~BÖLÜM 49~

20 1 0
                                    


Merhaba 🤗

Medya: Hadise - Küçük Bir Yol

🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀

Bir şey söyleyecek oldum fakat ne diyebilirdim ki? Cam açık açık beni evinden kovmuştu. Evime gitmem için bana yalvarıyordu. Boğazımdaki yanma artık tüm ciğerle­rime yayılmıştı ve zehir gibi gözyaşları gözlerimi dağlıyor­du.

"Tamam," diye geveledim.

"Amy..."

"Tamam, anladım."

Arkamı dönüp koridoru sendeleye­rek geçtim ve evimin kapısına geldim. Ben kapıyı açamadan Cam'in kapısının yeniden açıldığını ve kapandığını duydum. Alnımı kapıya dayayarak gözlerim sıkıca yum­dum ancak bir damla gözyaşı sızmayı başardı ve alev alev yanan yanağımdan aşağı süzüldü.
Cam beni kapı dışarı etmişti ve evim bomboştu. Ben bomboştum. Her şey bomboştu. Sadece ben ve elimdeki ap­tal bira şişem vardı.Pekâlâ. Belki de biraz sarhoş olmuştum.Kapıdan uzaklaştım, ne yöne gittiğimi bilmiyordum ama eve giremedim. Sanki Tanrı'nın beni yönlendirmesiyle boynumu kırmadan beş kat merdiveni bir çırpıda indim ve kendimi dışarıda buldum.


Kaldırımın buz gibi soğuğu kalın çoraplarımdan sızı­yordu ve sendeleyerek içkimden bir yudum daha aldığımda ayaklarımın uyuşmaya başladığını hissettim. Boş bir park yeri buldum ve kaldırımın kenarına oturdum. Başımı yana eğerek yıldızlarla dolu gökyüzüne baktım, işte, Corona Bo­realis oradaydı.Hâlâ onu taca benzetemiyordum.Veya belki de baktığım Corona Borealis değildi. Ne bi­leyim ben?
Yıldızlar... ne kadar güzel olsalar da, çok uzaktaydılar ve bayağı bulanık görünüyorlardı. Gözlerim yaşla dolmuştu ve boğazıma bir yumru oturmuştu. Kollarım bacaklarımın arasına düşmüştü, bira şişesi parmaklarımın ucunda sal­lanıyordu.
Artık resmi olarak ispatlanmıştı. Ben gerçekten de Señorita Angut'tum. Cam ile aramızdaki her şeyi de bok etmiştim: "bugüne dek olanı" ve "olabilecek her şeyi." Ara­mızda bir şeyler olabilirdi aslında ama ben çok büyük aptal­lık etmiştim. Daha da kötüsü, arkadaşlığımızı mahvetmiş­tim ve o çok iyi bir arkadaştı. Onu tanıdığım kısacık süre zarfında hayatım boyunca sahip olduğum en iyi arkadaş olmuştu. Gerçekten.Yanağımı omzuma silerek bir yudum daha bira içtim. Serin bir rüzgâr bedenimi sarmıştı ve başımı eğdiğimde saçlarımı kaldırıp yüzüme savurdu. Hiç üşümüyordum gerçi ve muhtemelen bu, bayağı sarhoş olduğum anlamına geliyordu.
içkiye hiç dayanamıyordum.
iyi de neden kaldırımın kenarında oturuyordum? Hiç bil­miyordum ama evimde yapayalnız oturmaktan daha iyiydi bu. Belki burada da yalnızdım ama öyle hissetmiyordum. Şuradaki ağacın tepesinde bir sincap olduğundan emindim.

Bu da yalnız olmadığım anlamına gelirdi, öyle değil mi?
Bir kahkaha attım ve rüzgâr sesimi alıp çıplak ağaç dal­larına çarpmıştı adeta.Bir yudum daha içmek üzere şişeyi dudaklarıma götür­düğümde boşaldığını fark ettim.

"Kahretsin..."

Yine de ol­duğum yerden kalkmayıp otoparka etrafımı görmeden boş boş bakmayı sürdürdüm. Bunun ne kadar sürdüğünü bilmi­ yordum ama tekrar başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda sık ve koyu renkli bulutların ardındaki yıldızların hiçbirini göremedim ve yüzümün hissizleştiğini fark ettim. Molly şu an ne yapıyordur acaba diye düşündüm. Doğru şeyi yaptı­ğından ötürü benden farklı mı hissediyordur? Daha mı iyi­dir, yoksa daha mı kötüdür?

"Amy!"

Adımı duyunca irkildim ve elimdeki boş bira şişesini dü­şürdüm. Asfalt zeminin üzerinde şangırdayan şişe birinin arabasının altına yuvarlandı.
Cam kaldırımdan bana doğru ilerliyordu. Rüzgâr dal­galı saçlarını yüzüne düşürmüştü. Şapkasına ne olmuştu? Şapkayı seviyordum ben. Yüzündeki bakış içimi burkmuştu.

HEP SENİ BEKLEDİM ( Aşk Serisi 1#) ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin