Sonraki aylar açıkçası telaşsız ve sakin geçmişti. Sınav yaklaştığı için herkes bir strese girerken Seokjin'in yüzünde bile bir kaç sivilce görme şerefine erişmiştim. Jimin'le barışmıştık.
Bense onların dağılmasıyla kendimi yalnız hissetmekten alıkoyamamıştım. Jaehyun arada bir beni yokluyordu ancak eskisi kadar neşeli olmadığım için çok da fazla ilgilenmiyordu. Suratı asık insanlara insanlar bir yere kadar tahammül edebilirdi. Bir hafta, bir ay, bir yıl... sonrası olmazdı işte. Çünkü kimse hayatının böylesine güzel dönemlerinde boğucu bir insanın yanında durup onun sıkıntılarına gömülmek istemezdi. Toksit biriydim. Mantıklı bir davranıştı. Bende olsam bende benim gibi birinin yanında çok fazla zaman harcamazdım.
Yoongi Hyung ve Jimin'in arasındakiler nasıl olduysa birden tamamen arkadaşlığa dönmüştü. Buna rağmen son olaylardan beri Yoongi Hyungun Jimin'le çok yakın olmadığını söyleyebilirdim.
Jimin de pek vakit bulamıyordu. Hukuğu kafasına tamamen koymuştu ve bunun için deli gibi ders çalışıyordu. Ben de onlarla aynı dönemde olup bu okuldan siktirip gitmek isterdim.
Taehyung okula gelmemeye başlamıştı. Bu sıralar bolca çekimleri bulunuyordu. Bir de kola reklamında oynayacaktı. Onun dışında henüz kesinleşmediği için söylemek istemediği oldukça lüks bir markayla anlaşma imzalamaya çalışıyorlardı.
Gucci olduğundan emindim. Onun Kore'deki yüzü olacaktı muhtemelen. Üniversiteye de çok fazla gidip gelemeyeceğini tahmin etmek zor değildi. Muhtemelen katılacağı defileler falan da olurdu. Hayatını çizmeyi başarmıştı. Tebriklerimi sunmaktan başka elimden pek de bir şey gelmiyordu. Zaten konuşmuyorduk bile.
Bense tamamen iplerimi babamın eline bırakmıştım. Sessizdim. Birinci olmamı söylüyor birinci oluyordum. Şu sınava girmemi istiyor giriyordum. Şirkete gelmemi istiyor gidiyordum. Bir şeylere baş kaldıramayacak kadar yorgundum. Annem gibiydim. O da yorulmuştu uğraşmaktan bu yüzden yalnızca denileni yapıyordu. Benden de Sun Hee'den de nefret ettiğini farketmek zor değildi.
Barda yalnız başıma ufak ufak içkimi yudumlarken aklımda bu boş hayatım yer edinmişti her zamanki gibi. Unutmak için içiyor, içtikçe daha çok düşünüyordum.
Kendilerini bu kadar yoğun bir şekilde yanımda hissettikten sonra hepsi sınav için kendi haline baktığı için onları suçlamıyordum ancak boşluğa düştüğümü de reddetmek istemiyordum.
İçtiğim bir kaç bardak içkinin parasını ödeyerek ayağa kalktım. Bardan çıkarken ısınmış havalar yüzünden üzerime ceket almayı umursamamıştım ancak ilkbahar yağmuru kendini belli ediyordu. Haziranın basında girecekleri sınava deli gibi çalışıyorlardı. Nisan ortasındaydık. Az bir zamanları kalmıştı. Jimin'in zayıfladığını görmüştüm. Onun aksine Taehyung'ta kendini spor salonlarına vermiş ve yediği şeylere dikkat ederek vücut geliştirmeyi tercih etmişti. Çekimleri vardı. Birazda mecburdu yani.
...
Yaz tatilinde babamla birlikte yurtdışına çıkmayı beklemiyordum. İtiraz etmeme izin vermemişti. Gideceğiz demişti ve olay bitmişti. Annemi ve kız kardeşimi, büyükannemlere bırakmıştık.
Hepsi sınavdan çıkmıştı. Namjoon kendinden emindi. Seokjin de gayet emindi. Jimin gereksiz bir stresteydi. Yoongi'yse pek umursamıyordu. Bilgisayar mühendisliği okumasa dahi bu mesleği yapacaktı. Üniversitede öğreneceğinden fazlasını biliyordu zaten. Hoseok Hyung stres bile yapmamıştı. Taehyung da umursamazdı.
Ah bu arada dans falan hepsi zaten iptal olmuştu çoktan. Öğretmenle konuşulmuş ve halledilmişti.
Arada gruba yazdığı mesajları okuyordum. Bir şey yazma gereği duymuyordum. Muhabbetlerini bölecekmişim gibi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aphrodite ~Taekook
Fanfic"Zira hesaba katmamış olmalıydı seni yaratırken tanrılar, güzelliğinin etkisine Afrodit'in bile kapılacağını." Daddy Issuses...