12. Bölüm - Feud

429 25 8
                                    

Hermione çocuğun nereye gittiğini az çok tahmin edebiliyordu. Erkekler tuvaleti, oraya girmemesi gerektiğini biliyordu, Karagöl'ün kenarı veya ihtiyaç odası. Şimdilik kızın aklına bunlar vardı. Buraları kontrol edecek ve bulamazsa kendi ortak salonuna gidecekti. Çünkü bakabileceği bir başka yer Slytherin ortak salonuydu ve Hermione cesedinin bile oraya giremeyeceğinden emindi. Bir süre hızlı adımlarla koridorlarda ilerledi. Tuvaletin önüne varınca bir süre duraksadı. Draco içerideyse ne yapacaktı, ona ne söyleyecekti? Bir süredir birbirleriyle konuşmuyorlardı ve Hermione neden çocuğun peşinden geldiğini bile bilmiyordu.

Zaten başına gelenlerin hepsi düşünmeden yaptığı şeylerin sonucuydu. Kapının aralık olduğunu görünce heyecanı daha da arttı. Kapıyı yavaşça ittirdi ve içeri girdi. Duyduğu ağlama sesi ile dudaklarını birbirine bastırdı. Kapıyı kapatıp lavabolara doğru ilerledi. O sırada Draco Malfoy'u gördü. Ellerini lavabonun kenarlarına yaslamış hıçkırarak ağlıyordu. Üzerinde olması gereken kazağın başka bir lavaboya atıldığını fark etti. Birkaç saniye ne diyeceğini bilemediği için sessizce çocuğu izledi. En sonunda cesaretini toplayıp konuştu.

"Draco." Çocuk ağlamayı kesti ve şaşkınca kafasını kaldırıp önündeki aynaya baktı. Ayna da Hermione'nin yansımasını görmesiyle hızla arkasını döndü. Kız, karşısında hiçbir şey söylemeden ona bakıyordu. "Lütfen git." diye fısıldadı genç büyücü. "Beni ağlarken görmenden nefret ediyorum." Kız hiçbir şey demeden çocuğu izliyordu. Gitmemişti, aksine birkaç adım daha ilerlemişti. "Her insan ağlayabilir Draco. Hele ki senin durumundaki bir insan istediği kadar ağlayabilir." Çocuk gömleğinin bilek kısımları ile gözlerini sildi fakat yaptığı şey hiçbir işe yaramamıştı. Çünkü yaşlar gelmeye devam ediyordu.

"Sana bunu yapamam." diye fısıldadı çocuk. Kız anlamadığı için kaşlarını çattı. "Seninle arkadaş olduğumu öğrenirlerse ikimizi de öldürürler." Çocuğun zorlukla söylediği şeyler ile kızın gözleri doldu. Yavaş adımlarla çocuğun yanına yaklaştı. "Sorun yok, öyle bir şey olmayacak. Eğer öğrenirlerse Profesör Dumbledore'a söyleyebiliriz. O bize bir şey olmasına izin vermez." Çocuk arkasındaki lavaboya yaslanmıştı ve artık ağlamıyordu. Alay edercesine gülüp bakışlarını yere çevirdi. "Emin ol onun tek derdi Potter. Ondan başka hiçbir öğrenci umurunda bile değil." Kız duydukları karşısında birkaç saniye duraksadı.

Daha sonra elini çocuğun omzuna koydu. "Merak etme, bana ya da sana hiçbir şey olmayacak. Söz veriyorum." Kafasını kaldırıp karşısındaki kıza baktı. "Neden peşimden geldin? Hele ki sana yaptıklarımdan sonra." Kız derin bir nefes aldı. "Aslında hiçbir fikrim yok." dedi ve duraksadı. "Sanırım Pansy'nin anlattıklarına inandım. Ayrıca ortada büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum." Çocuk ona bakınca devam etti. "Sakinleştikten ve kendine geldikten sonra bana her şeyi anlatman gerekiyor. Sonuçta biz arkadaşız."

Draco kafası ile onayladı ve gülümsedi. Tuvalet girişinden gelen ses ile ikisi de oraya döndü. "Ne yaptığını biliyorum Malfoy." Hermione Draco'nun önünden çekilip şaşkınlıkla ve korkuyla kaşlarını çattı. "Harry?" Çocuk birkaç saniye kıza baktıktan sonra bakışlarını tekrar Draco'ya çevirdi. Draco sinirle yaslandığı lavabodan uzaklaşıp ileri doğru bir adım attı. "Ona büyü yaptın, değil mi?" dedi kafası ile Hermione'yi gösterirken. Kız da Harry'ye doğru bir adım attı. "Harry saçmalıyorsun." 

Harry'nin asasını eline almasıyla kız da asasını aldı. Harry'nin Draco'ya attığı büyüyü son anda engelledi. Draco ise sinirle karşısındaki çocuğa bir büyü attı ve tuvaletlerin olduğu tarafa koştu. Harry üzerine gelen büyüden tuvaletlere doğru koşarak kaçtı. Hermione korkuyla olduğu yerde kaldı. Kulağına gelen büyü ve çarpma sesleri ile korkusu daha da arttı. Bir şey yapması gerektiğinin farkındaydı ama aralarına girse de onları durduramayacağından emindi. Asasını beline koyarken hızla kapıya doğru koşup koridora baktı.

Kimsenin olmadığını görünce sinirle inledi ve boş koridorda koşmaya başladı. Başka bir koridora girince Hufflepufflı bir öğrenci gördü. Hızla yanına ilerledi. "İki öğrenci erkekler tuvaletinde düello yapıyor. Hemen bir Profesöre haber verir misin?" Çocuk şaşkınlıkla gözlerini büyüttü ve kafasını olumlu anlamda sallayıp koşmaya başladı. Hermione arkasını dönüp geldiği şekilde tuvalete geri gitmeye başladı. İkisinin de başının büyük belaya gireceğinin farkındaydı. Bunun için kendini kötü hissetsede işin sonunda ikisinden birinin çok kötü bir halde olacağından emindi. Gözleri dolmaya başladı. Draco'nun peşinden gittiği için kendine lanet ediyordu.

Tuvaletin önüne gelince akan su ve ağlama sesini duydu. İçindeki sıkıntı daha da büyümeye başladı. Yavaş adımlarla içeri girdi. Kenarda dikilen Harry'i görünce hızla bakışlarını arkadaşının baktığı yere çevirdi. Kırılan çeşmeden akan suların arasında ağlayarak yatan Draco'yu gördü. Draco'nun yüzünden ve göğüsünden kanlar fışkırıyordu. Yanındaki arkadaşına baktığında şaşkınca yerde yatan çocuğu izlediğini gördü.

Kız korku ile ağlamaya başladı ve yerde yatan çocuğun yanına diz çöktü. O kadar hızlı diz çökmüştü ki düşmemek için ellerini yere koymak zorunda kalmıştı. Yerdeki suya karışan kan kıyafetlerine ve ellerine bulaşmıştı. "Dayan Draco, iyi olacaksın." Beline koyduğu asasını alıp asanın ucunu kesiklerin üzerine koydu. 'Draco'nun peşinden gelmeseydim böyle olmazdı' diye geçirdi içinden. Harry'nin böyle bir şey yaptığına hala inanamıyordu, inanmak istemiyordu. Arkadaşının Draco'ya bu kadar büyük bir nefret beslediğini bilmiyordu. 'Ona büyü yaptın, değil mi?' cümlesi beyninde dolanıyordu.

O sırada boşta kalan eli ile gözyaşlarını silmeye çalıştı. Eline bulaşan kan yüzüne de bulaşmıştı. Asasını çocuğun vücundunda gezdirdi ve kesiklerin kapanması için uğraşmaya başladı. O sırada  tuvalete Profesör Snape girmişti. Kız bir anlığına bakışlarını Profesöre ve arkadaşına çevirdi. Profesör Harry'e baktığında çocuk hızla tuvaletten çıktı. Snape yere diz çökünce Hermione asasını çocuğun üzerinden çekti. Kolu ile ağzını kapatıp ağlamaya devam etti ve Snape'in yaptıklarını izlemeye başladı.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Promise | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin