Merhaba 🤗Medya: Hadise - Küçük Bir Yol
🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀
Bir şey söyleyecek oldum fakat ne diyebilirdim ki? Cam açık açık beni evinden kovmuştu. Evime gitmem için bana yalvarıyordu. Boğazımdaki yanma artık tüm ciğerlerime yayılmıştı ve zehir gibi gözyaşları gözlerimi dağlıyordu.
"Tamam," diye geveledim.
"Amy..."
"Tamam, anladım."
Arkamı dönüp koridoru sendeleyerek geçtim ve evimin kapısına geldim. Ben kapıyı açamadan Cam'in kapısının yeniden açıldığını ve kapandığını duydum. Alnımı kapıya dayayarak gözlerim sıkıca yumdum ancak bir damla gözyaşı sızmayı başardı ve alev alev yanan yanağımdan aşağı süzüldü.
Cam beni kapı dışarı etmişti ve evim bomboştu. Ben bomboştum. Her şey bomboştu. Sadece ben ve elimdeki aptal bira şişem vardı.Pekâlâ. Belki de biraz sarhoş olmuştum.Kapıdan uzaklaştım, ne yöne gittiğimi bilmiyordum ama eve giremedim. Sanki Tanrı'nın beni yönlendirmesiyle boynumu kırmadan beş kat merdiveni bir çırpıda indim ve kendimi dışarıda buldum.
Kaldırımın buz gibi soğuğu kalın çoraplarımdan sızıyordu ve sendeleyerek içkimden bir yudum daha aldığımda ayaklarımın uyuşmaya başladığını hissettim. Boş bir park yeri buldum ve kaldırımın kenarına oturdum. Başımı yana eğerek yıldızlarla dolu gökyüzüne baktım, işte, Corona Borealis oradaydı.Hâlâ onu taca benzetemiyordum.Veya belki de baktığım Corona Borealis değildi. Ne bileyim ben?
Yıldızlar... ne kadar güzel olsalar da, çok uzaktaydılar ve bayağı bulanık görünüyorlardı. Gözlerim yaşla dolmuştu ve boğazıma bir yumru oturmuştu. Kollarım bacaklarımın arasına düşmüştü, bira şişesi parmaklarımın ucunda sallanıyordu.
Artık resmi olarak ispatlanmıştı. Ben gerçekten de Señorita Angut'tum. Cam ile aramızdaki her şeyi de bok etmiştim: "bugüne dek olanı" ve "olabilecek her şeyi." Aramızda bir şeyler olabilirdi aslında ama ben çok büyük aptallık etmiştim. Daha da kötüsü, arkadaşlığımızı mahvetmiştim ve o çok iyi bir arkadaştı. Onu tanıdığım kısacık süre zarfında hayatım boyunca sahip olduğum en iyi arkadaş olmuştu. Gerçekten.Yanağımı omzuma silerek bir yudum daha bira içtim. Serin bir rüzgâr bedenimi sarmıştı ve başımı eğdiğimde saçlarımı kaldırıp yüzüme savurdu. Hiç üşümüyordum gerçi ve muhtemelen bu, bayağı sarhoş olduğum anlamına geliyordu.
içkiye hiç dayanamıyordum.
iyi de neden kaldırımın kenarında oturuyordum? Hiç bilmiyordum ama evimde yapayalnız oturmaktan daha iyiydi bu. Belki burada da yalnızdım ama öyle hissetmiyordum. Şuradaki ağacın tepesinde bir sincap olduğundan emindim.Bu da yalnız olmadığım anlamına gelirdi, öyle değil mi?
Bir kahkaha attım ve rüzgâr sesimi alıp çıplak ağaç dallarına çarpmıştı adeta.Bir yudum daha içmek üzere şişeyi dudaklarıma götürdüğümde boşaldığını fark ettim."Kahretsin..."
Yine de olduğum yerden kalkmayıp otoparka etrafımı görmeden boş boş bakmayı sürdürdüm. Bunun ne kadar sürdüğünü bilmi yordum ama tekrar başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda sık ve koyu renkli bulutların ardındaki yıldızların hiçbirini göremedim ve yüzümün hissizleştiğini fark ettim. Molly şu an ne yapıyordur acaba diye düşündüm. Doğru şeyi yaptığından ötürü benden farklı mı hissediyordur? Daha mı iyidir, yoksa daha mı kötüdür?
"Amy!"
Adımı duyunca irkildim ve elimdeki boş bira şişesini düşürdüm. Asfalt zeminin üzerinde şangırdayan şişe birinin arabasının altına yuvarlandı.
Cam kaldırımdan bana doğru ilerliyordu. Rüzgâr dalgalı saçlarını yüzüne düşürmüştü. Şapkasına ne olmuştu? Şapkayı seviyordum ben. Yüzündeki bakış içimi burkmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEP SENİ BEKLEDİM ( Aşk Serisi 1#) ( TAMAMLANDI)
ChickLitBazı şeyler beklemeye değer... Beş sene önce bir partide Amy Morgansten'in tüm hayatı değişti. Evden çok uzakta bir üniversite, şimdi her şeyi geride bırakmak için harika bir fırsat. Tek yapması gereken, derslere zamanında girmek, sol bileğindeki b...