Gözlerimi açtım. Başımın yoğun ağrısını hissederken Taehyung'un kollarıyla sarmalanmış durumdaydım. Bu nnei gülümsetirken yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Nefeslerini dudaklarımda hissetmek beni yaşatıyordu.
Biraz daha yaklaştırdım yüzümü. Yanaklarımız birbirine değerken uyanıp uyanmamasını umursamadan kollarımı kafasına doladım. Gerçekten kafasına doladım.
"Jungkook boğmaya mı çalışıyorsun?"
Siktir. Hamileyim.
Yeni uyanmış boğuk sesi...
Gözlerimi kocaman açarken bu şaşkınlığımı görmemesi için biraz daha sıkıp göğsüme bastırdım kafasını. Dudaklarımı saçlarına bastırırken onu sevmek istiyordum.
"Jungkook iyi misin?" Diye sordu bir elini koluma çıkarırken.
Konuşma azıyorum diyemezdim o an.
"İyiyim. Seviyorum biraz seni. Uyu sen." Dedim saçlarını koklarken.
Hafif gülüşünü duydum. Elleri iki belimin yanına konarken birden beni aşağı çekti. Yüzlerimiz yeniden eşitlenirken yeni uyandığında bile bu kadar güzel olması haksızlıktı. İnsan olması mümkün değildi işte. Bu kadar güzellik...
Gözlerinin içine baktım. O zaten hiç çekinmezdi göz temasından. Kuruyan dudaklarımı yaladım. Kollarım boynuna dolanırken kollarının arasına yeniden girdim. İlk defa bir sabah test çözmek için uyanmamıştım.
Gitmem gereken bir okul sonrasında dershane ve artı olarak özel öğretmenim yoktu.
Üstelik zaten kendiliğinden güzel olan bu güne bir de Taehyung'la başlamıştım. Kesinlikle en güzel günümdü.
Şuan onunla öpüşmezdim. Ağzımdaki tat beni bile rahatsız ediyorken bunu onunla paylaşmak fazlaca iğrenç geliyordu kulağa.
"Tamam yeter bu kadar duş alacağım." Dedim kollarımı ondan ayırırken.
Güldü. Yaklaşıp dudaklarına dudaklarımı bastırıp geri çekildim ve kendimi yataktan attım.
Test kitaplarımı görmemek beni gülümsetirken ayağa kalkıp gömleğimin düğmelerini çözerek ilerledim banyoya.
Pantolonumun içinden çıkardım. Bir kolu anında omzumdan düşerken saçlarımı karıştırarak girdim banyoya.
Kapıyı kapatıp aynada kendime baktım. Eh fena sayılmazdım heralde. İlk işim dişlerimi fırçalamak oldu.
Ardından banyoya girmiştim. Tüm bildiklerimi unutmak istiyordum bu akan suyla.
Çünkü ister istemez sınavdaki soruları tekrar tekrar çözüyordum aklımda. Bornozumu giydim. Lipbalmımı sürerek banyodan çıktım.
Tekrar uykuya dalan Taehyung'a gülümsedim. Yatağın yanındaki çekmecenin üzerinden telefonumu aldım. Aramalar, mesajlar...
Öğretmenlerimden bile bir sürü mesaj vardı. Yüzümü buruşturdum. Adlarını dabi duymak tüylerimi diken diken ediyordu. Sun Hee'nin mesajında gözlerimi gezdirdim. Önemsizdi. O aileye dair hiç bir şey görmek istemiyordum şuan.
Saçlarımın ıslaklığını havluyla aldım. Küpelerimi değiştirirken bunu neden yaptığım hakkında bir fikrim yoktu.
Dolabımdan kıyafet çıkardım. İç çamaşırımı giydim. Şortumu da giydikten sonra bornoz yeri boyladı. Bir tişörte uzanıp onu da giyindikten sonra bornozumu yerden alarak banyoya geri astım.
Telefonumu elime alırken kaşlarım istemsizce çatıldı. Taehyung'u uyandırmamak için kapının önüne çıkıp yanıtladım telefonu.
"Efendim?" Dedim imayla. Şoförümüde sinirliydim. Beni o götürmüştü her yere.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aphrodite ~Taekook
Fanfiction"Zira hesaba katmamış olmalıydı seni yaratırken tanrılar, güzelliğinin etkisine Afrodit'in bile kapılacağını." Daddy Issuses...