Aphrodite ~Taekook

45

Jeon Jungkook
Jungkook 24 yaşında
Taehyung 26 yaşında

Üzerimdeki ceketimi çıkararak odamıza girdim. Babam kaybedeceğini bile bile  benimle boş tartışmalara girmeye bayılıyordu. Sinir hastası olmama ramak kalmıştı.

Titreyen ellerimi hızla saçlarımdan geçirdim. Taehyung'un çekimleri olduğu için geç gelecekti. O da olmadığına göre tertemiz delirebilirdim.

Üzerimi hızla değiştirirken bir tişört giyip aşağı indim. Tahta dolabı açarken viskiyi aldım.

Bardağa buzları koyup bardağı doldurdum. Bir şeylere burnunu sokmaya bayılan bir babam vardı. Eh hala kabullenemiyordu şirketin %43'ünün benim olmasını. Yapacak bir şey yoktu.

Babamdan nefret eden büyükbabam bana iyilik yapmıştı. Yine de hepsinden nefret ediyordum.

Taehyung'un olmadığını fırsat bilerek sigara çıkarırken yakarak dudaklarımın arasına aldım. Taehyung'tan sonra en sevdiğim şeylerden biri buydu. Viski eşliğinde sigara.

Taehyung'la ayrı eve çıkmıştık. İki sene önce. Arkadaşlarımızla bir sorun olduğundan değildi. Yalnızca fazla kalabalıktı ve biz baş başa olmayı seviyorduk. Bir de sürekli orda burda öpüşürken yakalanmamız iki tarafı da rahatsız etmeye başlamıştı. Bu yüzden tüm itirazlara rağmen eve çıkmıştık işte.

Cerrahlık için sınava girecektim. Önümde 5 senelik daha bir yol vardı. Oldukça kararlıydım.

Gözlerimi kapatmış dinlenirken elimdekilerin çekilmesiyle irkildim.

"Sigara içmemeni söylemiştim. Gergin olduğunu söyleseydin daha çabuk gelebilirdim."

Sesi oldukça sertti.

"Yalnızca bir sigara." Dedim.

"Alkol de çok fazla içiyorsun Jungkook. Kendine zarar veriyorsun. Sana bunu yapmamanı söyledim."

"Sevgilim özür dilerim. Yalnızca biraz gergindim." Dedim doğrularak.

"Jungkook bu kadar stresli bir hayat yaşamak zorunda değilsin biliyorsun değil mi?"

"Taehyung okulu bırakmamı istiyorsun benden 5 senedir. Okul veya dersler sorun değil. Babam beni geriyor yalnızca."

"Neden hep daha fazlasını istiyorsun? Şirkete gitme o zaman. Onunla muhattap olma. Zaten para kazanıyorsun. Hem tıp okumak hem babanla ilgilenmek yoruyor sadece seni. İkiside başlı başına oldukça zorken daha ne kadar daha birlikte götürebilirsin ki?"

"Kafamı meşgul etmeyi seviyorum. Bu yoğunluk hoşuma gidiyor." Dedim.

Onu yormuştum. Sürekli benimle ilgilenmek zorunda kalıyordu. Onu gerçekten yormuştum.

"Bana zaman ayırmıyorsun. Benimle uyumak veya bazı geceler sevişmek dışında ilgilenmiyorsun bile. Ya şirket dosyaları ya da lanet olası dersler. Ne zaman bitecek bu?"

Ayağa kalktım yavaşça. Bu hayatı ben tercih etmiştim ve Taehyung'u bu hayatıma dahil etmek bir hataydı. Ondan vazgeçemezdim bu saatten sonra ancak bu yoğun hayatımda onu yıpratmak üzücüydü.

"Özür dilerim. Söz veriyorum dikkat edeceğim." Dedim.

"Beni de sok şirkete." Dedi birden.

"Efendim?"

"Senin işlerini ben yaparım. Babanla ben uğraşırım. Sok beni şirkete. Yalnız kalmaktansa işlerle uğraşmak daha faydalı olur."

"Taehyung olmaz. Babam seni çok yıpratır. Onunla başa çıkamazsın." Dedim korkuyla.