Aphrodite ~Taekook

34

Tamam yemek masasında oldukça garip bir hava vardı. Seokjin Hyung sürekli gülüyordu. Jimin arada bana bakıp yüzünü buruşturuyordu.

Gülmek istiyrodum. Yemin ederim çok rezildik. Utandığım söylenemezdi.

"Tamam yiyin yemeğinizi." Dedim suya uzanırken.

"Sen toksun sanırım." Dedi Yoongi Hyung.

"Evet dersem bunu anlayacağın biçimi bilmek güldürüyor beni." Dedim.

Seokjin Hyung dayanamayarak kahkahasını patlatığında benim de dudaklarım gerilmişti.

"Neyseki duvarlar ses geçirmez. Kapının dibine gelip kulağımı dayamadığım sürece hiç bir şey duymadım." Dedi Jimin.

"Cidden bizi mi dinledin?" Diye sordu Taehyung ağzındaki yemeği çiğnerken. Ne seksi çocuktu be.

"İncelen sesiyle Jungkook'un tanrım, Afrodit ve Taehyung diye sayıklamalarını ve senin kalın sesinle onun sesini bastırmanı falan duymamdan mı bahsediyorsun?" Diye sordu Jimin.

"Kaç dakika dinledin?" Diye sordu Hoseok Hyung.

"Muhabbet oldukça ilginçleşiyor." Dedim sudan bir yudum alıp ayağa kalkarken.

"Jungkook spordan sonra yemek yenir." Dedi Seokjin.

Gözlerimi açarak ona bakarken bu Jimin'i güldürmüştü.

"Taehyung doyurur onu." Dedi Jimin.

Gözlerimi devirdim.

"Ben seni bir doyuracağım bir daha yemek istemeyeceksin." Diye söylene söylene kalktım masadan.

Yemek yiyesim yoktu. Tamam canım yanıyordu ve ben yine de normal yürüyordum.

Boynumuzdaki izler gerçekten biraz abartıydı. Birbirimize karşı biraz daha nazik olmamız gerekiyordu. İlk seksimize rağmen oldukça serttik.

Yatağıma yüzüstü uzanmamın nedenini sorgulamaya gerek yoktu sanırım.

Kulaklığıma uzanırken gözlüklerimi de görüp onları da takmıştım. Şarkı açarken sosyal medya hesaplarımda özgürce dolaşmak zevkliydi.

Şarkıyı mırıldanırken aniden yanıma oturan bedenle irkilmiştim. Tepsiyi komedinin üzerine bırakırken kulaklığımdan birini çıkardım.

"Yemek yemelisin." Dedi Taehyung. Elleri belimi bulurken beni kendine doğru çekmişti. Ona yardımcı oldum. Beni kucağına oturturken güldüm.

"Evet kesinlikle hakettiğim bu." Dedim ağzıma uzattığı kaşığı kabul ederken.

"Yemek yemen için birisinin seni beslemesi mi gerekiyor?" Diye sordu.

Omuz silktim.

"O halde sana zevkle yemeğini yediririm bebeğim." Dedi ve burnunu boynuma yaklaştırıp bir nefes çekti ciğerlerine.

"Parfümden arınmış kokun daha baştan çıkarıcı." Mırıldandı. Boynuma çarpan dudaklarıyla huylandım. Sonrasında uzun zamandır yemediğim kadar yemek yemiştim.

"Bu kadar yeter. Gerçekten doydum." Dedim kendimi geriye çekerek. Sırtım göğsüne biraz daha yaslanırken halimden memnundum.

"Hayır bu benim yediğim yemeğin yarısı falan." Dedi reddettiğim kaşığı kendi ağzına götürürken mızmızca.

"Yavaş yavaş Taehyung. Alışmaya çalışıyorum." Dedim kafamı geriye atarak omzuna yaslanırken.

Gözlüğüme alışmam o kadar da zor olmamıştı. Bir şeylere çabuk ayak uydurmaya başlamıştım.