Bir Aşk Meselesi (bxb)

38

*İyi okumalar

Ayılar, sadece ormanda olmazdı. Bazen aç kalmasa da şehir merkezlerine inebiliyorlardı. Bu önümdekiler gibi.

Oflaya puflaya bir hal olmuştum. Okula geldiğimiz an, İshak türüne kavuşmuş gibi eski haline dönmüştü. Yanına gittiğimde bana kaş göz işaretiyle 'gelme' diyordu. İnadına gidince de kavga ediyorduk. Okulun bahçesinde bacaklarını 180° açıp oturan ayılar bir şeylerden işgillenmesin diye kendimi kasmakta zorlanıyordum. Şimdi de aradaki küçük otların yanına oturmuş onları izliyordum. İshak'a yirmi dakika önce buluşalım demiştim. Cevap alamayınca aradaki küçük engelleri asıp onun fakültesinin onune gelmiştim. Beklediğim gibi grubuyla konuşup, telefonunu eline bile almıyordu.

Sonunda bakışlarım onu delmiş olacak ki kafasını olduğum tarafa çevirdi. Elindeki tesbihi durdurup gözleri irileşirken tebessüm edip el salladım. Gözlerini hızla çekip yanındaki çocuklara bir şey söyledi. Ardından benim olduğum tarafa ilerlerken telefonunu çıkardı.

'Sarışınım çimenler ıslak. Delirdin mi orda oturuyorsun?'

Gönderdiği mesajı okurken, ona olan öfkem uçtu. Düşünceli hallerine fena düşüyordum.

'Sonunda bana yazmak aklına geldi.'

Yine de Allah'ına kadar tripti. Bana doğru gelse bile, yanımda durmayıp biraz daha ötede ağaca yaslanmıştı. Gözleri gözlerimdeydi. Göz kırpıp, telefonu işaret etti. Kafamı tekrar telefona çevirip yazdığını okudum.

'Kalk hadi.'

'Cevabımı alayım?'

'Hep aklımdasın zaten yavrum. Hasta olacaksın hadi.'

Tribim de buraya kadardı işte. Kalkıp, arka tarafımı silkeledim. Çimenler ıslak değil, nemliydi. Bu da çok problem olmamıştı.

Deli gibi yanına gitmek istiyordum ama okul sınırlarında aramızda görünmez bir bariyer vardı. Bu bariyeri aştığımda kavga ettiğimizden artık denemiyordum. Tam karşısındaki ağaca gidip yaslandığımda dudağının kenarı kıvrıldı. Bizden şüphelenen biri olsa, birbirimize bu şekilde baktığımızı ve ellerimizde telefon olduğunu görse konuştuğumuzu anlardı. Neyse ki kimsenin dikkatini çekmiyorduk.

'Bana iğne yapman gerekebilir.'

Öksürmeye başladığında kahkaha atmamak için dudağımı ısırdım.

'Bizim fakültede en alt kattaki tuvalete geçiyorum. Gel de özlem giderelim böyle olmuyor.'

Ona bakmadan ilerlerken geleceğini biliyordum. Fakülteye gidip, alt kata indim. Her zaman kilitli olan kapıyı anahtarla açtım. Bu anahtarı hademeden çalmıştım. Kapıyı kapatmadan yanında dikildim. Çok gecmeden o da gelmişti. Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra dudaklarına yapıştım. Belimi hızla tutup, beni kendine yasladı. Deli gibi öpüşürken fermuarını aşağı indirdim. Elimi boxerından tutup onu kavradığım an inledi.

Sexin yeri olmazdı. Bu yüzden bulunduğumuz yerin iğrençliğine rağmen güzel hissediyorduk.

O da kalçalarımı tutup, eşofmanımı aşağı çektiğinde penisimi penisine sürttüm. Elleri boxerımdan içeri kayıp götümü avuçladı. Penislerimizi birlikte okşarken, soluklanmak için dudaklarından ayrıldım.

"Bitiriyorsun beni."

Mırıldanmamla hızla, parmağını deliğimden soktu. Çığlık atacağım an dudağımı ısırıp inledim. Hiç beklemeden ikinci parmağını da soktuğunda kalçalarımı oynattım. Artık onun sertliğine alışmıştım. Bundan deli gibi zevk alıyordum. Kendi penisimi bırakıp, sadece onun penisini okşamaya basladım. Sertliği ve büyüklüğü beni çıldırtıyordu. Kalçalarımı ayırıp, parmaklarını hızla içimde hareket ettirirken ben de aynı hızla penisini çekiyordum. Penisim de onun karnına değdiğinden zevkle sızdırıyordum. Sonunda dayanamamış gibi parmaklarını çekip, yerlerimizi değiştirdi. Beni duvara yüz üstü yasladığı an gelecek şeyi zevkle bekledim. Penisini deliğime bastırınca elimi ağzıma götürdüm. Penisini çekip, eline tükürdü. Sıvazladıktan sonra tekrar yerini aldı. Ardından sertçe içime soktu. Hazırlıklı olduğumdan çığlığımı elime hapsettim. Omzumdan kavrayıp tekrar içime köklediğinde ıkınır gibi ses çıkardım. Bu büyüklüğe alışsam bile, deliğim hala sızlıyordu. İçime sertçe girip çıkarken artık zevk almaya başlamıştım. Ellerimi duvara yaslayıp, başımı da duvara dayadım. Boynuma ellerini sarıp başımı göğsüne yasladı. İçime hızla girip çıkarken zevkten gözlerimi açamıyordum.