🖤4.BÖLÜM💔

3K 91 52
                                    

Selam minik kalplerim sizi fazla tutmadan bölüme geçiyorum iyi okumalar yukarıdaki müziği açmayı unutmayın bölüm sonu oy ve yorum yaparsınız çok mutlu olurum<3

~Sadece Güneş vardı yada her gün ölmeyi bekleyen kelebek~...

Acıyla kapanmaya başlayan gözlerimi kapatmamaya dirençliydim tam onun Bora Karaca'nın bana söylediği "cenaze törenine gidicez"demesinin üzerinden 14 saat geçmişti ve ben bu laftan sonra tam 14 saattir uyumamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acıyla kapanmaya başlayan gözlerimi kapatmamaya dirençliydim tam onun Bora Karaca'nın bana söylediği "cenaze törenine gidicez"demesinin üzerinden 14 saat geçmişti ve ben bu laftan sonra tam 14 saattir uyumamıştım.

Odanın banyosunda kendime gelmek istercesine duş aldım suyun altına kendime bırakırken suyun yakıcı sıcaklığını umursamıyordum.

Banyo dolabının bulunduğu havlulardan birine sarılıp banyodan çıktığım sırada odanın içinde o dün geceki çalışan kadını gördüm. Utanarak geri kaçarken bana gülümsemeye çalışarak bakıyordu.

"Merhaba küçük hanım. Ben Ayşe bu evin çalışınayım,sizin dolabınıza Bora beyin emrettiği gibi kıyafetlerinizi yerleştirdim burdada makyaj eşyalarınız var." Diyerek koskoca odada farkına varmadığım makyaj masasının önü makyaj malzemeleriyle doluydu.

Şok içinde kalakalırken Ayşe Hanım odadan çıkıp gideceği zaman son defa konuştu.
"Bora Bey sizin yarım saat içinde hazır olmanızı istiyor."dedi ve çıktı.

Hızlıca beyaz kapaklı dolaba ilerleyip kapaklarını açtığımda karşımda gördüğüm manzarayla ağzım açık kaldı o kadar fazla kıyafet vardı ki gerçekte benim bile bu kadar kıyafetim yoktu "ah pardon ama ben artık gerçek değildim ben bir ölüydüm kendi cenaze merasimine gidecek bir ölü."

Kıyafetlerin arasında parmaklarım gezinirken ellerim siyah olan kıyafetlere gitti içlerinden en simsiyah olan kot pantolona sonra kalın askılı bluza ve siyah deri ceketi aldım bunları giyip makyaj masasına geçtim makyaj yapmayacaktım kim kendi ölümüne giderken makyaj yapardı ki?

Ellerim en sevdiğim karanfil kokulu parfümü gördüğümde gülümseyerek birkaç fıs sıktım belki bu bana kalan tek şeydi hatta belki de bu eski Güneş'in bana hediyesiydi karanfil kokulu parfüm.

Yavaş bir şekilde odanın kapısını açtım içimde bir sıkıntı vardı daha doğrusu bir korku ne yaptığımı bilmiyordum bu yaptığım neydi bilmiyordum ben hiçbir şey bilmiyordum.

Odadan çıktığım sırada bir bebek sesi duydum ağlıyordu bebek, şaşkın bir şekilde karşıdaki odaya doğru ilerledim.

Odanın kapısı aralıktı birkaç adım atıp içeri girdiğimde oda tam kız bebeği odasıydı her yer pespembeydi.

Duvarları pembeyle beyaz arası her yerde oyuncaklar kocaman beyaz dolap bir sürü fotoğraflar ve daha bir sürü şey ve bu eşyaların arasında tam güneş ışığının karşısında bir beşik ve o beşiğin içinde 2-3 yaşlarında bir kız çocuğu ağlıyordu.

~KATİLİN AŞKI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin