𝚝𝚠𝚎𝚗𝚝𝚢 𝚏𝚘𝚞𝚛

358 58 36
                                    

Sarışın çocuk Jun'un gülümsemesi üzerine kalkıp kucağına oturdu.

Artık içinde sadece birkaç parmak içki kalmış şişeyi de yere bırakıp kollarını bankere doladı.

"Woo, beni bu kadar özlediğini bilsem daha önce bulurdum seni."  dedi Jun sarışının beline ellerini koyup.

Woo hafiften sarhoş olduğunu belli eden ufak bir kıkırtı ile siyah saçlının kulağına sokuldu.

"Sen özlemedin mi yani?"

Bir yandan da ellerini bankerin vücudunda dolaştırıyordu.

"Özledim." diye yanıtladı siyah saçlı, ellerini sarışının saçlarına geçirip.

Wooyoung bu cevap karşısında gülümsedi.

Bu kadarı Ejder'e aslında ne iş yaptığını göstermek için yeterliydi.

Şimdi gerçekten eğlenmek istiyordu.

Bugün bir kaçamak için her şeyini verebilirdi.

Uzun süredir Karargâh'ta tıkılı kalmıştı ve bu ona göre değildi.

Görevleri, hesapları, planları unutmak istiyordu.

Üstelik, ona verilen sözlerin boş çıkmasından yılmıştı.

Yarın sabah pişman olsa bile, umrunda değildi.

Jun çenesini tutup gözlerini kucağındakine kilitledi.

"Woo, bana neler olduğunu anlatacak mısın?"

Sarışın kaşlarını çatıp bakışlarını Jun'a indirdi.

"Ne olmuş ki?"

Banker iç çekip cebinden çıkardığı bir sigarayı daha yaktı.

"Ejder ile aranızda yani."

"Ne?"

Duman havaya karışırken Jun açıkladı bıkkınca.

"Hadi ama, o kadar da salak değilim. Kıskandırmak mı istiyorsun? Yardım ederim eğer istersen."

Wooyoung karşı çıkmak için ağzını açar açmaz siyah saçlının yüzündeki inanmaz ifade ile çenesini kapattı.

"Kıskandırmayı falan boşver. Aramızda  bir şeyler olduğunu nereden çıkardın?"

Jun gülüp Wooyoung'un saçlarıyla oynaydı.

"Onu fark eder etmez bakışların değişti.  Nefret ediyor gibiydin."

Wooyoung bu kadar az şeyle anlamasına kafasını salladı beğeniyle.

"Ha bir de, sen yanıma oturduğundan beri buraya bakıyordu. Az önce de ayağa kalktı, sanırım buraya geliyor."

Sarışın kaşlarını çattı.

"Umrumda değil, sadece gidelim. İkimiz."

Jun dumandan bir nefes daha verip sarışına gülümsedi.

"Bugün buradan Mahkum ile çıkacaksın hayatım. Ama önce şu kıskanç aşığın ile konuşmalısın. Zduhać potansiyel müşterim, kavga istemiyorum."

Sarışın iç çekip doğruldu.

Jun'un başına dert açmak istemiyordu.

Ejder ise hızlı adımlarla paravanın kızıl tüllü kapısının önüne gelmişti.

Bir saniyeliğine kucağındaki çocuğu sıkıca kavramış olan bankere sert bir bakış atsa da, oyalanmadan sordu.

"Tilki, biraz konuşabilir miyiz?"

✞ 𝙋𝙀𝙧𝙩 𝙈𝙖𝙛𝙞𝙖 ✞ 𝘌𝙩𝙚𝙚𝙯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin