𝚝𝚠𝚎𝚗𝚝𝚢

433 64 62
                                        

Kapalı gözlerinin üstüne düşen güneş ışığının verdiği rahatsızlıkla uyandı yataktaki.

Perdeleri çekmediği için bin bir türlü küfürle gözlerini ovuşturdu ve dağılmış yatakta doğruldu.

Üzerinde dün gemide giydiği pantolon vardı fakat kısa kazağı ve kayışları rahatsız ettiği için çıkarmıştı.

Korkunç baş ağrısı, aptalca bir suçluluk ve düşünmesi gereken tonla şey...

Akşamdan kalmaydı.

Zhun'un ölmesinin ardından diğerlerinin içkili kutlamasını reddederek Karargâh'a dönmüştü.

Gerçi döner dönmez odasında içmeye başlamıştı sarışın.

Düşündüğü şeyleri hatırlamaya çalıştı.
Ve tam olarak neler olduğunu.

Baş ağrısının şiddeti ve gün ışığının parlaklığı beyninin her köşesine nüfus ederken küfürler ederek yerinden kalktı ve perdeyi çekmeye gitti.

Işık odayı terk ettiği anda yüz kasları rahatlayan sarışın birden durdu.

Neden gündüzü bırakmıyorsun, Tilki? Bize ait olduğunu biliyorsun.

Gözleri hemen yanındaki dolabın içine asılmış kahverengi cekete takılmıştı.

Ah, işte düşünmem gereken bir şey.

Dolaba gidip bir gömlek ve yeni bir pantolon seçti.

Üstünü giydikten sonra bir süre dolaba baktı, ardından ceketi kavradı parmakları.

Elini ceketin cebine atıp dün gece liman çıkışı fark ettiği minik nane şekeri kutusunu çıkardı.

İçinde nane şekeri değil, bir aylık hap vardı.

Ve de bir not.

Sadece krizler için. Borç olarak yazıyorum.

Ellerini yumuşak sarı tellere geçirip geriye taradı Wooyoung.

İç çekip masasının çekmecesini açtı ve bir deste buruşuk para çıkarıp cebine tıkıştırdı.

Sonra da çekmecenin gözündeki birkaç ince altın yüzüğü parmaklarına taktı.

Kutuyu da kahverengi ceketin cebine koyan sarışın dışarı çıkmadan önce kapının yanındaki aynadan kendini süzdü.

Lacivert bir gömlek ve siyah pantolon giymişti. Kulakları ve parmakları hafifçe altın parıltılar saçıyordu.

Buz gözleri ve sarı saçlarını daha da ön plana çıkarmıştı bu kıyafetler.

"Umarım sözü geçen bir tipe benzemişimdir." dedi kendi kendine.

Sonra da iç çekti.

"Patron'dan ders almalıyım bu konuda sanırım."

Yatağın üzerine bıraktığı ceketi omuzuna attı.

Kapıyı ardından kapatıp alt kattaki çalışma odası ve zemindeki talim salonundan sessizce ilerledi.

Neyse ki adamların çoğu devriyeye çıkmıştı, geri kalanlar ise işleriyle fazla meşguldü.

Sarışın bir açıklama yapmak veya yalan söylemek istemiyordu. Başı fazla ağrıyordu tüm bunlar için.

Geniş bahçenin kapısında bekçiler soru sormadan demir kapıyı açtılar ve sarışın derin bir nefes verdi.

✞︎ 𝙋𝙤𝙧𝙩 𝙈𝙖𝙛𝙞𝙖 ✞︎ 𝘼𝙩𝙚𝙚𝙯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin