30. Bölüm - Confession

194 11 2
                                    

Genç cadı yavaş adımlarla koridorda ilerliyordu. Duyduğu her şey ona çok ağır gelmişti. Beyninin içindeki düşünceler bir türlü durmuyordu. Mektubun Narcissa'dan gelmesine ne kadar şaşırsada bir yandan sevinmişti. 'Daha kötüsü olabilirdi.' diye düşündü. Daha sonra aklına Dumbledore'un anlattıkları geldi. Draco'nun yapmak zorunda olduğu o görev, bunu Hermione'ye anlatmaması, belki de bilmediği daha bir çok şey, bunların hepsi çok fazlaydı. Bütün bu düşüncelerden dolayı başına giren ağrı ile yüzünü ekşitti.

Sağ elini şakağına koydu ve ovaladı. Şimdi ne yapacaktı? Arkadaşları ondan mektup hakkında bir cevap bekliyordu fakat genç cadı öğrendiklerinin hiçbirini söyleyemeyeceğini biliyordu. O an aklına gelen şey ile olduğu yerde durdu, etrafını inceledi. Neden bu koridorda olduğun anlam veremeyince kaşlarını çattı. Snape ile konuştuğu sınıf ortak salona yakındı fakat şimdi bulunduğu koridor kütüphanenin bulunduğu koridordu. Ne kadar süredir yürüdüğünü ve buraya nasıl geldiğini bilmiyordu. Duydukları karşısında şoka uğramıştı. Sınıfın içinde nefes alamadığını hissetmişti ve o an sadece oradan uzaklaşmak istemişti. 

Omzunun arkasından boş koridora baktı. Merakla onu bekleyen arkadaşlarına geri dönmesi gerektiğini biliyordu. Fakat şu an giderse ne diyeceğini bilmiyordu ve arkadaşları yüz ifadesinden şüphelenebilirdi. Derin bir nefes aldı ve önüne dönüp kütüphaneye ilerledi. Kafasını toparlamak için sessiz ve tenha bir yere ihtiyacı vardı. Burası ise en uygun yerdi. Kütüphaneye girer girmez aklına gelen şey ile duraksadı. Draco'nun ellerinin hali çok kötüydü ve büyük ihtimalle çocuk yine hastaneye gitmeyecekti.

Ofladı ve yüzüne gelen saçı kulağının arkasına sıkıştırdı. Genç büyücünün elindeki yaralara iyi gelecek bir iksir tarifi biliyordu. Kitaplıklar arasında dolaşmaya ve ihtiyacı olan kitabı aramaya başladı. Kısa bir süre sonra gördüğü kitap ile rahatladı. Başka birinin almış olabileceğinden korkmuştu. Kitabı aldı ve kütüphanenin arkasına ilerlemeye başladı. Her zaman oturduğu masayı görünce masaya yaklaştı. Kitabı masanın üzerine bıraktı. Daha sonra kitap ile birlikte iksir sınıfına gidip iksiri yapabilirdi. Pencereye yakın taraftaki sandalyeyi çekip oturdu. Dirseklerini masaya yasladı ve kafasını ellerinin arasına aldı. Bütün her şeyi aklından geçirmeye başladı.

Snape bir ölüm yiyendi ve uzun zamandır Dumbledore için casusluk yapıyordu. Dumbledore er ya da geç ölecekti. Draco onu öldürmek için görevlendirilmişti. Narcissa, Hermione'ye her şeyi bildiğini söyleyen bir mektup yollamıştı ve genç cadı sebebini bilmiyordu. Biri Hermione'yi takip ediyordu. Daphne yeni bir şey planlıyordu. Belki de bilmediği daha birçok şey vardı. Hermione o anda koluna dokunan el ile korktu ve hızla ayağa kalkıp geri çekildi. Ayağa kalkmasıyla oturduğu sandalye geriye doğru gitmişti. Karşısındaki çocuk ellerini teslim olurmuş gibi havaya kaldırdı. "Özür dilerim. Bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim." Hermione elini saçlarına geçirdi ve gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Sakinleşince konuştu. "Senin bir suçun yok. Düşüncelere fazla dalmışım." Gözlerini açtı ve bakışlarını çocuğa çevirdi. "Sen neden gelmiştin, Cormac?" Çocuk eli ile masayı işaret etti.

Hermione sandalyesini düzeltti ve oturdu. Cormac hiç vakit kaybetmeden kızın yanındaki sandalyeye oturdu. Çocuğun konuşması için beklemeye başladı. Cormac etrafı inceledikten sonra tekrar kıza döndü. "Seninle konuşmak istediğim önemli bir konu var." Hermione kollarını göğüsünde bağladı. "Şu an pek konuşacak halde değilim, Cormac." Çocuk kolunu masaya yasladı ve kıza biraz daha yaklaştı. "Lütfen, Hermione. Son zamanlarda seni her gördüğümde meşgul oluyorsun. Bu seninle konuşmak için tek şansım olabilir."

Hermione çocuğun yakınlığından rahatsız olmuş bir şekilde biraz geriye yaslandı. "Pekala, kısa tutabilirsen sevinirim." Cormac kızın geri çekildiğini fark edince dudaklarını birbirine bastırdı ve geri çekildi. "Seni daha önceden birkaç kere Hogsmeade'e davet ettim fakat her seferinde reddettin. Seninle konuşmaya çalıştığımda işin olduğunu veya konuşamayacağını söylüyorsun. Beni daha ne kadar görmezden geleceksin bilmiyorum fakat bence bir gün oturup sohbet edersek sen de buna değdiğimi anlayacaksın."

Promise | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin