🤗😌
🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀
Brit o sabah kahve dükkânında yaptığımız konuşmayı bir daha konu etmedi ve Jacob da tıpkı söz verdiği gibi Cam’le çıkacak olmamızı aşırı bir heyecanla -atlayıp zıplayarak, el çırparak, danslar ederek- karşıladı. Gören de Jacob’m onunla çıkacağını zannederdi.Bu her ne kadar imkânsız olsa da, randevuyu kafama pek takmamaya çalışıyordum. Hele Cam’in yanında olduğum zamanlar bunu düşünmemeye çalışmak daha da zordu. Aramızda hiçbir şey değişmemişti ama bir yandan da her şey değişmişti. Sınıfta yanımda oturduğunda abes bir şekilde onun varlığının aşırı bilincinde oluyordum. Her hareket ettiğinde ve kolu ya da bacağı bana her sürttüğünde, tüm bedenimi bir karıncalanma hissi sarıyor ve dersin sonuna dek etkisini sürdürüyordu. Bunu fark edip etmediğin den emin değildim ve fark etmediğini umuyordum.
Bir sonraki hafta içinde hava bayağı soğudu. Ağaçlar yapraksız kalmıştı ve Potomac Nehri’nden esip gelen rüzgâr, ağaçları içi boş, kuru kemikler gibi sallıyordu. Böyle bir hava görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Ne kadar sıkı giyinsem de, her dışarı çıkışımda kendimi Alaska’da zannediyordum.“Büyük gece”den önceki cuma günü, Cam tuhaf bir ruh halindeydi, derste bildiğin not alıyordu.
“Seni seni,” diye mırıldandım, Profesör Drage projektörden Samanyolu’nun fotoğraflarını gösterirken.
“Derse dikkatini veriyorsun.”
Cam bana yan yan baktı.
“Ben her zaman derse dikkatimi veririm.”
“Ya, tabii.”
Kalemini parmaklarının arasında çevirirken gözlerini Drage’den ayırmıyordu.
“Ben olmasam, sen sınıfta kalırdın.”
Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı.
“Sen olmasaydın daha fazla derse odaklanabilirdim.”
“Öyle mi diyorsun?”
Öne doğru eğilince omzu benimkine bastırdı. Sınıfın ön tarafını bir süre gözden geçirip, sonra bana döndü. Konuşurken dudakları şakâğıma sürtünüyordu ve bu da tenimin ateşini yükseltmişti.
“Neden beni bu kadar dikkat dağıtıcı buluyorsun tatlım?”
“Senin zannettiğin şekilde demedim,” diye cevap verdim ki bu yalandı.
“Kendine bu masalları anlatmaya devam et.”
“Bir gün bu egon yüzünden kafan içeri göçecek.”
“O günün geleceğinden şüpheliyim,” diye yanıtladı ve sonra kaleminin ucuyla sağ elimin üstünden kazağıma doğru bir çizgi çekti.
“Bu dikkatini dağıtıyor mu?”
Söyleyecek hiçbir şey bulamayarak parmaklarımın arasındaki kalemi sıkıyordum sadece.
“Söylesene?”
Kalem yeniden elimin üstünde gezinmeye başlamıştı.
“Orion’un kuşağının kaç yıldızdan oluştuğunu buldun mu? Hayır mı?”
Kalem yeniden hareket etmeye başlamıştı ve bir kalemin bu kadar... tahrik edici olabileceğini kim bilirdi?
“Kuşağı oluşturan üç yıldız vardır tatlım.”
Dudağımı ısırdım.
Cam’in göğsünden yumuşak, alçak sesli bir hırıltı yükseldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEP SENİ BEKLEDİM ( Aşk Serisi 1#) ( TAMAMLANDI)
Chick-LitBazı şeyler beklemeye değer... Beş sene önce bir partide Amy Morgansten'in tüm hayatı değişti. Evden çok uzakta bir üniversite, şimdi her şeyi geride bırakmak için harika bir fırsat. Tek yapması gereken, derslere zamanında girmek, sol bileğindeki b...