🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀
Bir süre olduğum yerde dikildim ve sonra arkamı dönüp yatak odama koştum. Yorganın altına girip yüzüstü yattım ve suratımı yastığa gömdüm.
Uyu. Gözünü kapat ve uyu.
Cam karşı daire de mi oturuyordu?
Sabah erken kalkman lazım. Uyu.
Bu nasıl mümkün olabilirdi? Nereye gitsem karşımdaydı.
Uyu.
Hem neden evcil hayvan olarak kaplumbağa besliyordu ve ciddi ciddi ismini Ninja Kaplumbağalar'dan esinlenerek mi koymuştu? Bu gerçekten komikti.
Birazdan sabah olacak.
Sadece dersteyken mi giyinik olurdu bu çocuk? Aman tanrım, gerçekten karşı dairemde oturuyordu. Jacob bunu öğrenince havalara uçacaktı... ve muhtemelen yanıma taşınırdı. Bu eğlenceli olabilirdi. Jacob'ı gerçekten sevmiştim ama içimden bir ses benim giysilerimi ödünç alma ihtimalinin olduğunu söylüyordu.
Uyu zıbar artık.
Önce çarptığım, sonra da koşa koşa kaçtığım seksi çocuğun karşı dairemde oturduğuna inanamıyordum. Bunu neden önemsediğimi hiç bilmiyorum aslında. Umrumda bile değildi. Erkeklere ya da kızlara ilgi duymuyordum ama bu çocuk aşırı çekiciydi...ve esprili sayılırdı...ve etkileyiciydi.
Hayır. Hayır. Hayır. Onu düşünmeyi bırak çünkü bu faydasız ve umutsuz bir durum. Uyumana bak sen.
O salatanın hepsini yemiş miydim ben? Off, o kurabiyeler şimdi ne iyi giderdi.
" Ahh!"
diye inleyerek yüzümü yastığa iyice gömdüm.
Bu saçmalık yaklaşık bir saat kadar sürdü ve kendimi yatağın dışına attım. Salona gittiğimde Van'ın dairesinden herhangi bir müzik sesi ya da gürültü gelmiyordu. Muhtemelen ben burada saplantılı bir şekilde kurabiyeleri, kızarmış tavukları ve boğum boğum kasları düşünürken , o fosur fosur uyuyordu.
Daha ziyade kütüphane/ çalışma odası gibi düzenlediğim diğer odaya geçip bilgisayarımı açtım ve e-posta hesabıma girdim. Gelen kutusunda kuzenimden okunmamış bir e-posta vardı. Hiç açmadan sildim. Sol tarafda, gereksiz postalar klasöründe birkaç tane okunmamış ileti olduğunu gördüm. Sıkıntıdan patlamış haldeydim ve reçeteli ilaçları reçetesiz satın alabileceğinizi iddia eden, " yabancı bir ülkedeki banka hesabında param var ama çekemiyorum" şeklinde insanları kandırmaya çalışan sahte e-postalar ile bir kozmetik firmasında indirim olduğu duyurusunu okudum.
Gözlerim dün gece saat on bir civarında gelen bir e-postanın konu satırına takıldı.
AMY MORGANSTEN yazıyordu ve tanımadığım bir e-posta adresinden gönderilmişti. Bu çok tuhaftı çünkü e-posta hesabım gerçek ismimle düzenlenmemişti. Bu yüzden de e-postanın sahtekarlık amaçlı bir ileti olma ihtimali düşüktü. Annem babam ve kuzenim dışında kimsede e-posta adresim yoktu ve telefon numarama sahip olmalarına rağmen, beni aramak yerine bu şekilde temas kurmalarını yeğliyordum.
Parmağım farenin üzerinde havada bekliyordu. Midem kasılmıştı ve iyice huzursuzlanmıştım. Dizlerimi göğsüme doğru çekip, kendime bu e-postayı açmamam gerektiğini söyledim. Sil gitsin dedim ama yine de tıkladım çünkü buna mecburdum. Durup çok kötü bir trafik kazasını izlemek gibi bir şeydi bu. Yapmamanız gerektiğini biliyordunuz ama yine de yapıyordunuz.
Açar açmaz pişman olmuştum. Midem daha da kasıldı ve boğazıma bir yumru oturdu. Masadan kalktım ve dizüstü bilgisayarımın monitörünü sertçe kapadım. Odanın ortasında dikilirken derin bir nefes aldım ve ellerimi yumruk yaptım.
Sadece üç satır vardı.
Hepsi bu kadar.
Üç satır, binlerce kilometreyi sıfıra indirmişti.
Üç satır, bütün gecemi mahvetmişti.
Üç satır, beni ta West Virginia'da ufacık bir üniversite kasabasında bulmuştu.- Sen bir yalancısın Amy Morgansten. Eninde sonunda payına düşeni alacaksın. Ancak bu, para biçiminde olmayacak. -
🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀
Böyle gizli mesajları yazan kişi kim?
Bölüm sonu....
Vote ve yorum yapmayı unutmayın canlar:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEP SENİ BEKLEDİM ( Aşk Serisi 1#) ( TAMAMLANDI)
Chick-LitBazı şeyler beklemeye değer... Beş sene önce bir partide Amy Morgansten'in tüm hayatı değişti. Evden çok uzakta bir üniversite, şimdi her şeyi geride bırakmak için harika bir fırsat. Tek yapması gereken, derslere zamanında girmek, sol bileğindeki b...