*İyi okumalar
Mete her zaman ön planda bir hayat sürmüştü. Okulda başkan, takımda kaptan, grupta lider, iş hayatında müdür, arkadaşları arasında popülerdi. Herkesin gözleri üzerindeyken, onun baktığı tek bir çift göz vardı. O gözlere bakmaya doyacağını sanmıyordu. Ona gülümseyerek, utanarak, sevgiyle bakan gözleri bir ömür yanında tutmak istiyordu. Cenk'e olan aşkı dün başlayan bir şey değildi ki bir günde bitsin. Yıllarca beslene beslene iyice büyümüştü. Cenk'in ona olan aşkına hep güvenmişti. Onunla olduktan sonra, onun hayatı dışında hiçbir yerde ön planda olmak istemediğini farketmişti. Çünkü sadece o yanındayken yaşadığı ana ait hissediyordu.
Bu yüzden Cenk hayatından çıktığından beri 'an' onun için durgun bir kareydi. Hareketlilik, heyecan, mutluluk yoktu. Kendisini içkiye vurmuştu. Sarhoşluğunu kimse farketmesin diye otellerde sabahlıyordu. Acısını içinde yaşayan tiplerdendi. Bir Cenk'in yanında dışa vurabiliyorken, onu da kaybetmişti.
Şimdi yine yalnız başınaydı. Ona 'acıdım sana' diyen şerefsizi ne kalbinden ne aklından sökemiyordu. İçkisini yudumlamaya devam ederken, yanındaki bar taburesine oturup ona iş atan genci görmezden geldi.
Bu bara her zaman gelirdi. Lisedeyken keşfettiği gay bardı. İçkilerini sevdiğinden müdavimi olmuştu.
"Onla zaman kaybetme. Aşk acısından muzdarip."
Barmen, aynı zamanda lise arkadaşı olan Yüşa yanındaki çocuğa göz kırparak söylediği şeyden sonra, ona dönmüştü. Çocuk da duyduğu şeyden sonra başka bir ava yönelmişti.
"Depresif halin bile milleti ayağına getiriyor yakışıklı piç."
Mete zorla gülümseyip "Kimin umrunda?" dedi.
O sadece birini istiyordu ve ayağına gelmesine gerek de yoktu. Kendisi gitmeye hazırdı. Yuşa ona acımayla bakıp kafasını iki yana salladı. Elinde silmekten parlaklığı lambayla yanaşır bardağı kenara koydu.
"Oğlum, yeter artık. Ne bitmez bilmeyen bir aşkmış bu? Çevrene baksana. Kim ilk aşkıyla? Unutma zamanın geldi artık onu."
Yuşa, Mete ve Cenk'le ilgili her detayı biliyordu. Zaten Mete'nin Cenk'e açılması için onu gazlayan da kendisiydi. Arkadasının bu hale düşeceğini bilse, asla yapmazdı.
"Bana ayrılır ayrılmaz başka birine gittiğimi ima etti. Ulan ben öyle bir şey yapmadım ki!"
Mete anlayamıyordu. Son kavgaları zihninde oynayıp duruyordu. O Cenk'i suçlarken, Cenk'de durmadan onu suçlamıştı.
Yüşa umursamazca "Kendini böyle rahatlatıyordur." dedikten sonra daha sessiz bir tonda "orospu" dedi.
Mete duysa olay çıkardı ve o piçin teki yüzünden arkadaşıyla dalaşmak istemiyordu.
Mete başını ellerinin arasına alırken "Beni hiç sevmemiş gibi." dedi.
Yusa onu avutmak için bir şey söylemedi. Sadece önüne bir kadeh daha sürdü. Eğer birkaç yıl öncesi olsa, Cenk için 'ulan bu herifteki de ne aşkmış' derdi. Mete'yi liseden beri izlediğinin farkındaydı. Tabi, son olaylardan sonra iyice çocukluk aşkı, büyüyünce unutulur laflarına ikna olmuştu.
"Ondan hiç ayrılmamalıydım."
Yüşa, gözlerini kısarken "Sana olan sevgisini gördün." dedi.
"Deme öyle."
"Sana bu haller hiç yakışmıyor. Mete Kocayağız bir erkek için kafayı bozuyor! Kendine gel."
Mete kafasını iki yana sallayıp, elindeki bardağı dikledi. Keşke, babasının karşısında duracak cesareti olsaydı. Onun korkusundan hetero taklidi yapmaya çalışmasaydı. Üstelik babası ondan bunu istememişti. Gizli yap demişti ama Mete işini garantiye almak için, babasına 'heteroyum sorun yok' izlenimi vermeye çalışmıştı. Babasının onu izlediğine emin olduğundan takıldığı kızlar aklına geldikçe midesi bulanıyordu. Birkaç ay diye dusunup kendini zorlamıştı. Gözler üzerinden cekilince, eski hayatına dönebilirdi. Eğer çekilen gözlerinden birinin Cenk'e ait olacağını bilse, herkesi karşısına alırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Meselesi (bxb)
HumorTAMAMLANDI Egemen şuursuzca yaşayan biriydi. İshak ise sadece yaşamaya çalışıyordu.