✞︎ 𝙋𝙤𝙧𝙩 𝙈𝙖𝙛𝙞𝙖 ✞︎ 𝘼𝙩𝙚𝙚𝙯

𝒐𝒓𝒊𝒈𝒊𝒏 𝒐𝒇 𝒕𝒉𝒆 𝒅𝒓𝒂𝒈𝒐𝒏

Elbette, o kalplerden önce de pek çok şey yaşandı.

Fakat bizim bunlarla uğraşacak vaktimiz pek yok.

Çünkü telaşlıyız. Tıpkı barın kapısındaki bu güzel çocuk gibi.

O yüzden, size Ejder'in doğuşunu değil, yükselişini anlatmama izin verin.

"Evet efendim! Şanslı mısınızdır? Evet? Evet mi? Hayır mı? Ahh, bu kadar kolay pes ederseniz şansın kendini gösterecek zamanı olmaz ki! Sizi içeri davet edebilir miyim bayım? Buyurun, buyurun!"

Çizgili gömleği, kahverengi kısa paçalı pantolonunun belinden düşmemesi için deri bir askı kullanan bu çocuğun sesi bir haftadır duyabileceğiniz en heyecanlı, en telaşlı, en enerjik ses.

Daha bir hafta olmasına rağmen sokağın kalabalığı önünde durduğu kumarhaneye akın ediyor.

Patronu ise bu kadar ucuza, müşteri çekmekte bir hayli yetenekli birini bulduğuna seviniyor.

24 Aralık gününün akşamüstü, şehir merkezinin lüks semtleri için harika ve romantik zamanlardan biri.

Yaklaşan yılbaşı için mağazalara akın eden aileler, sokakları bürüyen karın güzelliğini merak eden yüksek kalite sanatçılar, yılbaşı ruhunu hissetmek isteyen zengin ama yaşlı beyler ve hanımlar...

Ah, bir de San gibi bu koşuşturmacadan payına düşeni almak isteyenler.

Lacivert saçlı çocuk tatlı görüntüsü ile kumarhanenin yılbaşı süsüydü bir bakıma.

Bu enerjik ve becerikli süsün aklında ise müşteri çekmekten çok daha karışık şeyler vardı.

Güneşin batmasına saatler kala, garsonluk yapan kızlardan biri kafasını dışarı uzattı.

"Hey, üşümüyor musun sen?

San gülümseyerek kafasını salladı.

"Çok vaktim yok üşümek için."

Genç kız gülümseyen çocuğun şirinliği karşısında duraksadı. Ardından da kıkırdadı.

"İyi haberlerim var o zaman sana. Patron mola verebileceğini söyledi. Belki içeride bir şeyler içmek istersin?"

San aynı şirinlikle cevapladı.

"Hmm, olabilir... Bana biraz izin ver, olur mu?"

Kız kafasını sallayıp imalı bir gülümsemeyle içeri girerken lacivert saçlı sert adımlarla kumarhanenin arka sokağına geçti ve bir sigara yaktı.

Kızın teklifinin nereye gittiğini biliyordu, ona akşam boş olup olmadığını soracaktı elbette.

San bir şekilde geri çevirecek; sonra da, saatlerce soğukta ayakta durup herkesten daha düşük para aldığı barı temizleyip kimse kalmadığında sabaha karşı kapatacaktı.

Kendine uyumak için bir yer bulana kadar tüm rezil mahalleleri arşınlayacak, ilk bulduğu sakin yerde birkaç saatliğine tetikte yarım yamalak bir uyku çekecekti.

Belki bir otele gidebilirdi, hani şu fahişelerin kaldığı en ucuz olanından, fakat onun dolandırdığı birileri yapışacaktı yakasına, biliyordu.

Evsizlerin kaldığı yerleri ise, çoğunu kendisi evsiz bıraktığı ve bulsalar anında öldürecekleri için, es geçmişti.

Biraz daha parası olsa belki düzgün bir yer bulabilirdi fakat ilk haftadan zam isteyemezdi.

Patronu olacak pezevenk onu karın tokluğuna çalıştırırken böyle bir yerde kumarhane açacak kadar zengindi.

Ve her arkası destekli kumarbaz gibi, paragözdü.