Merhaba canlar^^
Açıkçası şuan da çok heyecanlıyım yeni bir hikaye yeni bir maceraya başlamak çok güzel bir şey neyse ben daha fazla tutmadan bölüme geçiyorum bölüm sonu bol bol konuşuruz^^
Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın:)Kalbim artık atmıyor gözyaşlarım gözlerimi terketti artık ağlama yeter dercesine ama ben yine ağlamak için çabaladım gözyaşım aksın diye çabaladım çünkü ben buydum gülmeyi bilmeyip ağlamayı bilen bir kızdım.
Ben Güneş ismimle alakası olmayan hatta Güneş'in tam tersi karanlık olan tarafım.Bu ismi sırf güneş yeni doğmaya başladığı sırada ben dünyaya geldiğim için koyulmuş yani annem öyle demişti.
Aklımdan bu düşünceler geçerken olduğum yerde durdum bu sokağa girmiş olamazdım dimi inanmıyorum ya evdeki kavgadan uzak duracağım diye kendimi insanların hiç girmeye korktuğu o karanlık sokağa girdim Allah beni nasıl biliyorsa öyle yapsın.
Derin nefes alarak geldiğim yolun kestirme tarafından koşarak eve gitmeye başladım.
Koştum koştum taki karşımda kan donduran manzarayı görene kadar elim ayağım buz tutmuş vaziyette karşımda gördüğüm o korkutucu manzaraya bakıyordum.
Sokak ışığının altında simsiyah görünümlü bir adam duvara dayadığı bir adamın göğsüne bıçağı saplamıştı.
Nefesim kesilirken o katilin beni görmesini izin vermemek için koşarak duvarın arkasına saklandım ellerimi ağzıma götürüp kapattım ses çıkarmamak için.
Birkaç dakika öylece kaldım kendimi sakinleştirmeye çalışıp yavaş adımlarla duvara yaslı bir şekilde duvardan karşı tarafa baktığımda sadece yerde yatan bir adam vardı o karanlık adam yoktu.
Etrafıma bakınıp kimsenin olmadığını gördüğümde derin bir nefes aldım koşarak o yerde yatan adamın yanına gidecektimki birinin kolumdan tutup beni duvara dayamasıyla tam bağıracaktımki bir el ağzımı kapattı.
Karşımda gördüğüm karanlık yüz az önceki yüzdü benim korkuyla soluğum kesilirken bu karanlıkta onun yüzünü tam anlamıyla görebiliyordum sert bakışları sert yüzü ve bu karanlığın içinde parıldayan masmavi gözleri vardı.
Yutkundum bir katil bu kadar yakışıklı olabilir miydi? Ne diyorum ben ya.
"Bana bak elimi ağzından çekicem ve sen bağırmayacaksın tamam mı?"diye sordu sert sesiyle ben ona yalandan başımı salladım.
O elini yavaşça ağzımdan çekerken ben onun kasığına tekme atıp geri ittim o geri savrulurken ondan kurtulup koşmaya başladım.
Arkamdan birkaç dakika sonra koşarak geldiğinde ondan daha hızlı koştum ama bu mümkün değildi benim üç adımım onun bir adımı gibiydi ama pes etmedim daha hızlı koştum bir süre koştum ben koştum o koştu.
Bir süre sonra peşimden gelmedi izimi kaybettirdim diye sevinirken evimin olduğu sokağa girip koşarak binaya girdim merdivenleri koşarak çıktım ve evimin kapısına geldiğimde içeriden hala kavga sesleri geliyordu derin nefes alıp anahtarımla kapıyı açıp içeri girdim.
Eminimki benim gittiğimi farkında olmadıkları gibi hızlıca evin merdivenlerden yukarı çıkıp odama girdim.
Odamdaki banyoya girerek üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp elimi yüzümü yıkadım tamamen dağılmış haldeydim.
Yarım saat içinde başıma gelenlere bakın ya evden anne babamın kavgasını duymamak için çıkmıştım sonra o kavgadan daha beter bir şeyle karşılaşmıştım cinayete tanık olmuştum ve adam belki hatta kesinlikle beni de öldürecekti.
Kafamda bu korkuyla karışık düşüncelerle birlikte duş aldım bu yaşadığım olaydan o kadar çok korkmamıştım bu 19 yıldır yaşadığım hayatım boyunca anne babamın beni hiç sevmemesi beni duygusuz korkusuz bir insan yapmıştı ve bu olaydan o kadar fazla tedirgin olmamıştım yada olmuştum sadece bunu belli etmemek istiyordum.
Duştan çıkıp üzerimi siyah taytımı ve siyah tişörtümü giyerek saçlarımı tarayıp odamın ışığını kapatıp odamda camın önünde duran mumlarımı yaktım.
Odamın içinde mum ışıkları benim gölgemi beyaz duvarımda gölgemi yansıtıyordu uzun süre gölgemi izledim belki saatlerce izledim ve hep o adamın o katilin gözleri gözlerimin önüne geldi.
Gözlerim yavaşça kapanmaya başlarken vücuduma sarılan yorgunluk hissi beni elime geçirmeyi başarmış ne olursa olsun gözlerimi açamaz hala gelmiştim duman kokularının arasından...
(Yazarın anlatımıyla)
Güneş normal bir uyku uyumak için kapatmıştı gözlerini ama bilmiyorduki evin içinde çıkan yangının dumanlarının kokusunun onu bayılttığını.Mutfaktaki ocaktan çıkan yangın en fazla yedi dakika içinde tüm evi sarmayı başarmıştı Güneş'in anne babası ve abisi evden yangından kurtularak çıkmışlardıki Güneş'i kurtaramamışlardı çünkü Güneş'in kapısını alevler sarmıştı hoş zaten kimse Güneş'i düşünememişti bile.
On beş dakika içinde evin önüne itfaiye ve polislerle kaplanmıştı "içeride kızım var kurtarın onu" diye bağırmıştı Güneş'in babası Vedat Yaman kızını hiçbir zaman sevmemişti ona hep uzak davranmıştı ve şimdide kızının ölmemesi için onu kurtarmalarını istiyordu.
Polis ve itfaiyecilerle önceden Güneş'i biri kurtarmıştı o alevlerin arasından gözünü bile kırpmadan içinde tek bir korku bile hissetmeden o eve girip odanın kapısındaki yangınların arasından kapıyı kırarak Güneş'i kucağına alıp dışarı çıkartmıştı ve Güneş'i kurtaran kişi sert sesiyle söylediği şu oldu.
"Sakın bırakma kendini daha yapacağımız çok şey var"...
Peki kimdi o kahraman Güneş için canını feda eden o adam kimdi?
Evet canlar,
İlk bölüm nasıldı?
Güneş'in bir katille karşı karşıya gelmesine ne diyorsunuz?
Güneş'in bayılmasını uyku sanması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yangının çıkması ve Güneş'i unutmaları hakkında fikriniz?
Ve sonda o sözü söyleyen kişi kim?
Neden öyle dedi?Evet canlarım bugünlük benden bu kadar umarım beğenmişsinizdir ilk bölümü ikinci bölümde görüşmek üzere 😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KATİLİN AŞKI~
PrzygodoweHerkesin girmeye korktuğu sokağa girmesiyle başlar her şey. Güneş girdiği sokakta bir katille karşı karşıya kalırken ondan bir şekilde kaçar taki o geceki felaketler bitmek bilmez evinde yangının çıkmasıyla hayatı komple değişir. Kendini bilmediği b...