Üzerine aniden atılmam yüzünden sırtı sertce kapıya çarparken bir elim hırsla saçlarına çıkmıştı. Parmaklarım saçlarına dolanırken hiç acımadan onları çekerek daha da asıldım dudaklarına.
Karşılık vermeye çalışmasına şaşırmaya zaman bulamayacak kadar duygularım yoğundu. Hızıma yetişememesine rağmen ısrarla karşılık vermeye devam ediyordu. Dudaklarımızın uyumsuz dansının bile bu kadar baştan çıkarıcı olmasının tek sebebi öpüşmenin içinde bir tanrının bulunmasıydı.
Dudaklarına yapıştığım hızdan farksız ayrılırken ellerimi saçlarından çektim.
"Senden nefret ediyorum. Yemin ederim öyle nefret ediyorum ki yüzünü görmek bile artık katlanamadığım şeylerden biri."
Elimi bileğine sarıp onu kenara çektiğim gibi kapıyı açıp çıktım müzik odasından.
Merdivenlerden hızla inerken aniden durdum.
Sikeyim ben ne yapmıştım az önce?
Elim dudaklarıma giderken şokla gözlerimi açtım. Onu öpmüştüm. Onu ben öpmüştüm. Öyleki stresten terleyen elime yapışmış kırmızı saç ona aitti. Zar zor yutkunurken dudaklarımın üzerindeki ıslaklık ona aitti. İstemsizce dudaklarımı yalarken hızlıca merdivenlerden inmeye devam ettim.
Yüzüne bile bakmadığım, muhattap olmaktan kaçındığım, nefret ettiğim kişiyi öpmüştüm. Nasıl böyle bir hata yapabilirdim?
Acı olan bir şey vardı ki bu öpücük beni öylesine dağıtmıştı ki ne sevgilimi aldattığımın farkındaydım o sıra, ne de şirketten atıldığımın.
Düşüncelerim daha da parçalara ayrılırken alkol alsam dahi aklımın bu kadar dağılamayacağını farkettim.
Pratik odasına girdiğimde dağılmış ifademe baktım. Şişmiş kırmızı dudaklarıma, gözlerimdeki şaşkınlığa. Güzeldim. Taehyung'un dokunduğu biri olarak güzeldim. Elinin değdiği her şey zaten mucizevi olarak güzelleşiyordu, onun dudaklarında nefeslenmiştim.
Yinede Afrodit'in insanlara can verme gücü yoktu. Nefeslerimin ve kalp atışlarımın bu denli düzensiz olmasının nedeni tam olarak neydi şuan? Aniden sinirlenmem mi? Merdivenleri hızla inmem mi? Yoksa nefesimi kesecek bir öpüşmeye bizi çekmiş olmam mı?
Sikeyim yalnızca etkilenmiştim işte.
Bir daha yüzüne nasıl bakacaktım? Belki de benden iğrenmişti?
Sikeyim belki de erkeklerden bile hoşlanmıyordu?
Elimi saçlarımdan geçirirken hafifçe yoldum.
Tanrım nasıl böyle boktan bir hata yapabiliyordum?
Deli gibi çığlık atmak istiyordum şuan.
Odanın kapısı açılırken zaten paniklemiş ve karmaşa içinde olan bedenim daha da ne yapacağını şaşırarak oraya döndü.
Taehyung'la göz göze gelirken yutkundum. Gözlerimde saklamaktan çekinmediğim bir korkuyla ona bakarken o kapıyı kilitlediği gibi büyük adımlarla bana geldi ve hiç beklemeden bir kolu belime dolanırken arkamdaki aynaya yasladığı bedenimle dudaklarımızı birleştirdi.
Delirmiş falan olmalıydı sanırım. Yine de bir tanrıyla öpüşmeyi reddedecek kadar kibirli değildim.
Onun öpüşüne ayak uydururken az öncekinden daha sakin olarak kollarım boynuna dolandı. Dilini aniden ağzımın içine ittiğinde neden bu kadar ileri taşıma istediğini sorgulayamayacak kadar onun aşkından içmekle meşguldüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aphrodite ~Taekook
Fanfiction"Zira hesaba katmamış olmalıydı seni yaratırken tanrılar, güzelliğinin etkisine Afrodit'in bile kapılacağını." Daddy Issuses...