18

23.6K 1.9K 1.3K
                                    

*bölümü atıyorum, bildirim gitmiyor. Tekrar tekrar attım bildirim gitsin diye neyse iyi okumalar (:

Şu an gözüme duman kaçtı deyip şarıl şarıl ağlayabilirdim. Ağzıma et uzatan Ozan'a baktım. Resmen hepsi bir olmuş beni beslemeye çalışıyordu. Üzüntüm yemek yiyince geçecek sanıyorlardı. Uzattığı eti dudaklarımla alırken, parmagını da dilimle yaladım. Ozan hemen yüzünü buruşturdu.

"Ne pis insansın."

"Üzüleyim mi şimdi buna?"

Göz devirirken, iç çektim. Etraf oldukça kalabalıktı. Sinan abim ve çocukları etrafta koşturuyordu. Eşi Yıldız yengem erkek kardeşini ve kız kardeşini de getirmişti. Onları tanımıyordum ama çocukları ve eşleri de olunca baya kalabalıklaşmışlardı. Faruk abim, takım elbisesiyle mangalın başına oturmuştu. Murat abim, yengem et kokusuna dayanamıyor diye çocukları bırakıp erken ayrılmıştı. Bizim çocuklar onlarla tanışmayı hala bitirmemişlerdi.

İlhan abim karısını almaya gitmişti, Sarp abimler henüz gelmemişti, Turan abim şehir dışında, Cihan abim yurtdışındaydı. Onlarsız bile bahçe yer kalmayacak şekilde dolmuştu.

Gözlerim mangal başında tartışan iki bedene ve kadınlar tarafından etrafı sarılan Ozan'a kaydı.

"Kanka sana bol şans."

Adımlarımı mangalın başına yönlendirdim. Faruk abim "Egemen gel ilgilen etlerle." dediğinde "Yo sen daha iyi ilgileniyorsun." deyip onu es geçtim.

"Çiğ diyorum bu abicik."

"Az pişmiş seviyor bizimkiler."

"Ulan ne az pişmiş az sonra dana kalkıp selam verecek."

Cenk ve Mete abim resmen mangal başında tartışıyorlardı. Cidden bir insan niye et pişirirken tartışırdı.

"Seninkileri yakarız."

Abim ona cevap verince, Cenk homurdandı. Kafasını çevirdiğinde göz göze geldik. Beni görünce derin bir nefes verdi.

"Hoşgeldin kardeşim, sonunda. Al geç abinin yanına ilgilen şunlarla, eve dönüyorum ben."

Cenk elinde yellediği şeyi bana uzatırken Faruk abime dediğim şeyi tekrar ettim.

"Yo sen daha iyi ilgileniyorsun."

Cenk öfkeyle soluyup, sallamaya devam etti. Mete abim de etleri çeviriyordu.

"Alma onu pişmedi daha."

"Cenk sus artık."

Cenk ona sinirle baktığında, abimin yandan sırıttığını gördüm. Bilerek yapıyordu pislik.

Abime "Annemle babam nereye kayboldu abi?" diye sordum.

"Babamın şekeri düştü annem de onu odasına çıkardı."

Kafamı sallayıp yanlarına oturdum. İshak'ın buraya geldiğine hala inanamıyordum. Onu gönderdikten sonra içime bir burukluk oturmuştu. Deli gibi onunla konuşmak istiyordum. Bu yüzden kendimden iyice soğumuştum. Resmen sikilip, bırakılmama rağmen o şerefsizi görmek için deliriyordum. Neyse ki buna engel olabilmiştim. Yüzsüz gibi olmak istemiyordum ama öyle hissediyordum. Duman iyice yüzüme yüzüme vururken arka bahçenin kapısı açıldı. Ya İlhan abim, ya da Sarp abim gelmişti. Arabadan inen kişilere baktım. Müge yengem bize el sallayıp arka kapıyı açmıştı. Kucağında bebeğiyle çıktıktan sonra kapıyı kapatmadı. Açık kapıdan inen bedenle "Ha siktir." dedim.

Daha az önce düşündüğüm şey, gözlerimin önünde olunca kalbim kasıldı. Cenk elindeki şeyi sallamayı kesip, arabaya doğru baktı. Abim de kafasını çevirip "Hoşgeldiniz!" diye seslendi.

Bir Aşk Meselesi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin