39

4.9K 565 195
                                    

Kim Taehyung

"Ders çalışacağını sanıyordum." Dedim.

Sesim yalnızca sertti. Yüzündeki bahane üretmeye hazır ifadesini izledim. Sonrasında bunu bana defalarca yaptığı ve benim öylece inandığım anlar geldi aklıma. Kavga etmememizin sebebi onun mükemmel rol yeteneği ve berbat zekâsıydı.

Beni gerçekten seviyor muydu? Seviyorsa bu iğrenç tekniklerini neden benim üzerimde kullanıyordu? O yalnızca ilgiyi seviyordu.

"Kafamı dağıtmaya ihtiyaç duyuyorum. Sadece bir saat zaman geçirip eve gelecektim zaten." Dedi tatlı bir tonda.

Güldüm. Gördüğüm gerçek yüzüne baktım.

"Orda bir saat falan durmayacaktın Jeon. Sen sabaha kadar orada duracaktın ve gelip 8 de yeni duş almış bir şekilde yanıma yattığında, kurutmadığın saçların kolumu ıslattığında tüm sessizliğine rağmen uyanacak, ben senin ders çalışmaktan yorgun olduğunu düşünecek ve sana sarılacaktım."

Yutkundu. Beyninde dönen çarkların sesini ilk defa bu kadar net duydum. Yalan bulması yemin ederim iki saniye bile sürmedi.

"Taehyung gerçekten ders çalışıyorum. Sonrasında biraz gidip arkadaşlarımla kafa dağıtıp senin yanına geliyorum. Bunalıyorum. Dersler lisedeki kadar kolay değil ve üzerime geliyorlar. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var yoksa ben dağılırım."

"Seni ben toparlardım Jungkook. Herkesin vereceği ilgiyi sana ben verebilirdim."

Başa dönmüştük. Jungkook'un berbat popüler olma takıntısına.

"Anlamıyorsun." Dedi sırtını duvara yaslarken.

"Neyi anlamıyorum? Anlat hadi Kore birincisi Jungkook?"

"Seninle tüm gün vakit geçirebilirim evet. İyi de geliyorsun bana ancak ben herkes tarafından sevilmeyi seven biriyim. Bu dünya hoşuma gidiyor. İnsanların bana hayran hayran bakmaları, yakışıklı veya güzel olduğumu söylemeleri, onları aramam umuduyla numaralarını bana vermeleri ama benim yüz vermemem... bunlar hoşuma gidiyor. Eğer stajyerliğim devam etseydi ben bu sene geçen aylarda resmi olarak çıkış yapmış olacaktım ve bunların hepsine zaten erişecektim. Hiç bir şey planladığım gibi gitmedi. Her şey mahvoldu ve ben şimdi kendimi iyileştirmeye çalışıyorum."

Uzun açıklamalar. Sorunu olduğuna dair zırvalamalar. Geçmişi gün yüzüne vurmalar. Bahaneler. Kendini acındırma taktiği. Masum görünen tatlı yüz ifadesi...

Gülümsedim. Acı bir gülüştü bu. Ona ilk defa inanmamıştım. Aynı bundan sonra inanmayacağım gibi.

"Seokjin'in ilgisi de oldukça hoşuna gidiyor olmalı." Dedim gülerek.

"Ne?" Dedi anlamayarak.

"Yemek yemen düzelmesine rağmen sırf senle ilgilensin diye dudaklarını büküp duruyorsun. Sana yemek yedirmesi etrafında dönmesi hoşuna gidiyor. Namjoon'un peşinde zaten bildiğin soruları soruyor ve onun da senle ilgilenmesini sağlıyorsun. Yoongi'nin zaten zaafısın. Gidip yanına oturman bile yeterli. Hoseok'a önce onun nasıl olduğunu sorduktan sonra kendi dertlerinden yakınarak seninle ilgilenmesini sağlıyorsun. Jimin ve ben zaten hep cebindeyiz."

Yüzündeki ifade donuklaştı.

"Tamam bar meselesinde haklı olabilirsin. Ancak gerçekten sizin hakkınız bunları düşündüğümü mü düşünüyorsun?" Diye sordu.

"Tam olarak bunları düşünüyorum. Herkesin kendi etrafında dönmesinden zevk alıyorsun."

Konuşmak için dudaklarını araladı ama sustu. Konuşmasını istedim. Çünkü sustuğunda o bunları içine attığında sonucu gerçekten ürettiği bahanelere dönüyordu.

Aphrodite ~TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin