İkimizinde üzerinde yalnızca öylesine geçirilmiş bir tişört vardı. Elimizdeki mikrofonlarla şarkı söyleyerek eğleniyorduk. Onun moralini yerine getirmek için ben de gitmemiştim okula.
Yaklaşık bir saattir deli gibi zıplıyor ve bağıra bağıra şarkı söylüyorduk. Saçlarım hafif terlemişti ve bir kaç tutamı alnıma yapışmıştı.
Sun Hee'nin omuzlarından tutarak sırtına atladığımda çığlık atmıştı.
"Jungkook!" Diye adımı mikrofona bağırırken kahkaha attım.
"Ben seni taşıyorum. Sen de beni taşı." Dedim.
"Hayvan kadarsın." Dedi.
Buna karşı kahkaha atarken kapı birden açıldı. Kesinlikle karşımda Afrodit'i görmeyi beklemiyordum. Hem de gerçekten bu lakabı en çok hak ettiği günlerden birindeydi. Güzeldi.
Sun Hee aniden beni yere bırakırken yüzümü buruşturdum.
"Hoşgeldin Taehyung-shi." Dedi Sun Hee.
"Ben habersiz geldim ama..."
"Sorun değil." Dedim yerden kalkarken.
"Aptal git ve üstünü giyin." Dedim Sun Hee'yi omuzlarından iterken.
"Sen de giyin. Güzel bacaklarının bu şekilde ifşa olması acı verici." Dedi kıkırdayarak.
"Ölmek mi istiyorsun?" Dedim dolabıma ilerlerken.
Aldığım eşofmanı giyinip tişörtümü dışarı çıkarmaya uğraşmadan iplerini bağladım.
"Hoşgeldin. Seni beklemiyordum. Okula gitmedin mi?" Diye sordum.
Zaten ne giyersem giyeyim, hangi halde olursam olayım onun kadar güzel olmama imkan yoktu.
"Gitmedim. Tüm gün boş olaylarla geçecekti. Sun Hee'yi merak ettim. Anlaşılan iyi durumda. Moralini yerine getirmişsin."
"Düşündüğüm kadar zor olmadı. Videoları izlemişsindir. Eğer göğsü görünseydi kötü hissedeceğini söyledi. Ancak onu öyle bir hızla kendine çekmişsin ki en büyük sorun ortadan kalktı. Teşekkür ederim tekrar." Dedim.
Samimiydim. Ona birden iyi davranıyor olmamın sebebi de kardeşimdi işte. Onu korumuştu. Ona ısınmam için yeterli bir sebepti.
"Yapmam gereken bir şeydi. Teşekkür etmene gerek yok." Dedi.
Odamın kapısı açıldığında içeri Sun Hee girdi.
"Öğle yemeği için aşağı inmemiz gerek." Dedi.
"Nasılsın Sun?" Diye sordu Taehyung.
"Iyiyim sen nasılsın?" Diye sordu.
"Her zamanki gibi. Bu senin için." Dedi Taehyung elindeki paketi uzatarak.
"Teşekkür ederim gerek yoktu." Dedi gülümseyerek güzel kardeşim.
"Yakışacağını düşündüm." Dedi.
"Teşekkür ederim tekrardan. Hadi aşağı inin. Nunayı bekletmeyin." Dedi.
Bileğimdeki lastikle saçlarımı toplarken yataktan kalktım. Birlikte aşağı inerken yemek masasına oturduk.
"Kırmızı renk gerçekten büyük cesaret. Gerçi kendine yakışacağından emin olduğun için rahatlıkla boyatmışsındır." Dedi Sun Hee.
O insanlarla benim aksime biraz daha çabuk kaynaşırdı.
"Farklı şeyler denemek hoşuma gidiyor." Dedi Taehyung.
"Jungkook seni çekemiyor." Dedi Sun Hee birden.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aphrodite ~Taekook
Fanfiction"Zira hesaba katmamış olmalıydı seni yaratırken tanrılar, güzelliğinin etkisine Afrodit'in bile kapılacağını." Daddy Issuses...