~BÖLÜM 55~

15 1 0
                                    


  Merhabalar 🌼

     Yeni bölüme hoşgeldiniz ❤️

    💗🖊️

    Keyifli okumalar ✨

🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀

   
        Perşembe ve cuma günleri boyunca yataktan çıkmadım ve çoğunlukla uyudum. Yoğun ve boğucu bir his üs­tüme aşırı ağır bir yorgan gibi çökmüştü. Çuvallamıştım.
Resmen. Sürekli tekrarladığım kendime acıma ifadem buy­du. Gerçek buydu ve tek düşünebildiğim bundan ibaretti.Bahar tatilime böyle başlamayı hiç planlamamıştım.
Kafamı yastığa gömüp telefonumdan uzak duruyordum çünkü telefona bakıp da Cam’in aramadığını görürsem ken­dimi daha kötü hissederdim. Bu çok anlamsız bir şeydi as­lında çünkü aramayacağını biliyordum.Ayrıca onu sevdiğime dair aklımda hiçbir şüphe yoktu. Aşk insanın karşısına her gün çıkmıyordu ve ben onun par­maklarımın arasından kayıp gitmesine izin vermiştim.Cam’in tepesi atmıştı.
O bana bir şekilde güvenmişti ve bu güveni onun yüzü­ne geri atmıştım. Eğer her şeyi bilseydi, çarşamba gecesi aramızda yaşananlar farklı gelişebilirdi. Fakat ben sessiz kalmıştım, tıpkı bunca yıldır yaptığım gibi.Cumartesi günü bir ara içimdeki derin hüzün başka bir şeye dönüştü. Battaniyeyi üzerimden attım ve hırıltılı bir şekilde nefes alarak odanın ortasında dikildim. Arkamı dö­nüp bir losyon şişesini kaptığım gibi fırlattım. Şişe dolabın kapağına çarptı ve sonra tok bir ses çıkararak yere düştü.Tatmin olmayarak bir şişe daha aldım ve daha sert fır­lattım. Bu şişe duvara çarptı ve duvarın alçısını çatlattı. Depozitom böylece yanmıştı.
Umurumda bile değildi.Öfke, içimde sıcak bir buhar dalgası gibi yükseldi. Etra­fımda dönerek yorganı ve çarşafı yataktan söktüm.Sonra dolabıma saldırdım.Bu sıkıcı kazaklardan, balıkçı yakalardan, hırkalardan ve tişörtlerden nefret ediyordum. Her şeyden nefret ediyor­dum ancak en fazlası, bunu yaptığım için
kendimden nefret ediyordum. Çığlık çığlığa hepsini çekip attım. Askılar sal­lanıp yere düştüler. Parçalayacak başka bir şey arayışıyla etrafımda dönerken gözyaşları görüşümü bulandırıyordu. Ancak başka bir şey yoktu. Ne fırlatacak resim çerçevele­ri. Ne duvarlardan söküp parçalanacak tablolar. Hiçbir şey yoktu. O kadar kızgındım ki, kendime kızgındım.
Koridora çıkıp duvara dayandım ve gözlerimi sımsıkı yumdum. Derin derin nefes alarak başımı geriye attım ve bağırmamak için kendimi tuttum.
Sessizlik beni öldürüyordu.Etrafta sadece bu vardı. Sessizlik. Tek bildiğim buydu. Sessiz olmak. Hiçbir şey olmamış, hiçbir sorun yokmuş gibi davranmak. Bunun ne kadar güzel sonuçlandığı ortadaydı.
Duvara sürtünerek aşağı doğru kaydım ve gözlerimi aç­tım. En az içim kadar kuruydular.Bunun suçlusu kimdi? Blaine mi? Ailesi mi? Benim ai­lem mi? Bir önemi var mıydı? Bir kez olsun annemle ba­bamın karşısına dikilip ne düşündüğümü söylememiştim. Sadece susmuş ve kabullenmiştim, kaçabileceğim zaman gelinceye dek kabullenmiştim.

     Sorun, kaçmanın artık işe yaramamasıydı. En başta da işe yaramamıştı ve bunu anlamak ne kadar zamanımı almıştı? Beş yıl, neredeyse altı? Peki ya kaç kilometremi almıştı? Binlerce?
Sonra salondan kurulmuş gibi telefonumun çaldığını duydum.
Ayağa kalkarak içeri gittim ve ekranda GİZLİ NUMARA’yı görünce başımın gerisinde karıncalanmalar olmaya başladı. Telefonu kaptığım gibi çağrı kabul etme düğmesine bastım.

“Ne var?” dedim, titreyen bir sesle.
Hiçbir şey. Daha fazla sessizlik.
“Ne istiyorsun benden be?” diye sorguladım. “Ne? Söy­leyecek hiçbir şeyin yok mu? Dokuz aydır arayıp mesaj atı­yorsun? Ben de söyleyecek tonla lafın vardır sanıyordum.”
Bir başka her şeye gebe sessizlik yaşandı ve sonra, “Ce­vap verdiğine inanamıyorum,” dedi arayan.
Gözlerim kocaman açılmıştı. Yuh, arayan bir kızdı. Beni arayan ve büyük olasılıkla e-posta yağmuruna tutan kişi bir kızdı.
Bir kız.
Ne beklediğimi tanrı bilir ama kesinlikle bir kız bekle­miyordum.
Tek bir kelime edebildim.

HEP SENİ BEKLEDİM ( Aşk Serisi 1#) ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin