HEP SENİ BEKLEDİM ( Aşk Serisi 1#) ( TAMAMLANDI)

~BÖLÜM 8~

🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀

Günün geri kalanı, olaylı sabahıma yaklaşamadı bile ve bu da beni fazlasıyla memnun etti. Yere düşürmeme ramak kalan masum seksi oğlanlar ya da başka rezil olaylar görülmedi. Öğle yemeğinde Jacob'ı memnun etmek için yaşadıklarımı bir kez daha yaşamak zorunda kalmış olsam da, onun ve Brittany'nin öğle aralarının benimkine denk gelmesinden mutluydum. Ciddi ciddi günümün geri kalanını bir başıma geçirmeyi planlıyordum ve bu yüzden insanlarla... yaşıtlarımla konuşmak iyi gelmişti.

Sosyal olmak, bisiklete binmek gibi bir şeydi galiba.

Jacob'ın bir dahaki sefere Cam'e bilerek çarpmam yönündeki gereksiz tavsiyesi dışında tuhaf bir an yaşanmadı. Günün sonunda gerçekten Cam'i büyük ölçüde unutmuştum. Kampüsten çıkmadan önce yarı zamanlı bir iş için başvuru formu almak üzere muhasebenin olduğu binaya gittim. Paraya ihtiyacım yoktu ama birşeylerle meşgul olmalıydım. On sekiz kredilik ders alarak programımı doldurmuştum fakat yine de tonla boş vaktim olacaktı. Kampüs içinde bir işte çalışmak doğru bir hareket gibi görünüyordu ancak hiç müsait pozisyon yoktu. İsmimi upuzun bir bekleme listesinin sonuna eklediler.

Kampüsün yabansı, huzur verici bir güzelliği vardı. Büyük üniversitelerin uçsuz bucaksız kampüslerine hiç benzemiyordu. Potamac nehri ile ufak, tarihi Shepherdstown kasabası arasında yerleşikti, kartpostallarda gördüğünüz yerleri andırıyordu. Çan kulelerine sahip büyük binalar, modern yapılarla karışmıştı. Her yer ağaçtı. Tertemiz bir havası vardı ve ihtiyaç duyduğunuz her şey yürüme mesafesindeydi. Havanın daha güzel olduğu günlerde yürüyebilir veya parkmetreye para ödememek için batı kampüsüne park edebilirdim. Bekleme listesine yazılmak için gerekli bilgileri verdikten sonra ılık meltemin tadını çıkararak arabama doğru yürümeye koyuldum. Sabah geç kaldığım için etrafıma bakamamıştım ancak bu defa tren istasyonuna doğru giderken etraftaki evleri inceledim.  Yan yana üç evin verandasını üniversiteli erkekler doldurmuştu. Büyük olasılıkla okulun erkek yurtlarıydı bunlar.

   Elinde birayla bir tanesi bana baktı. Gülümsedi ancak açık kapıdan fırlayan bir futbol topu sırtında patlayınca geriye döndü. Küfürler havada uçuşuyordu.

   Evet, burası kesinlikle erkek yurduydu.

Daha hızlı yürümeye başlayıp aceleyle evlerin önünden uzaklaşmaya çalıştım. Bir kavşağa geldim ve yola adımı atmamla az kalsın gri renkli bir kamyonetin altında kalacaktım. Şu kocaman nesnelerden biriydi, muhtemelen Toyota Tundra'ydı. Geçmeye çalıştığım dar yolda hızla gidiyordu. Sürücü frene asılıp da tam önümde durduğu an kalbim yerinde fırlayacaktı neredeyse.

  Adımımı geri alıp tekrar kaldırıma çıktım. Şaşkınlık içindeydim. Sürücü bana bağıracak mıydı acaba?

   Yolcu tarafındaki kapının film kaplanmış koyu renkli camı aşağı indiği an az kalsın düşüp bayılacaktım.

🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀

Kimdi arabadaki⁉️

Bölümün sonu..... :)) Takip etmeyi unutmayın ✓

💟