Look After You

10 june "last day of highschool"

!medyada Louis ve Harry'nin baloda dans ettikleri sarki Paramore-The Only Exception var

********************

"Yıldızların hepsi, bu gece senin için parıldıyor Louis." dedi Harry, çekinerek ettiği iltifattan sonra gözlerini kaçırdı hemen.

Kendisini ve duygularını çok güzel ifade ederdi Harry, hatta yazarken on kat daha iyiydi bu konuda. Evet, kesinlikle yazarak daha iyi lanse ediyordu duygularını. Bazı zamanlarda da bir romandan, veya şiirden alıntı yapar; öyle dile getirirdi bana olan hislerini. Ama bunu bir türlü konuşarak yapamazdı... Ya çok ileriye giderdi, ya da hiç anlayamazdım dediklerini.

Sevgilimin de dediği gibi, bu gece yıldızla dolu olan gökyüzüne alıcı gözle baktım balkondan. "Gerçekten de güzel görünüyorlar Harold." az önce hazırladığı kahveye uzanıp, önce taze kokusunu çektim içime.

Balkonunda oturduğumuz için burnumuza gelen bahar çiçeklerinin ve de Harry'nin alt komşusunun yeni biçtiği çimenlerin kokusu ikimizi mutlu etmeye yeterdi. Bu hoş koku önümüzdeki yazı hatırlatıyordu çünkü bize.

"Ama sen, hepsinden daha çok ışık saçıyorsun benim geceme." diyerek yanımda oturan Harry'ye döndüm,

Yarın geceki lise balosu için yeni tıraş ettiğim, hala losyonun kokusu gelen yanağıma getirdi elini Harry ve parmaklarıyla yavaşça okşadı. "Konuyu bana getirme..." gülümsedi. "İzin ver senin güzelliğinin tadını çıkarayım birkaç dakika." diyince, elimdeki kahve kupasını önümüzdeki küçük sehpaya bıraktım ve başımı Harry'nin dizlerine yasladım.

Balkondaki küçük koltuğa sırt üstü uzanırken bir yandan Harry'nin süsleyip püsleyerek anlattığı yıldızları izleyebiliyordum.

"Her anımıza son anımızmış gibi davranmayı bırakmalısın, aşkım." cümlenin karamsarlığını örtmek için güldüm.

Elini sakallarımla beraber kestirdiğim saçıma getirdi ve oynamaya başladı Harry,

"Hayır... Öyle davranmıyorum." bir anlığına duraksadı, "Belki de davranıyorum, haklısın."

Liseden yarın mezun olmam, üniversitenin benim için yaklaşıyor olması ve yazdan sonra şehirden taşınacağım gerçeği Harry'nin taşımakta zorlandığı bir yüktü. Her gününü benimle geçirdiği için düşeceği boşluğu tahmin bile edemiyordum...

Bu durum benim için de daha az zor değildi elbette. Geleceği düşünerek bu anı kaçırmayı istemiyordum, o kadar.

Kahvesinden bir yudum aldı Harry,

"Eğer seni daha az sevseydim, sevgim hakkında daha sık konuşabilir, anlatabilirdim sürekli olarak..." güldü, "Ama beni biliyorsun..." derin bir iç çekti, "Öyle aşığım ki, doğru kelimeleri bulamıyorum."

"Ama bir şekilde hissettirmeyi beceriyorsun." dedim ve karnıma koyduğu elini tutup öptüm.

Daha sonra birbirine sıkıca tutunan ellerimize bakıp gülümsedi Harry. Sanırım kelimeleri yine tükenmişti, ben konuşmadığım sürece sessizlik oluşuyordu bu akşam.

"Yarın," boğazını temizledi, "Annem ve ablam geliyor. Bir gece kalıp dönecekler."

"Öyle mi?" onun adına sevinmiştim. "Saat kaç gibi geliyorlar?"

"Hmm... Öğlen üç-dört gibi."

Yani biz okuldan geldikten sonra burada olacaklardı. "Tam da balo gecesi... Aklın onlarda kalacak değil mi?" diye sordum.

"Alakası yok." güldü, "O kadar eğleneceğiz ki, başka bir şey düşünemeyeceğim."

Eğleneceğimizi biliyordum, Zayn kokainin nadir bulunan bir çeşitini getirecekti yarın. Liseden mezun oluşumuzu kutlamak için harika bir yöntemdi... Balodan sonra da geceye evinde vereceği partiyle devam edecektik. Her şeyi planlamıştık Zayn ile, okuldaki beraber son günümüzün bize yakışır bir şekilde geçmesi gerekiyordu. Öyle de olacağını biliyordum, ama ikimizin de bilmediği bir şey vardı,