Sinirli bir şekilde Slytherin ortak salonuna giren Pansy etrafı inceledi. Şöminenin karşısında ki koltukta uzanan Theo'yu gördü ve onun yanına ilerledi. Bacaklarını tutup koltuktan aşağı ittirdi. Son anda koltuk koluna tutunup düşmekten kurtulan çocuk şaşkın bakışlarla karşısında ki cadıya bakıyordu. Kız ise kendini koltuğa atıp bacak bacak üstüne attı. Sakinleşmek için derin nefesler alıyor ve havada ki ayağını sallıyordu.
"Minik faremin sinirleri yine tepesinde." dedi alayla Theo. "Bana sakın bulaşma böcek." O sırada yanlarına yaklaşan kız ile ona döndüler. Kızın kumral, düz ve uzun saçları vardı. Gözleri ise kahverengiydi. Pansy bu kızı birkaç defa arkadaşı ile birlikte görmüştü fakat umursamamıştı çünkü ne de olsa Theo hep kızlarla dolaşırdı. Kız Theo'ya bakıp gülümsedi. "Selam Theo, bir süredir görüşemiyoruz ve bu çok can sıkıcı." Çocuk oturduğu koltukta doğruldu. "O kadar haklısın ki." Kız kıkırdadı ve devam etti. "O zaman..."
"...bu akşam."
"Ortak salonun önü."
"Anlaştık, saat on bir de buluşuruz." Kız yüzünde ki gülümseme ile arkasını dönüp uzaklaştı ve ortak salondan çıktı. Theo kız gideseye kadar onu izledi. Yüzündeki gülümseme ile arkadaşına döndü. "Tam bir kadın avcısısın." diyen Pansy tasvip etmediğini belirtircesine kafasını iki yana sallayarak önüne döndü. "Ne diyebilirim ki, kadınlar cazibeme dayanamıyor." Buna karşılık kız güldü. Pansy arkadaşının kafasını arkaya yani yatakhane kapısına çevirdiğini gördü. O da kafasını çevirdiğinde Draco ve Blaise'in ortak salona geldiklerini gördü. Blaise arkadaşının yüzünde ki ifadeyi görünce gergince yutkundu. Draco ise anlamayarak arkadaşlarına bakıyordu. "Bir sorun mu var?"
Pansy işaret parmağını uzatıp Draco'yu işaret etti. "Çeneni kapat Malfoy." Çocuk ellerini teslim olurmuş gibi havaya kaldırdı ve kenarı çekildi. "Blaise Zabini, bana ne yaptırdığının farkındasın değil mi?" Ortak salonda onlardan başka kişiler de olduğu için ne olduğunu söylemiyordu. "Pansy gerçekten özür dilerim. Ben Draco ile konuşuyordum ve bu yüzden sana söyledim. Merak etme kendimi affettireceğim."Pansy ayağa kalkıp arkadaşının yanına gitti. Çocuk korku ile biraz geri gitti. "Kendini affettirmeye süpürgeni vererek başlayabilirsin." Theo yaşanan şeyleri öğrenmişti fakat pek umursamamıştı. Ona göre Draco'nun Hermione Granger ile arkadaş olması onun kararıydı ve arkadaşı için iyi olabilecek her şeye açıktı.
Blaise kaşlarını çattı. "Zaten normalde de süpürgemi alıyorsun, bu nasıl kendimi affettirecek?" Pansy derin nefes aldı ve sakinleşti. "Blaise, süpürgeni getir. Daha Profesör Snape'ten izin alacağım." Arkadaşı kafasını sallayıp yatakhaneye gitti. Kısa bir süre sonra elinde süpürge ile aşağı inen Blaise'i izlediler. Pansy çocuğun uzattı süpürgeyi aldı ve kapıya ilerledi. O sırada konuşan Theo ile durdu ve ona döndü. "Daha iki gün önce izin vermişti. Bence izin alamayacaksın." Pansy güldü. "Emin ol Profesör diğer evlerdeki öğrencilerin kıskanması ve sinir olması için günde beş defa bile izin verir."
Theo gülerek yanındaki kitabı aldı. Kız Blaise'e döndü. "Ben geleseye kadar bana yaptırdıklarını Draco'ya anlatabilirsin. Eminim o da pek hoşnut olmayacak. Birkaç saate geri gelirim. Siz de yemeğe gidin yoksa aç kalacaksınız." Theo hızla arkadaşına döndü. "Sen yemek yemeyecek misin?" Kız kafasını olumsuz anlamda salladı. "O zaman gizlice masadan birkaç şey alırım. Geri geldiğin zaman yersin, en azından akşam yemeğine kadar idare edersin." Pansy gülümsedi ve konuştu. "Seni seviyorum Theo." Çocuk köz kırptı. "Bende seni seviyorum." Kız arkasını dönüp ortak salondan çıktı.
Genç cadı yemeğini bitirmiş, arkadaşını bekliyordu. Meyve suyundan bir yudum daha aldı ve masada duran kitabın okumayı bitirdiği sayfasını çevirdi. O sırada ortak salona giren öğrenciler ile büyük salondaki çoğu kişi bakışlarını oraya çevirdi. Hermione arkadaşlarını görünce gülümsedi. Ginny yüzündeki büyük gülümsemeyle yanına geliyordu. Hermione'nin yanına ulaşınca sıkı bir şekilde sarıldı.
Hermione kollarını arkadaşına sardı. "Ne oldu da bu kadar mutlusun?" Ginny hızla arkadaşının yanına oturdu. Aklına gelen şey ile Luna'ya döndü. "Selam Luna." Genç cadı karşılık olarak gülümsedi. Ginny yanlarına gelen Harry ve Ron'u hiç umursamadan tekrar arkadaşına döndü. "Yeni bir çocukla tanıştım." O sırada Hermione arkadaşının gözüyle yanına oturan çocuğu gösterdiğini fark edip kıkırdadı. Ginny daha önce birkaç defa daha yaptığı gibi yine bir çocuktan bahsediyor ve Harry'nin tepkisini izliyordu. Harry kendisine sırılsıklam aşıktı ve Ginny'de bunu biliyordu. Fakat harekete geçmeden önce emin olmak istiyordu. Ayrıca Harry'nin tepkisini izlemek iki kız içinde inanılmaz derecede eğlenceliydi.
"Kimmiş bu çocuk?" Genç cadı göz ucuyla arkasındaki çocuğa baktı. Harry hiçbir tepki vermiyor tabağına yemek dolduruyordu. "Altıncı sınıf bir Hufflepuff. O kadar kibar ve tatlı ki anlatamam." O sırada öksürmeye başlayan Harry ile herkes ona döndü. Karşısında oturan Ron hızla arkadaşına su dolu bardağı uzattı. Aynı zamanda da sinirli bakışlar ile kız kardeşine bakıyordu. Kardeşinin neyin peşinde olduğunun gayet farkındaydı.
Kendine gelen Harry konuyu değiştirmek için Hermione'ye döndü. "Hermione listede yazan her şeyi aldım, Ginny yatağının üzerine bıraktı." Hermione ikisine de teşekkür etti. "Siz neler yaptınız?" dedi Ron, Hermione ve Luna'ya bakarak. Hermione omuzlarını silkip konuştu. "Her zamanki gibi kütüphanede kitap okuyordum. Luna yanıma geldi ve beraber kitap okuyup sohbet ettik. Daha sonra da yemeğe geldik, yani bir farklılık olmadı." Genç kız Luna'ya baktı ve Pansy hakkında bir şey söylememesi için içinden dua etti. Luna ise hiçbir şey demeden ona bakıyordu.
Diğerleri yemek yemeğe ve sohbet etmeye devam ederken Hermione kitabına geri döndü. Arkadaşları yanında olduğu için mutluydu ve kendini şanslı hissediyordu. Arkadaş kavramı genç cadı için her gün daha değerli bir hale gelmeye başlıyordu. Onlara bakmak için kafasını kaldırdığı sırada bakışları büyük salondan içeri giren kişilere kaydı. Üç Slytherin'li sessizce yürüyorlardı. Hermione'nin yüzündeki gülümseme yavaşça silindi. O sırada sarı saçlı çocuk bakışlarını aniden kıza çevirdi. Kızın ona baktığını görünce olduğu yerde durdu. Bakışlarında ki gerginlik ve hüzün belli oluyordu.
Kız birkaç saniyeliğine arkadaşlarına baktı ve onu fark etmediklerini gördü. Bakışlarını tekrar çocuğa çevirdiğinde Blaise ve Theo'nun da durup çocuğa döndüğünü gördü. Draco'ya bir şeyler söylediler fakat tepki vermediğini görünce onlar da onun baktığı yere bakıp kızı gördüler. Çocuk birkaç defa derin nefes aldı ve kravatını gevşeterek arkasını döndü. Hızlı adımlarla büyük salondan çıktığını fark eden arkadaşları ona döndü.
Theo arkadaşının arkasından "Draco!" diye bağırdı fakat durmadığını görünce o da peşinden gitmek için yeltendi. O sırada Blaise elini arkadaşının omzuna koyarak onu durdurdu. Eğilip kulağına bir şeyler söyledi. Theo arkadaşına bakıp kafası ile onayladı ve üzerlerindeki bakışları umursamadan Slytherin masasına ilerledi. Blaise'de son bir kez Hermione'ye baktıktan sonra arkadaşının yanına ilerleyip oturdu.
Hermione arkadaşlarına baktığında onların da baktığı yöne baktıklarını fark etti. Bu rahatlamasına sebep olmuştu. Onları izleyen tek kişi o değildi. Ron kaşlarını çatmış bir şekilde arkadaşlarına döndü. "Son günlerde Draco'da bir şeyler mi var?" Hermione arkadaşlarına bakarak konuştu. "Farklı görünüyor, değil mi, Draco? Hasta olmalı." Ginny omuzlarını silkti. "Belki de bir sorunu vardır." Birkaç saniye herkes sessiz kaldı ve daha sonra farklı bir konu hakkında konuşmaya devam ettiler. Hermione birkaç saniye düşündü. Draco gerçekten de garip davranmaya başlamıştı.
Bunun sebebini çok merak ediyordu. İkisi arkadaşken böyle olmadığının farkındaydı ya da öyleydi fakat kıza bunu belli etmiyordu. Her iki türlü de kız Draco için üzülüyordu. Arkadaşlarına döndü ve "Ben tuvalete gidiyorum, hemen dönerim" diyerek ayağa kalktı. Arkadaşları onu kafasıyla onaylamıştı. Hızlı adımlarla büyük salondan çıktı. Blaise salondan çıkan kızı görünce gülümsedi ve tekrar önüne döndü.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Bu sayede bölümler daha hızlı gelir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise | Dramione
FanficÇocuk kafasını salladıktan sonra samimi bir şekilde gülümsedi. Kız tam ayağa kalkacakken elini tuttu. Kız çocuğa döndüğünde yüzünde endişeli bir ifade olduğunu gördü. Çocuk yutkunduktan sonra konuşmaya başladı. "Bunları anlattığım nadir kişilerdensi...