Herkese selamm
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir...
Bölümü biraz geç paylaşıyorum sorry...
Bu bölüm bir buçuk ay sonraya gidiyoruz...
Çok daha fazla konuşmadan bölüme geçiyorum.
Ama geçmeden önce alttaki yıldıza basıp ve satır başı yorumlar yaparsanız emeğimin karşılığını alacağım ve emin olun çok mutlu olucam ❤️
İyi okumalar😚
Ölmeden ölmüş gibi hissetmeye başlamak ne demektir bilir misiniz?
Ben biliyorum.
Ölmedim, hayattayım, yaşıyorum ama ölü bir insan nasıl yaşarsa o şekil yaşıyorum.
Bir buçuk ay. Bir buçuk aydır ölü gibiyim önceden gülen yüzüm şimdi sahtekarca gülüyordu, acı içinde gülüyordu, nefretle gülüyordu, ağlarken gülüyordu.
"Bora yeter artık dayanamıyorum," dedim bıkkın sesimle evin merdivenlerinden çıkarken.
Bu gece onun arkadaşının davetine gitmiştik ve evcilik oyunumuzu oynamıştık!
"Aa abi geldiniz mi? Hoşgeldiniz ben sizi daha geç gelir diyordum," dedi merdivenlerde karşılaştığımız Öykü.
"Fazla kalabalıktı başım ağrıyordu erken geldik, sende arkadaşında kalacaksan kal ama yarın akşam evde ol," dedi Bora başını ovarken.
Öykü ellerini birbirine çarpıp abisine sarıldı ve abisinin kulağına bana bakarak bir şeyler fısıldayarak iyi akşamlar diyip odasına hazırlanmaya gitti.
Bora'nın odasına girerken bu odanında benim odam olduğunu bir türlü kabullenemiyordum ama diğer her şeyi kabul etmiş bir şekilde göründüğüm gibi bunuda öyle görüyordum.
"Sana bir şey söylemiştim," diye mırıldandım kıyafet odasına girerken. Bora'da peşimden geldi ve kravatını çözmeye başladı.
"O kadar çok başım ağrıyor ki Güneş, bu gece dediklerinle ilgilenmiyorum," dedi ve yüzünü buruşturdu. Beter ol Karaca!
"Benimde başım ağrıyordu hemde o kadar fazla ağrıyorduki gözlerimi açamıyordum ve sen bana bir ağrı kesici bile vermiyordun o ağrıyla başa çıkmamı bekliyordun," diye mırıldandım ve önüne geçerek gevşettiği kravatına ellerimi koyup sıkıca sıktım "sırf bu yüzden daha beter ol." Kravatı boğazına dayadım ve ellerimi çekip geriye doğru dönerek kulağımdaki küpeleri çıkardım.
Bora öksürerek kravatını tekrar çözdü ve boynundan fırlatırcasına puf koltuğa attı. "Böyle devam edersen ciddiyim öldüreceksin beni," dedi alayla.
Bir şey demek yerine siyah eşofman takımımı alıp banyoya girdim. Üzerimdeki siyah tulumu bedenimden yırtarcasına çıkarıp siyah eşofmanımla sweatshirtimi giydim ve yüzümdeki makyajı temizleyerek yapmış olduğum at kuyruğumu çözüp saçlarımı özgürlüğe kavuşturdum.
Ben özgürlüğüme kavuşamıyordum madem saçlarım kavuşsun özgürlüğe.
Banyodan çıktığımda Bora'nın üzerine siyah tişörtle siyah kot pantolon giydiğini gördüm. Bir yere mi gidecekti?
"Bir yere mi gidiyorsun?" Diye sordum yatağa otururken. Yüzüme kısa bakış attı sonra kendi tarafındaki küçük komidini açarak eline ilaç kutusu aldı.
Kutunun kapağını açacağı sırada hızlıca yatağın üzerinde doğrulup ona doğru yaklaştım ve elindeki ilaç kutusunu bir hışımla alarak yatakta ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KATİLİN AŞKI~
AdventureHerkesin girmeye korktuğu sokağa girmesiyle başlar her şey. Güneş girdiği sokakta bir katille karşı karşıya kalırken ondan bir şekilde kaçar taki o geceki felaketler bitmek bilmez evinde yangının çıkmasıyla hayatı komple değişir. Kendini bilmediği b...