Bir Aşk Meselesi (bxb)

22

*Bu bölümü beğenmezseniz aklınızdan silin ben de sileceğim. Emin olamadım. İyi okumalar (:

"Erkekler biraz şeydir"

"Orospu çocuğu."

Kahvemi alırken yanda ki kızların muhabbetine kaşlarımı kaldırdım. Aklıma gelen İshak'la "Bence de." dedim. Kızların bakışları bana dönüp "Sen de erkeksin." dediklerinde sahtece gülümseyip çıkışa ilerledim. Tenime çarpan ılık havayla elimde ki kahveden bir yudum alıp, arabaya geçtim. Ozan ve Turunç'a aldığım çikolotaları verip arabayı çalıştırdım.

Turunç "Bize nereyi gezdireceksin?" dediğinde gözlüğümü düzeltip sırıttım.

"Limitsiz bir kredi kartımız ve Antalya da yüzlerce aktivite mekanı var nereye gitmek istersin bebeğim?" dedim.

Babam çocukları gezdirmem için keseyi açmıştı.

"Uçak mı alsak?" dediğimde, turuncu kafa "Çüş" dedi.

Ozan "O kadar zengin misiniz siz?" dediğinde kafamı salladım.

Gerçi benim ruhum fakirdi, ailem zengin olsa ne olur. Gaza basıp, mekanın önünden çıktım. Lise de arkadaşlarla sürekli denize gider yunusa binerdik. Kış olması da sorun olmuyordu. Gidebildigimiz kadar gider, sonra bir çember yapar ve sohbet etmeye başlardık. O zaman ki ortamım güzeldi de ortamdan birileri sevgili olmaya başladıkça yıkılmıştı ortam. Aşk mutluluk falan getirmiyordu abi. Bunu kanıtlayacak onca şey yaşamama rağmen kendimi de aynı şeye sokmuştum. Dünden sonra kendimi azarlayıp durmuştum.

'Egemen Kocayağız'ın hayatı dram olamaz!"

Ben yıllardır komedi filmi çekiyordum ve birden kategori değiştirmek bana iyi gelmemişti. Kısa dönemli yaşadığım çöküşten kurtulup 'yıkılmadım ayaktayım' dövmesi yaptırıp Kars'a geri dönecektim. Bizimkiler de bunu yapmayı düşünüyor olmalıydı. Pazartesiye kadar burda kalacaklardı. Azak ve Mirza aşk kuşları olarak aramızdan ayrılıp çift takılmaya karar verseler de onlar da aynı zaman da dönmeyi düşünüyor olmalılardı.

"Kanka şu bahsettiğin arkadaşlarınla ne zaman buluşacağız?"

Ozan sorduğunda aynadan ona baktım. Liseden takılmaya devam ettiğim Cenk dışında 20-30 kişi daha vardı. Benim ortamım hep geniş olmuştu.

"Akşam bara gideriz. Çocukların yarısı ordadır."

Ozan kafasını salladı. Aramızda sözsüz bir anlaşma olmuştu. Onlar dün her şey yaşanırken ortadan kaybolmuştu. Ben Turuncun vücudundaki sevişme izlerini görmezden geldim. Onlar da bana soru sormadı. Birlikte kayboldukları için sormama da gerek yoktu. Yalnız izler de görmezden gelmek için fazla büyüktü ama bu konuya girmek istemiyorum.

"Orman da işimiz ne?"

"Cenk'lerin çiftliğine getirdim sizi. At binmek ister misiniz?"

Onlar öneri de bulunmadığı için buraya gelmeye karar vermiştim. Cenk'lerin çiftliğinda hayvan üretim merkezi bulunuyordu. Türü bitmiş hayvanları korumaya alıyorlardı.

Ozan "Olur." dediğinde, Turunç "Kanka ben kesin düşerim." dedi.

Tek kaşımı kaldırıp "Ozan korur seni." diye alay ettim.

"Egemen biz sevişmedik amına koyayım dalgana sıçayım."

Ya illa konuşturacaklardı beni. Sırf onlar sormuyor diye sessiz kalmıştım ama konuyu açan onlardı.

"Bu çocuğun boynunu sinek mi ısırdı Ozan?"

"Ben mi ısırdım!"

Turunç'a baktığımda karnını tuta tuta gülüyordu.