Hermione büyük salona girerken bir yandan da Gryffindor masasını inceliyordu. Arkadaşlarını görünce oraya doğru ilerlemeye başladı. Birkaç kez gözlerinin kırptı ve kızarıklığın gitmiş olmasını diledi. Genç cadı yol boyunca kimseye belli etmemeye çalışarak sessizce gözyaşı dökmüştü. Arkadaşlarının onun tekrar ağladığını fark etmelerini istemiyordu. Zaten onları yeterince üzmüştü, daha fazla onun için endişelenmelerini istemiyordu. Yüzüne en sahte gülümsemesini ekledi. Bir an son zamanlarda bu gülümsemeyi çok fazla kullandığını fark etti. Sahte, soğuk fakat yanıltıcı bir gülümsemeydi.
Arkadaşları onu görünce ona döndüler. Genç cadının yüzündeki gülümseme onları da gülümsetmişti. Hiç kimse gülümsemesinin arkasını görmüyordu. Genç cadı Draco ile olan gizli arkadaşlığından dolayı yalan söylemekte gelişmişti. Bir nevi hayat onu numara yapması için eğitmişti. Ve genç cadı bunda çok yetenekliydi. Şimdi ise listenin altına bu da eklenmişti.
Ginny ve Harry'nin karşısındaki Ron'un yanına oturdu. Çantasını çıkarıp yanına koyarken konuştu. "Nasılsınız?" Ginny ofladı ve kafasını yanındaki çocuğun omzuna koydu. "Quidditch antrenmanından daha yeni çıktık ve ben resmen bittim." Kızın bu cümlesi Hermione ve Harry'nin kıkırdamasına sebep oldu. Ginny güldüğü için omuzları sarsılan çocuğa baktı ve aşkla gülümsedi. Harry'de ona dönüp kızın saçlarına ufak bir öpücük bıraktı. Bu görüntü Hermione'nin içini ısıtmaya ve yüzüne gerçek olan bir sırıtış eklemeye yetmişti. Genç cadı tabağına masadaki yemeklerden doldururken yanındaki turuncu saçlı çocuğa döndü. Ron'un Ginny ve Harry'ye tiksinir gibi baktığını gördü.
Yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirip omzu ile çocuğun omzunu dürttü. Çocuk bakışlarını ona çevirince konuştu. "Onlar sevgililer, Ron. İkisi her flörtleştiğinde bu yüz ifadesini yapmayı bırakmalısın." Genç cadı önüne döndü ve tabağındaki eti kesmeye başladı. "Gerçi benim için sorun yok çünkü çok komik duruyorsun." Kestiği parçayı ağzına atıp tekrar arkadaşına döndü. Ron'un yüzündeki ifade silinmiş ve yerini çatık kaşlara bırakmıştı. "Sen ağladın mı?"
Hermione duyduğu soru ile dondu ve hiçbir şey söylemedi. Ginny kaşlarını çattı ve kafasını Harry'nin omzundan kaldırıp dikleşti. İkisinin de ona döndüğünü fark etti fakat o tarafa dönmedi. Yüzündeki gülümseme yavaşça silindi. Ağzındaki lokmayı zorlukla çiğneyip yuttu ve önüne döndü. "Tabi ki ağlamadım. Kahvaltıdan beri ders çalışıyordum. Muhtemelen bu yüzden gözlerim kızarmıştır." Harry hiç beklemeden lafa girdi. "Yine Malfoyla konuştun değil mi?" Hermione kafasını kaldırıp Harry'ye baktı. Çocuk sert bir yüz ifadesi ile arkadaşını izliyordu. "Yine onunla konuşmaya çalıştın ve o yine senden uzaklaşıp seni ağlattı."
Hermione sinirle dişlerini sıktı. Arkadaşları onu anlamaya çalışmıyordu ve bu onu daha çok üzüyordu. O ne olursa olsun her zaman Harry'nin yanında oldu fakat o durmadan bu durum hakkında yakınıyordu. Hermione konuşmak istemiyordu çünkü arkadaşını kıracağını düşünüyordu. Kaşlarını çattı ve hayretle konuştu. "Onunla konuştunuz, kötü biri olmadığını biliyorsunuz. Sadece şu anda bir sorunu var fakat bunu söyleyemiyor. Bildiğinden çok daha fazlası var, Harry." Ron ve Ginny hiçbir şey söylemeden gerginlikle onları izliyorlardı. Harry hırsını alamamış gibi sertçe soludu ve konuştu.
"Bildiğim kadarıyla sen de onun hakkında pek bir şey bilmiyorsun. Sana hiçbir şey anlatmıyor, hala bazı geceler kaleyi terk ediyor. Arkadaşlarından dahi uzak duruyor. Fakat sen bunların hiçbirini önemsemiyorsun ve onu korumaya devam ediyorsun." Birkaç saniye durup derin bir nefes aldı. Arkadaşının gözündeki kırgınlığı fark etmişti fakat onun iyiliği için devam etmeli ve çok geç olmadan onu uyarmalıydı.
"Yemin ederim ki bunları seni önemsediğim için söylüyorum. Seni korumak için elimden gelen her şeyi yapıyorum ama sen tehlikenin içine yürümeye devam ediyorsun. Onun atkısını takıp ortak salona geldiğin gün bile sana hiçbir şey söylemedim ve Ronla kavga ettiğinizde senin yanında oldum. Ama gitgide Ron'un o gün söylediği şeyin doğru olduğunu düşünmeye başlıyorum. Malfoy'a takıntılısın ve gözün başka hiçbir şeyi görmüyor." Harry'nin hatırlattığı kavga ile Ron'un içini bir hüzün kapladı. Arkadaşına nasıl böyle bir şey söyleyebilmişti hala aklı almıyordu. Hermione'yi çok fazla kırmıştı ve bundan çok pişmandı. Sırf bu yüzden artık bu konuya Harry'den bile daha ılımlı davranıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise | Dramione
Fiksi PenggemarÇocuk kafasını salladıktan sonra samimi bir şekilde gülümsedi. Kız tam ayağa kalkacakken elini tuttu. Kız çocuğa döndüğünde yüzünde endişeli bir ifade olduğunu gördü. Çocuk yutkunduktan sonra konuşmaya başladı. "Bunları anlattığım nadir kişilerdensi...