Gemideki Çinli kafasına dayanan silahı gördüğünde tüm bunların nasıl olduğunu düşünüyordu.
Nasıl hata yapmıştı?
Neden güvende değildi?
Hesapları yanlış mıydı?
Nasıl bu noktaya gelmişti?
Tabii bundan sadece bir gece bir gün önce, toplantıdan hemen sonra Aesir liderine gelen bir sorunun başlangıç olduğunu bilemezdi.
"Patron, biraz konuşalım mı?"
Yunho'nun bu sorusu üzerine lider merakla yeşilliye döndü.
"Bir sorun mu var?"
Hongjoong'un meraklı bakışlarına ve yana yatmış kafasına bakan yeşilli iç çekti.
"Biliyorsun, Amir bize çok yardımcı oluyor. O ve diğer kaçakçılar. Sen büyük patronsun tabii ama, Liman sana bir kere bile ihanet etmedi. "
Lider kafasını salladı.
Yunho yere dönerek devam etti.
"Ama edebilir. "
Lider eğilip yeşilliye baktı.
"Yunho, aklında ne var?"
Yeşilli iç çekip açıkladı.
"O heriften nefret ediyorlar Patron. Zhun Chi'den. O şehre geldiğinde, limanın yarısı hapse düştü. Hala kin güdüyorlar. İntikam istiyorlar. Bunu yapmamalarının sebebi ise sensin.
Onların kaçakçılık yaptığını sızdıran Zhun yüzünden çoğu yıllarca hapis yattı. Nasıl öfkeli olduklarını görmeliydin.
Fakat çıktıklarında onu yenmeye çok yakın bir çete ile tanıştılar. Bizimle yani. O Çinliyi de tek başlarına yenemezlerdi, yani bize boyun eğdiler.
Şimdi Zhun elini kolunu sallaya sallaya şehirden ayrılırsa, biz de buna izin verirsek ceremesini bizden çıkartırlar."
Hongjoong çenesini sıvazlayıp kafasını salladı.
"Peki ne önerirsin?"
"Zhun bedel ödemeli. İspiyoncu bir paragöz, şu aralar güçlü ama bedel ödemek zorunda.
Bunu da biz, hatta daha iyisi sen yapmalısın ki bize de cephe almasınlar. Ve ne kadar güçlü olduğumuzu bir kere daha anlasınlar."
Gri saçlı kafasını sallayıp devam etmesini işaret etti.
"Üstelik bizi satmayacağının garantisi de yok. Onu öldürmeliyiz Patron. Hem de büyük bir gösteri ile."
Hongjoong gülümsedi.
"Aslında, Yunho, doğrusunu söylemek gerekirse o herifi sessiz sakin öldürmeyi düşünüyordum.
Bunun için mektubu kullanacaktım ama, dediğin gibi hala kinlilerse Liman'dakiler, bu gizli kalmamalı."
Yeşilli elini yanağına götürüp konuştu.
"İstediğimiz şey, kaçakçılara şov yapmak. Ki bize sadık olmaya devam etsinler. Ama bunu nasıl yapacağız?..."
Hongjoong Yunho'nun kahverengi özlerine döndü.
"Bir yol görebiliyorum ama, çok hoşlandığım söylenemez bu fikirden." dedi yüzünü buruşturarak.
Mahkum kaşlarını çatıp gri saçlıya döndü.
Yüzündi ifadeyi gördüğü anda geriye yaslanıp yorgun bir nefes verdi.
ÅİMDİ OKUDUÄUN
âïž ðð€ð§ð© ððððð âïž ðŒð©ððð¯
Fanfictionâ§ Ãsir. İskandinavların savaÅçı tanrıları. ZduhaÄ. Ejder adamlar, fırtına getirenler, gece gelenler... Kelt kÃŒltÃŒrÃŒnde insanların bedeninde yaÅayan koruyucu gece ruhları. Onların isimleri bu. Evleri bu. Hayatları bu. Bu iki çete onların ait olduÄu y...
