Aphrodite ~Taekook

14

Elini saçlarından geçirerek sinirle odadan çıktığında gülümsedim. Katlanamamıştı. Şuan iyi bir seksten bile daha çok zevk almıştım.

Dudağımı dişleyerek kıkırtımı tutarken arkamı dönerek göz alıcı kendime baktım. Güzeldim.

...

Kapı açılır açılmaz gözlerini kocaman açarak bana baktı.

"Jungkook bu halin ne?" Diye sordu.

Gülümsedim ve kollarımı boynuna dolayarak sıkıca sarıldım ona. Bir kolu belime dolanırken beni içeri çekip kapıyı kapadı.

"Küçük bir iddiaya girmiştim. Gördüğün üzere kaybettim. Ben de hazır bu kadar iyi görünüyorken sevgilimi bundan mahrum bırakmayım dedim."

"Sen tüm gün okulda böyle miydin?" Diye sordu geri çekilip beni baştan aşağı süzerken.

"Herkes senin baktığın gibi baktı. Günün yıldızı bendim. Sanırım gerçekten değişiklik her zaman dikkat çekiyor." Dedim keyifle gülümseyip içeri geçerken.

"Jungkook..."

"Efendim?" Dedim ona dönerek.

Çantamı koltuğa bıraktım.

"Güzelsin. Çok güzelsin. Ancak yine de bu kadar ileri gitmesen?"

"Neden?" Diye sordum kaşlarım havalanırken.

"Hiç." Diyerek omuz silkti.

"Kıskanıyorsun?"

Dudaklarını dişledi ve gülümsedi.

"Güzelliğini sadece ben görüyorken oldukça mutluyum." Dedi.

"Merak etme her gün etek giyerek okula gidecek halim yok. Bir seferlik. Ben acıktım. Yemek yiyelim." Dedim gülümseyerek.

"Hmm benim küçüğüm ne istermiş?" Diye sordu beni kucağına alırken.

Bacaklarımı beline doladım. Kollarım da boynundayken kıkırdadım. Tüm gün ilginin üzerimde olması beni mutlu etmişti.

Beni yine tezgahın üzerine oturttu. Bırakmadan önce kısa bir öpücük vererek dolaba ilerledi.

"Bugün gerçekten güzeldi. Tüm ilginin üzerimde olması gerçekten ihtiyacım olan şeymiş." Dedim onun eti kesmesini izlerken.

"Gerçekten mutlu görünüyorsun. Keşke daha kolay şeylerle mutlu olsan." Dedi.

"Senin yanında olmam da mutlu olmam için yeterli." Dedim omuz silkerek.

Buzdolabına ilerleyip sebzeleri çıkarırken bir tane de yeşil elma çıkardı. Yıkayıp bana uzattı. Yeşil elma sevdiğimi bilmesi güzel bir ayrıntıydı.

"Yeşil elmayı sevmiyorsun ama evinde var." Dedim bir ısırık alırken.

"Sen sevdiğini söylemiştin." Dedi omuz silkerek.

Ağzımda elmayı çiğnerken gelip tencereyi ocağa koydu. Dudaklarıma yapışıp ağzımdaki parçayı alırken yüzünü buruşturdum. Geri çekilip yüzüme bakarken kahkaha attı.

"Sanırım artık ben de seviyorum." Dedi.

"Tanrım iğrençsin." Dedim omzuna hafifçe vurarak.

Bu onu daha da güldürürken tencerenin içindeki malzemeleri karıştırmaya başladı. Zil çaldığında kaşlarım havalandı.

"Birini mi bekliyordun?" Diye sordum.

"Hayır beklemiyordum. Hemen bakıp geliyorum. Sen bunu karıştır." Dedi.