Herkesin girmeye korktuğu sokağa girmesiyle başlar her şey. Güneş girdiği sokakta bir katille karşı karşıya kalırken ondan bir şekilde kaçar taki o geceki felaketler bitmek bilmez evinde yangının çıkmasıyla hayatı komple değişir.
Kendini bilmediği b...
Herkese çok ama çok uzun bir aradan sonra merhaba 😍
Biliyorum bölüm fazla geç geldi ama elimde olan bir şey değildi bu durum Wattpad e neredeyse hiç girmedim bile;)
Ama artık geri döndüm umarım bir daha kaybolmam buralardan dnxnxnxnzn
Bölümü 20k olmamızın şerefine gelsin🥳 Oy ve yorum yapmayı unutmayın aşklar
Hepinize iyi okumalar aşklarımm<3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir acı bin acıya bedeldi.
Bir hasret bin hasrete bedel olmuştu.
Bir çaresizlik bin çaresizliğe göğüs germişti ya, işte bende o çaresizliğe göğüs germiştim.
Tıpkı yere saniyeler içinde yığılan sevdiğim adama bakarken yaşadığım çaresizliğe göğüs germiştim.
"Bora!" Diye bağırdı Sinan ve çevresindeki tüm adamları öldürmek istercesine vurarak Bora'nın yanına ilerledi.
"Allah belanı versin Kerem!" Diye bağırdı Selim ve Bora'nın yanına eğilerek nabzına baktı.
Baktı.
Baktı.
Benim donuk bedenime bakışlarını çevirdi Sinan'a baktı "atmıyor," diye fısıltı döküldü dudaklarından. Zor duymuştum ama o lanet kelimeyi duymuştum işte.
"Bora," diye fısıldadım "Bora'm," dedim. Sanki her şeyi yeni algılarmışçasına Kerem'e baktım olduğu yerde duruyor sadece yerde yatan Bora'ya bakıyordu.
Bir güç sadece birkaç dakikalık Tanrı'nın verdiği güç bana o adamın ellerinden kurtulmamı sağlayarak Bora'ma ulaştırdı.
Kafasını dizime koyarken saçlarını okşamaya başladım "bir şey yapın," diye fısıldadım. "Gö..türelim onu hadi has...taneye götürelim dok...doktorlar iyileştirir." Konuşamıyordum boğazımdan kopan hıçkırıklarım yüzünden.
Selim hızlıca ayağa kalkarak arabaya ilerledi ama birkaç adım atmadan hiç konuşmayan Kerem'in sesi çınladı kulaklarımızda. "Lastikleriniz patlak. Patlak lastiklerle nereye götüreceksiniz kardeşinizi hah?"
"Sinan bir şey yap," dedim yalvarırcasına ve elimi Bora'nın karnına koydum. Kan geliyordu onu vurmamak için direndiğim adamdan kanlar geliyordu.
"Bir şey yap! BİR ŞEY YAPIN!" Diye bağırdım kendimi kontrol edemezcesine. Sinan ayağa kalktı ne yaptığını farkında bile değilken Kerem'in üzerine doğru yürüyerek yüzüne yumruk attı.
İnen silahlar tekrar üzerimize doğrulurken git gide adamların sayısının arttığını farkettim.
Bitti her şey bitmişti buradan çıkışımız yoktu Bora ölücekti bu intikam oyunu Bora'yı öldürecekti.
