🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀
Salı akşamı üç saatlik bir sosyoloji dersi zannettiğim kadar kötü geçmemişti ancak ders çıkışında karnım zil çalıyordu. Daireme dönmeden önce Sheetz'in önünde durdum. Burası, Teksas'ta bulunmayan market/ benzinlik karışımı bir dükkandı. Kendime hazır salata aldım. Kızarmış tavuk parçaları ve salata sosu bakımından zengindi.
Mmm. Pek sağlıklı.
Otopark dopdoluydu. Hatta bazı araçlar batı kampüsünün arkasındaki boş arsaya doğru yayılmıştı. Akşam dersi için evden çıktığımda böyle bir durum söz konusu değildi ve sebebini merak etmiştim. Ta ana caddenin yakınında bir park yeri bulabildim ve kontağı kapattığım sırada bardak yuvasında duran cep telefonum titredi. Jacob'ın gönderdiği kısa mesajı okuyunca gülümsedim. Dersteyken birbirimize telefon numaralarımızı vermiştik.
Kahrolsun sanat yazıyordu sadece mesajda.
Bir kahkaha atıp ona çabucak ödevimizle ilgili bir mesaj yazdım. Ödev, hangi tablonun hangi döneme ait olduğunu belirlemekti. İyi ki Google vardı çünkü ödevi bu sayede yapacaktım. Çantamı ve yemeğimi alıp arabadan indim. Hava çok nemliydi ve enseme yapışan saçları kaldırdım. Keşke atkuyruğu yapsaydım şunları. Yine de havada sonbahar kokusu vardı ve daha serin havaları hevesle bekliyordum. Belki de kışın karını. Parlak bir şekilde aydınlatılmış otoparktan ortadaki apartman bloklarına doğru ilerledim. Benim evim beşinci, yani en üst kattaydı. Görünüşe bakılırsa, burada çok öğrenci yaşıyordu ve çoğu bugüne dek memleketlerinden dönmemişti ancak kaldırıma adımımı attığım anda bunca otomobilin nereden çıktığını anladım. Oturduğum binanın içinde bir yerlerden bangır bangır müzik sesi geliyordu. Birçok dairenin ışığı yanıyordu ve merdivenden çıkarken kulağıma çeşitli sohbetler çalınıyordu. Beşinci kata ulaştığımda suçluyu buldum. Koridorun sonunda, iki kapı ötedeki dairede veriliyordu parti. Kapı aralıktı ve içeriden ışık ve müzik dışarı taşıyordu.
Kapımın kilidini açarken içimden hafif bir kıskançlık duygusu geçti. Tüm o kahkahalar, şamata ve müzik ile ortam çok eğlenceli görünüyordu. Her şey çok normal gibiydi, sanki benim de yapmam gerekiyordu ama partiler...
Partiler benim için iyi sonlanmamıştı.
Kapıyı arkamdan kapatıp ayakkabılarımı çıkardım ve kanepeye bıraktım. Bu daireyi döşemek banka hesabımda hatırı sayılır bir gedik açmıştı ancak dört yıl boyunca burda yaşayacaktım ve giderken satarım ya da yanımda götürürüm diye düşünmüştüm.
Üstelik hepsi de benim eşyalarımdı. Bunun benim için anlamı büyüktü.
Pek de sağlıklı denemeyecek salatamı bitirdikten, yatarken giydiğim şortumu ve sweatshirt' ümü üzerime geçirdikten ve sanat dersi ödevimi bitirdikten çok sonra, koridorun sonundaki parti hâlâ devam ediyordu. İngilizce ödevimi okumayıp bırakıp yatak odama yöneldiğimde vakit gece yarısını henüz geçmişti.
Ancak koridordan geçerken durdum, ayak parmaklarım halının tüyleri arasında kıvrılmışlardı. Boğuk kahkahalar dışarı taşıyordu ve daire kapısının açık olduğunu tahmin ettim çünkü sesler öncekinden daha yüksek geliyordu. Donup kalmış, öylece alt dudağımı kemiriyordum. Ya kapıyı açıp da sınıftan tanıdığım biriyle karşılaşırsam? Belli ki partinin sahibi üniversiteli birisiydi. Belki de onu tanıyordum? Ne olurdu yani tanıyorsam? Sütyensiz, pijamalar içinde ve gelmiş geçmiş en özensiz at kuyruğu ile partiye katılacak değildim ya.
Dönüp banyo ışığını yaktım ve aynadaki yansımama baktım. Makyajım tamamen temizlenmiş haldeyken burnumun üzerindeki çiller iyice öne çıkmıştı ve yüzüm normalden daha kızarık görünüyordu. Annemin görse güleceği lavobaya doğru eğildim ve aynaya daha da yaklaştım.
Babamdan aldığım kızılımsı kahverengi saçlarım dışında hık demiş annemin burnundan düşmüştüm. Dümdüz burun, yuvarlak çene ve çıkık elmacık kemikleri. Annemin yıllar boyu genç görünmek için başvurduğu tüm o kozmetik destekler sayesinde anne kızdan ziyade, kardeş gibi görünüyorduk.
Dışarıda ayak sesleri yankılanıyordu. Kahkahalar daha da çoğalmıştı.
Aynada yansımama bakıp yüzümü buruşturdum ve banyodan çıktım. Yeniden koridordaydım ve kendime yatağa yatmam gerektiğini söylerken bir de baktım ki dış kapıya doğru yürüyorum. Ne yaptığım veya neden burnumu olaylara bu kadar soktuğum hakkında hiçbir fikrim yoktu fakat dışarıda her şey o kadar... sıcak ve eğlenceli gibi görünüyordu ki. İçeride ise her şey soğuk ve sıkıcıydı.
Sıcak ve eğlenceli mi?
🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀
Bölüm sonu canlar...:)
Takip etmeyi unutmayın;)
❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEP SENİ BEKLEDİM ( Aşk Serisi 1#) ( TAMAMLANDI)
Genç Kız EdebiyatıBazı şeyler beklemeye değer... Beş sene önce bir partide Amy Morgansten'in tüm hayatı değişti. Evden çok uzakta bir üniversite, şimdi her şeyi geride bırakmak için harika bir fırsat. Tek yapması gereken, derslere zamanında girmek, sol bileğindeki b...