17 november "sleepover at work"

618 74 55
                                    

Harry's pov

Bardağın dibinde kalan son birayı kafama diktim, Louis az önce evden çıktığına dair mesaj atmıştı. Onu izlemeye geldiğimden haberi vardı, gerçi bu bir süredir böyle devam ediyordu, sahnesi bittikten sonra gece yarısına kadar barda takılıp içki içiyor ya da sahilde oturuyorduk. Bar sahilin tam ortasındaydı ve harikulade bir deniz manzarası vardı, Louis ile konuşurken ne kadar çok ortak noktamızın olduğunu fark etmiştim. O da etmişti, ikimizinde hayali kaptan olmaktı, o sadece denizi ve denizin etrafında olmayı sevdiği içinken, ben bunu hep bir kaçış noktası olarak düşünmüştüm. Düzenli bir hayat kurmadan yaşamak, bütün duygularımı düzen içerisinde tutma alışkanlığımın aksine.

Hayatım boyunca hiçbir zaman duygularını belli eden tiplerden olamamıştım, çünkü hiç yoğun olmamışlardı. İlgi odağımı hiçbir zaman bir olayda fazla tutamıyordum, ilgisizlik tabiatımda vardı, o yüzden kendimde bir aşırılık fark ettiğimde bunu dizginlemeye özen gösterirdim. Çünkü başka türlüsüne alışmamıştım, ama bunu artık kontrol edemiyordum, Louis'ye aşık olabilme ihtimalimi kabul etmekten çok korkuyordum. Ona karşı olan hiçbir dürtümü engelleyemiyor ve bundan resmen rahatsız olmuyordum.

Oturduğum rahat deri koltuktan, yeni bir bira almak için kalktım, Dallon bardağımı doldururken kapı açıldı, kafamı çevirmemle Louis ile göz göze geldik, eliyle saçlarını yana yatırıp gülümsedi, "Dallon ben de bir bira alacağım." barmene seslendikten sonra bana döndü, "Nasılsın Harry?" gülümseyerek biramdan bir yudum aldım, "iyiyim, seni bekliyordum," omzundan tutarak onu oturduğum masaya doğru yönlendirdim "sana bir şey soracaktım." yanıma yerleşirken gelen erkeksi parfüm kokusunu içime çektim, parfümünü hiç değiştirmiyor ve resmen üstüne boca ediyordu.

"Sor tabii." masanın üstündeki telefonuma gelen bildirim sesine aldırış etmeden konuştum, "bu gece burada kalalım mı? beraber." gülümseyerek bir iki saniyeliğine etrafına bakındı. "Neden olmasın?" dedikten sonra kafasını omzuma yasladı, "arkadaki odanın yeri çok soğuk olur bu mevsimde... Değil mi Harry?" diyeceği şeyi anlamamla dudaklarımın kenarına bir kıvrılma oluştu, şu an yüz yüze konuşmuyor oluşuma sevindim.

"Evet... hava iyice soğudu bugün." başını yasladığı omzuma daha da yaklaşırken -sanki imkanı varmış gibi- huzurla gözlerimi yumdum. "o zaman içerideki tekli kanepede beraber yatmak zorunda kalacağız." bütün bir geceyi ayni kanepede geçirme fikrine çoktan alışmıştım ve bu gecenin ne kadar güzel geçeceğini hayal ediyordum. "ahh çok uykum var Harry, omzunca azıcık uyusam keşke."

İçeri girince sıcakladığım için çıkardığım yanımda duran kazağımı aldım ve yapabildiğim kadarıyla Louis'nin üstünü örttüm, "sen uyu, ben zamanı gelince seni kaldırırım." bir şeyler mırıldandığını duydum ama tam olarak emin olamadığım için önemsemedim, kafamı koltuğuna yaslayıp parfüm ve kendi kokusunun oluşturduğu baş döndürücü kokuyu derin bir nefesle içime çektim ve sadece bu anın tadını çıkardım. Giderek ağırlaşan kesik nefeslerini her aldığında kafasının omzuma tekrar tekrar yerleşmesini keyifle hissettim.

*********

"Lou hayır, çekme kötü çıkıyorum." fotoğraf çekmek için havaya kaldırdığı elini bıkkınlıkla indirdi ve bana baktı, "Daha kaç defa söyleyeceğim?.."

Louis'nin sahnesi bitmişti ve bu gece sahne alan sanatçılardan biri şu an sahnede The Police'den Every Breath You Take parçasını söylüyordu, bizde barın odalarından birinde takılırken Louis fotoğraf çekelim diye tutturmuştu.

Gergin bir şekilde elimi saçımdan geçirdim, "çirkin çıkıyorum şu an." bugün saçımı yapmaya vaktim kalmadan evden çıkmıştım ve hiç olmadığı kadar dağınıktı, "saçmalama Harry. Çok güzelsin işte, nerden çıkardın bunu?" cevap vermek istemediğim için omzumu silktim, gülerek ellerini, ellerimin üzerine koydu ve saçımın içinden çıkardı, "kendine bir bak." telefonunun kamerasını açtı ve bakmam için bana çevirdi, gözlerimi telefonuna çevirdim, kızarmış yanaklarım ve her zaman dolgun görünen dudaklarımla aslında o kadar da kötü görünmüyordum, aksine her zamanki kadar beğenmiştim kendimi. Louis telefonunu geri aldı, "gördün mü? işte bundan bahsetiyordum."

Look After You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin