6

10.1K 1K 431
                                        

(Yorum yaparak düşüncelerinizi paylaşmaya ne dersiniz?)

Kulaklığımı takmış soğuk bahçede tek başıma oturuyordum. Kulağımda Lana'nın sakinleştirici ve aynı zamanda beni dertlere boğan sesi dolanıyordu.

Carmen.

Dürüst olmak gerekirse onun bu kadar büyüleyici olması korkutucuydu. Öyleki ben bile dakikalardır gözlerimi ondan çekemiyordum.

Etrafindaki arkadaşlarımızı kandırıyordu. Onlara eğlendiğini söylüyordu. Mutlu değildi. Görebiliyordum. İki gün önce bana gülümsediğinden beri tüm çıplaklığıyla görüyordum onun duygularını.

Ölüyordu. İçten içe ölüyordu.

Tüm kızlar ve erkekler Afrodit'ten hoşlanıyordu. O bir tanrı gibi gülüyor, herkesi etkilyordu. Ses tonu yalanı iyi ayarlıyor herkese sorun olmadığına dair mükemmel bir imaj çiziyordu.

Parlıyordu. Yemin ederim öyle bir parlıyordu ki bu tepedeki kış güneşi bile yeterince ilgi çekici değildi.

Kızların onu hayranlıkla izlediğini hafif hafif kıkırdağını görüyordum. Taehyung güldüğünde kızların elleri kalplerine gitti. Ben de elimi kalbime götürüp bu sıkışıklık hissi yüzünden çıkarıp atmak istiyordum.

Ne olursa olsun onun gibi olmak isterdim. Tüm erkeklerin ve kızların benden hoşlanması, sürekli benimle ilgilenmelerini isterdim.

Genç yaşta ünlü olan oydu. Bunun şöhretini taşıyamıyordu. Kendini överken aslında ne kadar yetersiz hissettiğini farketmiştim. Kendini hiç bir şeyde yeterli görmüyordu.

Kendini sevmeyen bir insanın etrafındakilere kendini bu derece sevdirmesi korkutucuydu.

"Neden yalnız oturuyorsun?" Diye sordu bir kız yanıma gelip elindeki çilekli sütü uzatırken.

Elinden aldım.

"Bazen kafamı dinlemeye ihtiyacım oluyor." Dedim.

Gülümsedi.

"Dakikalardır Afrodit'i izliyorsun." Dedi.

"Bunu farkettiğine göre sen de beni izliyor olmalısın." Dedim gözlerimi Taehyung'tan çekmeden.

"Bu sana tuhaf mı geldi? Bir çok kişinin yaptığı gibi ben de seni izliyorum işte. Rahatlatıcısın Jungkook. Senin sakince müzik dinleyişin, ifadesiz suratının bize bakmayacağını bilerek izlemek huzur veriyor."

Çekinmeden konuşması etkileyici olabilirdi. Tabi gözlerimin önünde bir tanrı olmasaydı.

Pipeti açıp süte batırdım. Ayağa kalkarken kıza uzattım.

"Afiyet olsun." Dedim ve ona doğru düzgün bakmadan okula ilerledim. Bugün ekstra bir sakindim. Yalnızca şarkı dinlemek istiyordum. Kimse bana karışmasın kimse bir şey demesin istemiyordum.

Ama gün bunun aksi şekilde ilerleyerek olaylarla geçmişti. Öyleki belki de böylesine bir daha durgun olamayacağım bir günde birisini öldürmekten son andan kurtulmuştum.

Öğle tenefüsüne girdiğimizde kulaklıklarımı takıp şarkı açtım. Çözmediğim testlerin eksiğini nasıl kapatacaktım pek bir fikrim yoktu ancak yine de bunu umursamayarak şarkımı dinlemeye devam ettim.

Kafamı sakince pencereden dışarı çevirdim. Öylece izlerken tenefüsün ortalarında bilmem kaçıncı şarkımdayken gözlerim Sun Hee'yi buldu.

Benden bir buçuk yaş küçüktü. Psikolojik sorunları vardı. Yoon Ho'nun bana yardım ettiği gibi kimse ona yardım etmediği için psikoloğa gitmesi gerektiğini bile düşünüyordum bazen. Kardeş olduğumuzu kimse bilmezdi. Onun isteğiydi ve saygı duymuştum.

Aphrodite ~TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin