını bilmiyordu.
Huysuzca diğer tarafa döndü ve Kenma'ya baktı. Ağzı çok hafif aralıktı, kirpikleri kıpraşıp duruyordu. Bu haliyle bile güzeldi ama.
.
Kenma gözlerini zorlukla açtı. Boğazı kurumuştu, su almak için kalkmayı düşündü ama soğuk olduğundan dolayı yataktan çıkmak istemiyordu.
Kuroo'yu uyandırmamak için dikkat ederek hafifçe eğildi ve masadaki telefonuna uzandı. 'Bir olmuş, o kadar erken uyumasaydım keşke. Şimdi nasıl uyuyacağım? Nintendom da yok!' diye düşündü. Karnının guruldamasını göz ardı etmeye çalıştı. Aslında bunu yapmaması gerekiyordu, yemekten kaçındığı her an geriye bir adım atıyordu çünkü.
Çok yavaş olmaya dikkat ederek çıktı yataktan. Kuroo'nun annesi de gelmişti kesin, o yüzden mutfağa giderken de sessiz olmalıydı. Parmak ucunda yürüye yürüye gitti mutfağa. Önce bir bardak su içti. Hem boğazı biraz daha iyi olsun diye, hem de açlığını bastırmak için..
Karnı guruldamayı kesmiyordu. Uzun zamandır düzenli beslendiği ama bugün çok az yediği için oluyordu.
"Acaba yemeli miyim?" diye mırıldandı kendi kendine. İyileşmeyi istiyordu artık, eskisi gibi değildi. Ama bunu istiyor olmak bile yetmiyordu bazen.
Kola içerek geçiştirmeyi de düşündü ama kendini kötü hissedecekti yine. 'Keşke Kuroo şu an yanımda olsa da yemeye zorlasa beni.' diye geçirdi içinden. Gerçekten onun yardımına o kadar muhtaçtı ki..
Dolaba bakındı. -Sebze dışında- yiyebileceği masum şeylere bakıyordu. Sebze yemesinde sıkıntı yoktu tabii, ama çok düşük kalorili ve doyurucu olduğu için az yemesi gerekiyordu.
Ne yiyeceğine hiçbir şekilde karar veremeyince sıkıntıyla oturdu tekrardan. Kendini sıkışmış hissediyordu, asla kurtulamayacak gibiydi.
"Kenma?" Daldığından dolayı fark etmemişti Kuroo'nun geldiğini. Bayık bakışlarını ona çevirdi. "İyi misin?" derken öteki sandalyeye oturmuştu.
"Niye uyandın?"
"Senin olmadığını fark ettim. Gerçi zaten erken uyuduk ya, uykum yok şimdi.
"Benim de. Su içmeye gelmiştim."
"Acıktın da, değil mi? Ben de acıktım." Böyleydi işte. Kenma'ya nasıl destek olacağını, ona nasıl iyi geleceğini çok iyi biliyordu.
"Ne yesek?" O da dolabı açıp bakınmaya başladı. Biraz baktıktan sonra dolabı kapatıp Kenma'ya döndü. "Hazır noodle var, onu mu yapsak?" Gecenin bu saatinde noodle yemek..evet zor olacaktı ama zorundaydı.
Kenma'nın cevabını beklemeden çekmeceden iki paket çıkardı ve kaynaması için kettle'a su koydu.
"Biliyorum zor olacak ama bugün hiçbir şey yemedin neredeyse, unutma bunu." Kenma gülümsemeye çalışarak başını salladı. Bu düşünce yemesini kolaylaştırabilirdi sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
promise || KuroKen
FanfictionİÇERİK UYARISI:YEME BOZUKLUĞU, DEPRESYON Aşklarım lütfen bir yeme bozukluğu ya da bozulmuş yeme davranışı yaşıyorsanız, hatta yaşamasanız da sizi etkileyeceğini düşünüyorsanız lütfen okumayın.