"Bozulmaz yemin edeceğiz."
Hermione doğru duyduğunu teyit etmek için "Bozulmaz yemin?" diye sordu. Kadın konuşmasına devam etti. "Bu istediğim şeyin sorumluluğunun ve tehlikesinin ne kadar büyük olduğunu biliyorum. Ve seni böyle bir şey için asla zorlayamam fakat başka ne yapabilirim bilmiyorum. Oğlumun güvenliğinden endişe duyuyorum ve onu en iyi şekilde koruyabilecek kişi sensin." Hermione ağzını konuşmak için açtı fakat hemen geri kapattı. Aklına ilk gelen sözlerin kadını kırabileceğini tahmin ediyordu. Böyle bir şeyi nasıl kabul edebilirdi? Harry, Ron veya Ginny için bile böyle bir şeyi göze alamazdı. Bu göz göre göre ölümü kabullenmek olurdu. Şaşkın bakışlarını Snape'e çevirdiğinde adamın hiçbir duygu barındırmayan bakışları ile karşılaştı.
Snape hiçbir şey söylemeden olanları izliyordu. Bakışlarını tekrar Narcissa'ya çevirdi. Kadın umutla bir cevap bekliyordu. Hermione derin bir nefes aldı ve konuştu. "Hangi konuda bozulmaz yemin etmemi istiyorsunuz?" Kadının söylediği şeyi reddetmeden önce niçin böyle bir şey istediğini sormak istemişti. Narcissa'nın gözleri hala hüznün esaretindeydi. Kadın kendini toparladı ve cevap verdi. "Draco'yu koruman konusunda." Genç cadı bu cevabı tahmin ediyordu fakat birde kadının ağzından duymak istemişti.
Hermione odadaki kasvetli hava üzerine çökmüş gibi hissediyordu. Ne diyeceğini bilemez bir şekilde kadına bakıyordu. Sahip olduğu onca sorumluluk ve sorundan sonra birde üzerine bu eklenmişti. "Bayan Malfoy, oğlunuzun güvenliğinden endişe duyduğunuzu biliyorum. Fakat zaten Profesör Dumbledore ve Profesör Snape onu koruyacaklarına dair bana söz verdiler. Ayrıca ben de onu korumak için elimden geleni yapıyorum. Bu istediğiniz şeyin bana nasıl büyük bir sorumluluk yüklediğini biliyorsunuz. Eğer bu yemini edersem ve onu koruyamazsam onunla beraber ben de ölürüm."
Kadın hiçbir şey söylemedi. Zaten daha ne söyleyebilirdi ki? Bakışlarını kızdan çekmedi ve ona bakmaya devam etti. Bakışlarındaki hayal kırıklığı gözle görülür bir haldeydi. Hermione üzüntüyle kadının yüzüne bakıyordu. Draco'yu korumayı gerçekten çok istiyordu ve yapacaktı da. Peki o zaman neden bu isteği kabul etmiyordu? Draco'ya yardım edeceğini söylediği an hayatını tehlikeye atmıştı. Bu tehlikenin içinde hayatını kaybedebilme ihtimalinin de farkındaydı. Hatta bu ihtimalin ne kadar yüksek olduğunu da biliyor. Fakat sırf bunu biliyor diye bu ölüm oyununu kabul etmek zorunda mıydı?
O anda istemsizce Draco'nun yüzü gözlerinin önüne geldi. Donuk gözleri doğrudan karşıya bakıyordu. Resmen yüzündeki bütün yaşam enerjisi çekilmişti. Hareketsiz bir şekilde yatan bedeni bu ifadesinin sebebini açıklıyordu. Kimsenin nerede olduğunu bilmediği bir yerde ya da bu yolda hayatını kaybeden diğer insanlar arasında gözden kaçmış olan vücudu soğuk zeminde yatıyordu. Belki vücuduna çarpan ani bir büyü ile oracıkta ölmüştü. Belki de dakikalar veya saatler boyunca işkence çekmiş bedeni bu acıya daha fazla dayanamamıştı.
Draco'nun çığlıkları arasına karışan hıçkırık sesleri kulaklarını çınlatıyordu. Hermione gözünün önüne gelen görüntülerle ve kulağına gelen seslerle irkilmişti. Gözlerini kapattı ve kendine gelmeye çalıştı. Zihninde canlanan o görüntü kalbinin üzerine büyük bir ağırlık çökmesine sebep olmuştu. Sevdiği adamın sadece zihninde canlandırdığı bu görüntüsü saatlerce ağlamasını sağlayabilirdi.
"Yapacağım." Kadın duyduğu şey karşısında neye uğradığını şaşırmıştı. Hermione de tıpkı onun gibi şaşkındı. Kapattığı gözlerini açtı ve bakışlarını karşısındaki kadına çevirdi. Bu isteği kabul ettiğini söylemeyi düşünüyordu fakat önce bir süre bunu düşünmek için zaman istemeyi planlıyordu. Fakat kafasının içindekiler bu isteği yerine getirmesi dışında başka bir seçenek bırakmıyordu. Belki de başka bir seçenek vardı fakat şu anda genç cadının umurunda değildi. Draco'yu korumak istiyordu ve bunu hayatı pahasına yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise | Dramione
FanfictionÇocuk kafasını salladıktan sonra samimi bir şekilde gülümsedi. Kız tam ayağa kalkacakken elini tuttu. Kız çocuğa döndüğünde yüzünde endişeli bir ifade olduğunu gördü. Çocuk yutkunduktan sonra konuşmaya başladı. "Bunları anlattığım nadir kişilerdensi...