Tüm herkes ona hayrandı. Tanrının yarattığı en güzel, en özel şeydi o. Hayır hayır bunlar benim düşüncelerim değildi. Yemin ederim değildi. Bu nesnel bir şeydi. Güzellik veya yakışıklılık öznel olabilirdi ancak Taehyung bu algıyı yıkardı. Nesneldi. Taehyung'un herkesten daha yakışıklı, herkesten daha güzel olması nesneldi.
Dans odasına herkesten önce gelip dans etmemin sebebi tam olarak bu lanet düşünceleri kafamdan atmaktı. Taehyung son bir kaç aydır fazlasıyla aklımda yer edinmişti. Bu beni rahatsız ediyordu.
Kapı açıldığında dans etmeyi aniden durdurdum. Hareket etmeye alışık bedenim daha terlememişti bile. Hoseok ve diğerleri aynı anda girerken beni burda görmelerine şaşırmamışlardı. Onlardan önce gelip dans etmeye başlamam klasikleşmişti.
"Fake Love'un koreografisini öğrenecekmişiz bugün. Plan değişmiş. Bunu sunmamızı istiyorlar." Dedi Hoseok.
"Bu yalnızca yorucu." Dedi Namjoon hyung çantasını kenara atarken.
"Benim için katlandığını biliyorum sevgilim." Dedi Seokjin Hyung.
"Kafamı dağıtmamada yardımcı oluyor. Üzme kendini." Dedi ve dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı.
"Bay Kang gelir birazdan." Dedi Hoseok.
"Jungkook cumartesi akşamı bara gidelim mi?" Diye sordu Jimin kulağıma.
"Yoongi Hyung?" Diye sordum.
"Haberi olmayacak. Kafa dağıtmaya ihtiyacım var. Kaç haftadır senin yüzünden gitmiyoruz." Dedi.
"Tamam."
"Gerçekten mi?" Diye sorup bana kollarını dolayacakken onu durdurdum. Tanrım Yoongi Hyung vardı ve temas bağımlısı Jimin'in elleri rahat durmuyordu.
Anlayarak dudaklarını birbirine bastırdı ve kısık bir teşekkür fısıldadı.
Ona eğlenerek güldüm. Daha sonrasında içeriye Bay Kang girdiğinde Jimin'in ısrarları olmasa gün içinde bir de asla kendimi burda yormyacağımı biliyordum.
Bay Kang bizi koregrafisini coverlayacağımız şarkıdaki yerlerimize yerleştirdi.
Kendisi de aynı zaman da bize püf noktaları anlatırken zaten bunlara alışık olan bedenimle birlikte kapataslak başladık dansa.
Gidip dizlerimin üzerine çökerken Taehyung'un arkamda hissettiğim bedeniyle kendimi arkaya verdim. Parmakları belimi bulup tutarken o öylece kalakaldı. O kalkmadığı için ben de kalkamazken ancak bunun için hareketlendiğimden dolayı beni hızlıca tutmuştu. Kollarının arasına öylece düşerken bir kolu belimde duruyordu.
Göz göze geldiğimde nefesimi tuttum.
"Taehyung ritmi kaçırdın." Dedi Bay Kang.
"Özür dilerim. Baştan alalım." Dedi Taehyung ayağa kalkarken kollarının arasındaki benle.
Taehyung'un aslında kulağı gayet iyiydi. Ritmi neden kaçırmıştı anlamamıştın. Temas etmekten mi rahatsız olmuştu. Ya da bir an ağır mı gelmiştim ona? Onunla tanıştığımızdan beri yalnızca bir kaç kez el sıkışmıştık. Genelde ben kıskançlığım yüzünden yüzüne bile bakmazdım. Benden daha çok övgüyü almasını kaldıramıyordum.
Dans tekrar başa alındığında bu sefer Taehyung'un uzun parmakları belimin kenarına sakince kıvrılmış ve kalkmamda bana destek olmuştu.
Tanrım sonrası herkesin bir sürü hatasını düzeltmekle geçmişti. Bay Kang sabırla hareketi onlara öğretirken Hoseok da ona yardım ediyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aphrodite ~Taekook
Fanfiction"Zira hesaba katmamış olmalıydı seni yaratırken tanrılar, güzelliğinin etkisine Afrodit'in bile kapılacağını." Daddy Issuses...