*Iyi okumalar :)
Getirdiğim birkaç parça eşya, sırt çantamı anca dolduruyordu. Çekmecemden prezervatifleri alıp boş kalan kısmı da doldurdum. Bunlara oldukça ihtiyacım olacak gibiydi. Çocuklar aşağıda beni bekliyordu. Indiğimde hepsinin homurdandığını duyup sırıttım. Bilerek ağırdan almıştım, assolistler sonra gelirdi. Merdivenlerden inip, ağlayan anneme sarıldım. Havalimanına bizi Mert abim bırakacaktı. Babamla annem beni burdan uğurlamaya karar vermişlerdi. Eminim bu rahat rahat ağlamak içindi.
"Beni her gün arayacaksın tamam mı? Aramazsan ziyaretine gelirim."
Annemin hayır dememem için tehditle karışık sorduğu şeye kafamı sallarken ayrıldım ondan. Burnunu çekip, bana üzgünce baktı. Üzgün hissetmediğim için hayırsız evlat gibi hissediyordum ama ölüme gitmiyordum ya...Babam bana başta sertçe baksada kollarını açınca hemen arasına girdim. Kollarını kemiklerimi kırmak ister gibi sıktı.
"Baba ölüyorum g-galiba."
"Bir şey olmaz sana."
Kollarını çektiğinde, gözlerimin yerinden çıktığına emindim. Bana hala sinirliydi. Gitmemi istemediğini biliyordum. Bu yüzden vedayı çabuk bitirebilirdim. Her an kararını değiştirip beni hapsedebilirlerdi. Bekleyen abimlere ve eşleriyle işimi riske atmak istemediğim için geri çekilip, sesimi yükselttim.
"Canım ailem sizi görmek zevkliydi bir ara tekrar yapalım!"
Onlar bana sarılmak için beklerlerken yeğenlerimi öpüp Ishak'ın yanına geçtim. Bana gözlerini kısmış bakan ayıma öpücük attım.
"Gidebiliriz."
Abimlerin bana kızgın söyleyişlerine aldırmadan Ishak'ın kolunu tutup dışarı sürükledim. Turunç ve Ozan arabanın önünde bizi bekliyordu. Onlara ilerlediğimizde konuşmayı kesip, bize dönmüşlerdi.
Turunç "Sonunda abi ne topladın bu kadar?" diye sitem etti.
Ozan ise "Her şeyi aldın değil mi kanka, bak dönmek zorunda kalmayalım." dedi.
Bana hiç güvenmiyorlardı. Güvenlerini kazanacak hiç bir şey yapmadığım için siklemedim. Telefonda hararetle konuşan abime baktıktan sonra, gitmek için bu konuşmanın sonlanması gerektiğini farkettim. Keşke biraz daha oyalansaydım, bekleyen durumuna düşmüştüm.
"Niye astın yüzünü?"
Ishak'ın ilgili sesini duyunca kalbim yavaştan atmaya başladı. Git gide hızlanması için ona baksam yeterliydi. Kafamı çevirip, yüzüne baktım ve kalbim depar attı.
"Asmadım o nerden çıktı?"
Başını sallayıp "öyle olsun." dedi.
Bekleyeceğiz diye tribe girmiştim sadece. Abim konuşmasını yapıp geldiğinde içimden sonunda diye geçirdim.
"Abicim kimle konuştun bu kadar?"
Abim saatine bakarken "İşle ilgili. Geç mi kaldınız?" dediğinde "Hayır." dedim.
Daha çok erkendi. Aslında önceki uçakla gidecektik ama Azak'tan haber beklediğimizden dolayı bilet almamıştık. Bize sonradan geleceklerini bir kaç saat önce haber etmişlerdi. Bizi bu kadar habersiz bıraktıkları için onlara hayatı biraz zehir edecektim. Böyle düşünürken arabaya bindim. Turunç ve Ozan'da yanıma oturdu. Ishak en kalıplı olan diye onu da öne atmıştık. Yol boyunca abim ve Ishak'ın garip muhabbettini dinledim. Ikisinin ekonomi hakkında konuşması hiç ilgimi çekmiyordu. Ishak'ın sesini sevdiğimden dinlemeye devam ediyordum. Bu Ozan ve Turunç'un hayvanlarla ilgili muhabbetinden iyiydi. Zaten fakültede o muhabbeti saatlerdir dinlememe son bir gün vardı. Havalimanına gelince arabadan indik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Meselesi (bxb)
HumorTAMAMLANDI Egemen şuursuzca yaşayan biriydi. İshak ise sadece yaşamaya çalışıyordu.