*Bir ciftimizi daha rafa kaldırıyoruz. Aklımdaki kısa kitabı çok uzattım ama finale kadar olan her bölümden memnunum. Cenk ve Mete'nin bölümleri gelince kitabı tamamlayacağım. İyi okumalar :) 🖤
Birkaç ay geçmiş, sınavlarımı vermiş yaz tatiline hak kazanmıştım. Dönemi kapattığım için mutluydum. Üniversite aşkımı yaşamama engeldi. Her ne kadar köşe başları bizim olsa da, ana yollar yabancıydı. Bu yüzden yüzümdeki sırıtmayla kampüsten ayrılıyordum.
Artık özgürce birbirimizi sevebilirdik.
İshak, her zamanki temkinli halinden sıyrılmış gibi kalabalık bahçede beni bekliyordu. Onun yanına giderken neşem yerine geldi. Fakülteden ayrı ayrı çıkarız diye düşünmüştüm. Her zaman böyle oluyordu.
Yanıldığım için mutluydum.
Elindeki tesbihle, alt dönemim olduğunu tahmin ettiğim çocuklarla konuşuyordu. Yanlarına gidince hafifçe öksürdüm. İshak'ın bana dönen gözleri parlamıştı. Kürtçe konuşurken diğerleriyle vedalaşıp bana başıyla 'gidelim' yaptı.
Kalabalığı terkederken koluna girmemek ya da elini tutmamak için kendimle savaşıyordum. Ona temas etmeden durmak zordu. Arabama ilerlemeye başladık. Önüne geldiğimizde birkaç saniye yüzüme baktı.
"Ben süreyim?"
Anahtarı ona düşünmeden verdim. Arabam kıymetliydi. Arkadaşlarıma bile zor verirdim. İshak'a verdiğim şeyleri düşünürsek bu hiçbir şeydi. Sürücü tarafına geçince yanına oturdum.
Arabayı çalıştırıp, park yerinden çıktık. Kampüsü tamamen terkedince heyecanla ellerimle oynamaya başladım. Bugün doğum günümdü. İstemsizce onun benim için sürpriz bir şeyler hazırladığını dusunuyordum. Fakültemin önünde bile beklemişti beni.
Heyecanlı sesimi saklayamadan "Nereye gidiyoruz?" dedim.
"Ahmet Usta'nın mekanına."
Hevesli yüzüm hızla buruştu. Doğum günümü ciğercide kutlayacak kadar etçil değildim. O da böyle bir sürpriz hazırlayacak kadar odun olamazdı.
"Başka yere mi gitsek?"
Bakışları anlık bana değip, tekrar yola dönerken "Nereye gitmek istiyorsun?" diye sordu.
Şimdi bir planı varsa ve ben bunu dolaylı yoldan mahvedersem sürprizi havada kalırdı.
"Neyse, dediğin gibi yapalım."
Dudağının kenarı memnun gibi kıvrıldı. Bu ifadesi onu ısırmak istememe neden oluyordu. Yanımda mutlu olunca ben de mutlu oluyordum. Derin bir nefes verip gözlerimi cama çevirdim.
Birkaç ayda ilişkimiz iyice derinleşmişti. Duygusal anlamda kendimi tamamen ona açmıştım. O da bana açmıştı ve bu durum inanılmaz iyi hissettiriyordu. Aramızda engel kalmamış gibu hissediyordum. Her kavgamız, öpüşmekle son bulduğu için 'bizden oldu' diyebiliyordum.
Baya güzel olmuştuk.
İshak'ın etrafındaki kızları teker teker göndermiştim. Aşiretle olan bağını da çaktırmadan inceltiyordum. O farketmese bile, bizi öğrendiği an ona silah dogrultacak arkadaşlarıyla teker teker arasını bozmuştum. 'Bu benim götüme bakıyor.' demem yeterli oluyordu. Artık herkesle daha mesafeli olduğundan kimsenin ilişkimizi sorgulamaya da götü yemiyordu. En mutlu olduğum konu da ablasıyla arasındaki mevzuda köprü olmamdı. Ablası İstanbul'a gittiğinde İshak yıkılmıştı. Ordaki abimin psikolog arkadaşının ablasına yardım edebileceğini söylediğimde, yıkıklarını tek tek onarmıştım. Başta uzak olduğu ablasıyla telefondan konuşmaya başlamışlardı. Ben ise zaten kanka olmuş sabah akşam konuşuyordum. Burdayken sahnesine de tanık olduğumdan, iyice yakınlaşmıştık. İshak'ta bu durumdan memnundu. Tabi onun ablasının aramızdaki iliskiyi bildiginden haberi yoktu. Hala mükemmel sekilde sakladıgını dusunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Meselesi (bxb)
HumorTAMAMLANDI Egemen şuursuzca yaşayan biriydi. İshak ise sadece yaşamaya çalışıyordu.